Mesajı Okuyun
Old 14-12-2012, 14:44   #13
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan YILDIZ HUKUK
Kesinlikle haklı..Genel Mahkemede görülecek davada ,tüm tarafların ticari kayıtlarının incelenmesini isteyeceğim,3.kişi ile arada ticari bağın olmadığı açık.Senedi nasıl işlemişler kayıtlarına,şirket adına işlem yapılmış çünkü.senet aslıda mahkeme istedğinde nasılsa çıkacaktır ortaya

Genel mahkemede dava açarken,

1- Senede karşı senetle ispat kuralı,

2- Senedin mücerret borç ikrarı niteliğini,

3- Boş olarak tanzim edilmiş senetin, alacaklı tarafından rıza dışında doldurulduğunun ancak aynı değerde bir belge ile kanıtlanabileceği,

Şeklinde özetleyebileceğimiz genel kuralları, akılda tutmanın faydasını da görebilirsiniz.

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 2008/7979
K. 2009/3606
T. 27.4.2009
• İSTİRDAT DAVASI ( Dava Konusu Bonoya İlişkin Davalı Defterlerinde Kayıt Bulunmamasının Mücerret Borç İkrarı Niteliğindeki Bonoyu Geçersiz Kılmayacağı - Davanın Reddinin Doğru Olduğu )
• MÜCERRET BORÇ İKRARI ( Dava Konusu Bonoya İlişkin Davalı Defterlerinde Kayıt Bulunmamasının Mücerret Borç İkrarı Niteliğindeki Bonoyu Geçersiz Kılmayacağı - İstirdat Davasının Reddi Gereği )
• YEMİN TEKLİF HAKKI ( Davacının İddialarım Yazılı Delille İspatlayamadığı Yemin Teklif Hakkını da Kullanmadığı Gerekçeleriyle İstirdat Davasının Reddinin Doğru Olduğu )
• SENETLE İSPAT ZORUNLULUĞU ( Dava Konusu Bonoya İlişkin Davalı Defterlerinde Kayıt Bulunmamasının Mücerret Borç İkrarı Niteliğindeki Bonoyu Geçersiz Kılmayacağı - İstirdat Davasının Reddi Gereği )
1086/m.287, 288
2004/m.72
ÖZET : Dava konusu bonoya ilişkin davalı defterlerinde kayıt bulunmamasının mücerret borç ikrarı niteliğindeki bonoyu geçersiz kılmayacağı, davacının iddialarım yazılı delille ispatlayamadığı, yemin teklif hakkını da kullanmadığı gerekçeleriyle davanın reddi doğrudur.

DAVA : Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, taraflar arasında 07.12.2005 ile 04.01.2006 tarihleri arasında demir ve demir mamulü alım satımı olduğunu, cari hesap şeklinde çalışıldığı için davalının müvekkilinden 50.000 YTL bedelli bir adet bono aldığını, müvekkilinin davalı şirkete olan borçlarını tamamen ödediği halde davalının söz konusu senedi takibe koyduğunu, müvekkili hakkında çeşitli zamanlarda haciz işlemleri yapıldığını, müvekkilinin icra baskısı altında hiçbir borcu olmamasına rağmen dosya borcunu 21.07.2006'da 60,000 YTL olarak ödediğini, bononun keşide ve vade tarihleri itibariyle ve sonrasında davalının müvekkiline mal satımı olmadığını belirterek, 60,000 YTL'nin ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, senedin tanzim tarihinin 15.04.2006 olup, dava dilekçesinde belirtilen cari hesap ilişkisinin bitiminden sonra düzenlendiğini, davacının 09.06.2006'da icra dairesine başvurarak borcu kabul ettiğini beyan ederek ihtirazı kayıt ileri sürmeksizin dosya borcunu ödediğini, davacının iddialarını yazılı delille kanıtlaması gerektiğini, müvekkilinin ticari defterlerine dayanılmasına muvafakat etmediklerini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre dava konusu bonoya ilişkin davalı defterlerinde kayıt bulunmamasının mücerret borç ikrarı niteliğindeki bonoyu geçersiz kılmayacağı, davacının iddialarını yazılı delille ispatlayamadığı, yemin teklif hakkını da kullanmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

SONUÇ : Dosyadaki yazılara karar dayandığı delillerle gerektirici sebeplere delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 27.04.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.