Mesajı Okuyun
Old 03-01-2013, 11:04   #2
av__emrah

 
Varsayılan

Aşağıdaki kararlar işinize yarayacaktır, iyi çalışmalar.


T.C. YARGITAY

4.Hukuk Dairesi
Esas: 1997/8178
Karar: 1997/12162
Karar Tarihi: 18.12.1997


TRAFİK KAZASINDAN DOĞAN TAZMİNAT DAVASI - KARAYOLLARININ OLAYIN MEYDANA GELDİĞİ YERDEKİ YOLU MEVCUT STANDARTLARA GÖRE YAPMAMASI - İDARİ EYLEM

ÖZET: Kamu kurumunun görevlerinden olan bir işi yapmayı kararlaştırması idari bir karar olduğu gibi, bu kararı yerine getirmek üzere plan ve projeler yapıp o plan ve projeler gereğince işi görmesi de kararın neticesi olan birer idari eylemdir. O halde sözü edilen kararda örnek olarak belirtilen bu eylemlerden doğan zararların ödettirilmesi istekleri 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesi hükmünce bir tam yargı davasıdır ve bu davalara bakmağa idari yargı yeri görevlidir.Temyize konu olan davada davalı Karayollarının olayın meydana geldiği yerdeki yolu mevcut standartlara göre yapmadığı, diğer davalı edildiğine göre hizmet kusurunun bulunduğu anlaşıldığından dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddedilmemiş olması bozmayı gerektirmiştir.


(818 S. K. m. 49) (2577 S. K. m. 2)

Dava: Taraflar arasındaki trafik kazasından doğan tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davalılardan Zonguldak Belediye Başkanlığı aleyhine açılan davanın reddine, toplam 1.174.037.295 lira maddi ve manevi tazminatın 27.8.1995 olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara payları oranında ödenmesine ilişkin hükmün süresi içinde davalılardan Karayolları Genel Müdürlüğü avukatı ile TTK Genel Müdürlüğü avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi gereği görüşüldü:

Karar: 11.2.1959 günlü 17/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararının I.bendinde açıkça belirtildiği gibi, bir kamu kurumu tarafından verilen kararlar üzerine plan ve projesine göre bir yol yapılması dolayısıyla evinin duvarı yıkılan veya bodrum katını sel basan, bir su tesisi yapılması neticesinde tarlasındaki sular çekilip ağaçları ve mahsulleri kuruyan veya tarlası artık ekin ekilemez hale gelen yahut tarlasının kenarından geçen derenin kuruması yüzünden tarlası susuz kalan veya su tesisinin bozukluğu yahut bakımındaki ihmal yüzünden tarlasını sular basıp bu suların getirdiği kumlardan dolayı tarlası artık ekin ekilemeyecek duruma düşen kimsenin uğradığı zararlar gibi zararlar idari kararın ve fiilin neticesinde meydana gelen zararlardır. Zira bir kamu kurumunun görevlerinden olan bir işi yapmayı kararlaştırması idari bir karar olduğu gibi, bu kararı yerine getirmek üzere plan ve projeler yapıp o plan ve projeler gereğince işi görmesi de kararın neticesi olan birer idari eylemdir. O halde sözü edilen kararda örnek olarak belirtilen bu eylemlerden doğan zararların ödettirilmesi istekleri 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesi hükmünce bir tam yargı davasıdır ve bu davalara bakmağa idari yargı yeri görevlidir.

