Mesajı Okuyun
Old 14-12-2012, 17:47   #3
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avukat006
Tecrübeleriniz ışığında vereceğiniz cevaplar için teşekkür ederim

Davacı müvekkilim avukattır,daha önce baroya şikayet etmiş olduğu davalı avukatın baro nezdinde yapmış olduğu yazılı savunmada davacı müvekkilimi "pişkinlikle ve zorla duruşmaya" giren avukat olarak nitelendirmesi sonucu açmış olduğumuz hakaret davasında,davalı avukat,davacı avukatın eski müvekkili şimdi kendi müvekkili olan X şahsını tanık olarak göstermiştir.Ayrıca tanık olarak gösterilen bu X'de bu süreç içerisinde davacı avukatı baroya şikayet etmiş ve davacı avukatın aralarında ki müvekkil vekil ilşkisinde vekilin yani müvekkilimin kusuru olmadığına karar vermiş ve bu karar kesinleşmiştir.Bu durumda hakaret davasında; davalı kendisinin yeni müvekkili derdest davasında vekili, davacının eski müvekkili,aynı zamanda baroya şikayette bulunun X şahsı davada tanık olarak gösterebilir mi,açık bir şekilde X şahsı isimli tanık ile davacının daha önce hasımlığı (baroya şikayet)mevcut iken bu tanıkların tanıklığının hakimlik tarafından itibar edilemeyeceğine ilişkin genel ya da benzer olaylı içtihat ya da görüşlerinizi paylaşırsanız sevinirim...

"Aslolan tanığın doğruyu söylediğidir" şeklinde Yargıtay kararları bulunmaktadır. Ancak özellikle işçilik alacaklarına ilişkin davalarda işverene karşı dava açmış olan tanıkların ifadelerine itibar edilmemesi gerektiğini belirleyen kararlar da mevcuttur.

Olayınızda, tanığın davacıyla husumeti bulunduğu tartışmasızdır. Tanık dinlenir ama salt bu tanığın ifadesine dayanarak hüküm tesis edilemez, diye düşünmekteyim.