Mesajı Okuyun
Old 03-01-2013, 11:17   #4
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.aysenn
MERHABALAR,

yol kusuru ve karayolunun bozukluğundan dolayı karayollarının sorumluluğuna gidilebilmesi için avrupa insan hakları mahkemesi kararları yada yargıtay kararı arıyorum.
Bu konuda meslektaşlarımın yardımını rica ediyorumm


Yargıtay 17. H.D. 2009/10360 E. 2010/3573 K. 15.04.2010 Tarih

Davacı vekili, müvekkiline kasko sigortalı ... plakalı aracın geçirdiği trafik kazası sonucu hasarlandığını belirterek, kazanın oluşumunda davalı idarenin yol kusurunun etkili olması nedeniyle, sigortalıya ödenen tazminatın, kusur oranına göre 2.297,00 TL'sinin 13.02.2007 ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin kaza mahallinde trafik ışık ve bakımları ile ilgili bir çalışması bulunmadığını belirtip, husumet ve kusura itiraz ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin kaza tarihinde kavşak sinyalizasyon düzenlemesinden sorumlu olmadığı anlaşılmış olduğundan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat isteğine ilişkindir.
Dava konusu trafik kazası trafik sinyalizasyon sistemindeki hata nedeniyle meydana gelmiştir. Dosyaya ibraz edilen sinyalize kavşak işi ile ilgili davalının taraf olduğu sözleşmenin süresi 120 gün olup, olay tarihinden çok kısa bir süre önce bittiği belirtilmiştir. Ancak İ.l B.r Belediye Başkanlığı’nca verilen cevapta, 6.2.2006 tarih ve 686/1 nolu ihale komisyon kararlı İ.l kent içi sinyalize kavşak işinin 10.04.2006- 08.04.2007 tarihlerini kapsadığı ve kaza yerinin Karayolları Genel Müdürlüğü’nün sorumluluk alanında bulunduğu bildirilmiştir.
Bu durumda mahkemece, Karayolları Genel Müdürlüğü’nden trafik kazasının olduğu yolun bakım, onarım ve sinyalizasyon işlerinden hangi kurumun sorumlu olduğu araştırılıp, İ. B.r Belediyesi Başkanlığı’ndan da 6.2.2006 tarih ve 686/1 nolu ihale komisyon kararı ile ihale evrakları getirtilip, dava konusu kazanın olduğu tarih de sinyalizasyon bakım ve onarım işinden sorumlu olanlar kesin olarak saptanıp, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.



Danıştay 8. D. 2004/4382 E. 2005/2250 K. 13.05.2005 Tarih

Uyuşmazlık, davacının .... plakalı aracı ile Samsun-Ankara karayolunda karıştığı trafik kazası sonucunda oluşan 8.972.000.000.-lira maddi zararın giderilmesine karar verilmesi isteminden doğmuştur.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 5. maddesinde trafik düzeni ve güvenliği ile ilgili trafik zabıtasına ait görev ve yetkiler; aynı Kanunun 7. maddesinde ise, karayollarının yapım ve bakımı ile karayolları Genel Müdürlüğüne ait görev ve yetkiler sayma yolu ile belirtilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; davacı ...., yönetimindeki .... plakalı aracı ile 15.12.2002 tarihinde Samsun-Ankara Devlet Karayolunun 84. km. sinde yaralamalı ve maddi hasarlı kaza yaptığı, kaza yerinde tutulan tutanakta kazanın küspe suyuna (pancar küspesi) bağlı olarak yolun kaygan hale gelmesinden kaynaklandığının belirtildiği, Samsun 2. Asliye Hukuk Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda tespit edilen 8.972.613.370.-lira hasar bedelinden kaynaklanan zararın ödenmesi için davalı idareye başvuruda bulunulduğu, davalı idarece istemin yanıtsız bırakılması üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İdare Mahkemesince; kaza sonucu olay yerinde tutulan tutanakta, kaza sebebinin 3. kişilerce karayoluna dökülen küspe suyu olduğunun belirtilmiş olması karşısında, kaza sonucu oluşan zararla davalı idareler arasında nedensellik bağının kurulamayacağı, bu nedenle idarelerin hizmet kusurundan sözedilemeyeceği; kaldı ki, yola küspe suyu dökülmesinden idarelerin önceden haberdar olmasına olanak bulunmadığından idarelerin gerekli tedbirleri almalarının da beklenemeyeceği gerekçesiyle dava reddedilmiş ise de, yukarıda aktarılan Karayolları Trafik Kanununun 5. ve 7. maddelerinde yer alan denetim, gözetim ve bakım görevlerini yerine getirmeyen davalı idarelerin olayın oluşumunda kusurlarının bulunduğu açık olduğundan, aksi değerlendirmeyle davanın reddi yolunda verilen kararda hukuka uyarlık görülmemiştir.