Temyize konu olan davada davalı Karayollarının olayın meydana geldiği yerdeki yolu mevcut standartlara göre yapmadığı, diğer davalı edildiğine göre hizmet kusurunun bulunduğu anlaşıldığından dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddedilmemiş olması bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın gösterilen nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18.12.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.
-----------------------------------------------------
T.C. YARGITAY

11.Hukuk Dairesi
Esas: 2002/372
Karar: 2002/4037
Karar Tarihi: 29.04.2002


TAZMİNAT DAVASI - KASKO SİGORTALI ARAÇTA MEYDANA GELEN HASARIN RÜCUEN TAZMİNİ TALEBİ - KARAYOLLARINDA KAZALARI ÖNLEYİCİ GEREKLİ ÖNLEMLERİ ALMA KURALINI İHLAL İDDİASI - GÖREV - HİZMET KUSURU

ÖZET : Bilirkişi raporunda, davalı Karayolları, karayollarında kazaları önleyici gerekli önlemleri alma kuralını ihlal ettiğinden %100 oranında kusurlu bulunmuştur. Bir kamu hizmeti görmekle yükümlü olan davalı Karayolları Genel Müdürlüğü, karayollarının yapım ve onarım hizmetleri sırasında verdiği zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar yönünden idare aleyhine tam kaza davasının idari yargı yerinde açılması gereklidir. Mahkemece, hizmet kusurundan kaynaklanan hasar nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, hüküm kurulması hatalıdır.

(1086 S. K. m. 1, 7) (2918 S. K. m. 3, 106) (2577 S. K. m. 2, 3) (6762 S. K. m. 1301)

Dava: Taraflar arasında görülen davada Kadıköy 6. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce verilen 24.10.2001 tarih ve 2001/648-4059 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ayşe Altun tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, müvekkiline kasko poliçesi ile sigortalı aracın, davalı idarenin kusuru neticesinde yol üzerinde bulunan çukura düşerek ağır şekilde hasarlandığını, kaza ve hasara yoldaki çukurun neden olduğunu ileri sürerek, müvekkili tarafından sigortalısına ödenen 145.940.000 TL.nın ödeme tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, hizmet kusuru iddiasıyla açılan davanın İdare Mahkemesi'nde açılması gerektiğini, olayda müvekkilinin bir kusuru bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir

Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, dava konusu olayda davalı idarenin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle, 142.000.000 TL.nın 18.1.2000 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.

1-Dava, davacı şirkete kasko sigortalı araçta meydana gelen hasarın rücuen tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece benimsenen 21.8.2001 tarihli bilirkişi raporunda, davalı Karayolları, karayollarında kazaları önleyici gerekli önlemleri alma kuralını ihlal ettiğinden %100 oranında kusurlu bulunmuştur. Bir kamu hizmeti görmekle yükümlü olan davalı Karayolları Genel Müdürlüğü, karayollarının yapım ve onarım hizmetleri sırasında verdiği zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar yönünden idare aleyhine tam kaza davasının idari yargı yerinde açılması gereklidir. Mahkemece, hizmet kusurundan kaynaklanan hasar nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.

2- Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 29.4.2002 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
------------------------------------------------
T.C. YARGITAY

11.Hukuk Dairesi
Esas: 2001/9313
Karar: 2002/1280
Karar Tarihi: 18.02.2002


KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ALEYHİNE AÇILAN RÜCUEN TAZMİNAT- GÖREVLİ MAHKEME- HİZMET KUSURU- TAM YARGI DAVASI

ÖZET : Davacı vekili, kasko sigortalı araçta oluşan hasar bedelinin rücuen tazminini istemi ile başlatılan icra takibine itirazın iptalini istemiştir. Davalı Karayolları Genel Müdürlüğü'nün yapım ve bakım sorumluluğunda olan karayolunun yapımında gerekli tedbirleri gereğince almadığı, yolun bakımında yeterli hizmet vermediği ileri sürülmektedir. Bu kamu hizmeti görmekle yükümlü olan davalı idare, karayollarının yapım ve onarım hizmetleri sırasında verdiği zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar yönünden açılan davalar ise, İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun'un 2.maddesi hükmü uyarınca idare aleyhine tam yargı davası olarak açılması gerekmektedir. Mahkemece, hizmet kusuruna dayanarak açılan işbu davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek, yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirir

(2004 S. K. m. 67) (2577 S. K. m. 2)

