Mesajı Okuyun
Old 05-01-2013, 15:41   #2
garani

 
Varsayılan

borçlar kanunu düzenlemesinde de beyan edildiği sözleşmede karşılıklı alım ve verim söz konusudur.tefecilik olayında ise kazanç elde etme amacıdır ki suçun maddi unsuru para ve karşılığında kazançtır.tefecilikte tefeye alan kişiden herhangi bir edim beklenmemekte yasal olmayan yolla faiz talep edilmektedir.bu da zaten suçun unsurunu oluşturmaktadır.bu durumda iki kanun maddesinin karşılaştırılmasında saik noktasında ihtilaf söz konusu olmaktadır.yine borçlar kanununda yer alan tüketim ödüncünde her iki tarafın rızası söz konusu iken tefecilik suçlamasında her ne kadar tefeye alan kişinin rızası söz konusu ise de tefeye veren tarafından müzayaka halinden faydalanma da söz konusudur.kişinin bulunduğu zor durumdan istifade hukuki anlamda kötü niyet olmakta ve malumunuzdur ki kötü niyet hukuki çerçevede korunmamaktadır.çelişki oluşturmamakla birlikte tamamı ile saik noktasında önem arz eden iki kanun maddesi bence.bu durumda her na kadar kişilerce bankaların yasal tefeci odluğu söylense de tefecilik suçlamasını bu kanun maddesinden yola çıkarak bankalara da yöneltmemiz gerekecektir