Mesajı Okuyun
Old 24-12-2012, 16:14   #6
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Öncelikle davanın, davalıların kabul beyanı dikkate alınarak kabulle sonuçlanması gerektiğini düşünüyorum..

Talep sonucunuzu daraltacak, feragat veya bilirkişi raporunu tespit ettiği biçimde kabul beyanınız olmadığı sürece, temyiz gerekçelerinizin Yargıtay'ca dikkate alınacağını düşünüyorum.

Davanızda iddianız belli. Bilirkişi raporunun aleyhinize tespitinin haksızlığını; dava içerisindeki davalı yan beyanları ve mahalli bilirkişi, tanık beyanları ile destekleyerek kararın esastan bozulması gerektiğini ileri sürebilirsiniz.

Bunun haricinde, bilirkişi tespit raporu, mahalli bilirkişiler ve tanık antamlarını doğruluyorsa da davalılar beyanlarının hükme esas alınması gerektiği belirtilmelidir.

Bilirkişi raporuna itiraz edilmemesi, hakkınızdan vazgeçtiğiniz, talebinizi daralttığınız biçiminde yorumlanamaz. Yeter ki siz bilirkişi raporunu olduğu haliyle kabul ediyoruz demiş olmayın. Yine bu halde dahi hakim, talep sonucunuzla ilgili bir daraltma olup olmadığını tarafınıza sormalıdır, açıklıkla teyit ettirmelidir. Düşüncesindeyim.[Davayı askı süresi içinde kadastro mahkemesinde açtı iseniz de; Kadastro Mahkemesi gerçek hak sahibini (K.K.30/2) arayan mahkemelerdir.]

Öte yandan, eğer mahkemece davalıların kabul beyanında bir sıkıntı olduğu düşünülüyorsa; dava dosyası üzerinde davalı beyanlarının bilirkişi raporundan sonra da alınması gerekir. Siz davanın tamamını kabul ettiniz ama, rapor yararınıza bir şeyler söylüyor..şeklinde? Yani kabul beyanlarının içeriğini NETLEŞTİRMEK gerekir. Hükme neden esas alınmadığını gerekçeli kararda belirtmek zorundadır.

Sorunuz bilirkişi raporuna itiraz etmeyen davacının kararı temyiz edip edemeyeceği ise, ben yukarıdaki gerekçelerimle temyiz edebileceğinizi, temyiz sebeplerinizin Yargıtayca tartışılması gerektiğini düşünüyorum.

Saygılarımla..