Dava: Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 7.Hukuk Mahkemesi'nce verilen 6.6.2001 tarih ve 2001/120-306 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ayşe Altun tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, müvekkiline kasko poliçesi ile sigortalı aracın seyir halinde iken yağmur sularının yola taşıdığı taş ve toprak birikiminden dolayı öndeki araca çarparak hasara uğradığını, dava konusu olayda davalı Karayolları Genel Müdürlüğü'nün tam kusurlu olduğunu, müvekkilince sigortalısına ödenen bedelin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, %40 icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, dava konusu olayda idari yargının görevli olduğunu belirtmiş, devamla kusur oranına itiraz ederek davanın reddini istemiştir

Mahkemece bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, dava konusu trafik kazasında davalı idarenin 4/8 oranında kusurlu olduğu gerekçesiyle, 324.069.837 TL.nın 16.7.1999 ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bu miktar için takibin devamına ve itirazın iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine, icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.

Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.

1-Davacı vekili, kasko sigortalı araçta oluşan hasar bedelinin rücuen tazminini istemi ile başlatılan icra takibine itirazın iptalini istemiştir. Davalı Karayolları Genel Müdürlüğü'nün yapım ve bakım sorumluluğunda olan karayolunun yapımında gerekli tedbirleri gereğince almadığı, yolun bakımında yeterli hizmet vermediği ileri sürülmektedir. Bu kamu hizmeti görmekle yükümlü olan davalı idare, karayollarının yapım ve onarım hizmetleri sırasında verdiği zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar yönünden açılan davalar ise, İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun'un 2.maddesi hükmü uyarınca idare aleyhine tam yargı davası olarak açılması gerekmektedir. Mahkemece, hizmet kusuruna dayanarak açılan işbu davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

2-Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığını karar vermek gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ( 2 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 18.2.2002 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
--------------------------------------------------
T.C. YARGITAY

11.Hukuk Dairesi
Esas: 2004/3654
Karar: 2004/12879
Karar Tarihi: 27.12.2004


TRAFİK KAZASININ MEYDANA GELMESİNDE KUSURU BULUNAN KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ALEYHİNE İDARİ YARGIDA TAM YARGI DAVASI AÇILABİLMESİ - HİZMET KUSURU

ÖZET : Bir kamu hizmeti görmekle yükümlü olan davalı T.C Karayolları Genel Müdürlüğü karayollarının yapım ve onarım hizmetleri sırasında verdiği zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar yönünden idare aleyhine tam yargı davasının idari yargı yerinde açılması gereklidir. Mahkemece, davalı idare hakkında, hizmet kusurundan kaynaklanan hasar yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.

(2577 S. K. m. 2)

Dava:Taraflar arasında görülen davada Ankara Aliye 10.Hukuk Mahkemesi'nce verilen 29.12.2003 tarih ve 2003/684-2003/1181 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Dilek Çakıroğlu tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: Davacının TTK:nun 1301 nci maddesi hükmüne dayalı olarak davalı taraf aleyhine açtığı rücu davası sonucunda mahkemece davanın husumet yönünden reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dava, davacı şirkete kasko sigortalı araçta meydana gelen hasarın rücuen tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda, davacı şirkete sigortalı araç sürücüsü 6/8 oranında, ayrıca, yol çalışması yapıldığı sırada gerekli işaretlerin konulmaması nedeniyle 2/8 oranında davalılardan Karayolları Genel Müdürlüğü diğer davalı kusurlu bulunmuştur. Bir kamu hizmeti görmekle yükümlü olan davalı T.C Karayolları Genel Müdürlüğü karayollarının yapım ve onarım hizmetleri sırasında verdiği zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar yönünden idare aleyhine tam yargı davasının idari yargı yerinde açılması gereklidir. Mahkemece, davalı idare hakkında, hizmet kusurundan kaynaklanan hasar yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.

2- Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 27.12.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi.