Mesajı Okuyun
Old 13-12-2012, 11:10   #8
Engin Özoğul

 
Varsayılan

Sayın denizizm,

Yukarıda aktarılan HGK kararındaki

"1475 sayılı İş Kanunu'nun değişik 14. maddesinin ikinci, fıkrası hükmünce hizmet akitlerinin "kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile sona erdirmesi" halinde kıdem tazminatına hak kazanılacaktır. Bu değişik hüküm kuşkusuz aile birliğini koruma amacıyla getirilmiş olup çalışma hayatını evlilikle birlikte gereği gibi yürütemeyeceği düşüncesinde olan kadına Yasa ile tanınmış bir olanaktır. Bir işyerinde çalışmakta iken evlenen bir kadın, Yasa'nın tanıdığı olanaktan yararlanarak kıdem tazminatını almak suretiyle ayrılmışsa, daha sonraki dönemlerde çalışma hakkını kaybettiğinden söz edilemez; diğer taraftan önceki işinden ayrılan kadın ayrılmasını hemen takiben çalışma ile evliliği öncekine göre daha kolaylıkla yürütebileceği yeni bir iş bularak çalışmasını da sürdürebilir. Bu kuşkusuz subjektif bir değerlendirmedir. Olayda hakkın kötüye kullanılması söz konusu olmadığından direnme uygun bulunmakla onanması gerekir."

değerlendirme kanımca doğruya en yakın değerlendirmedir. Ancak 9.HD ileriki tarihli(2009 ya da 2010 sanırım) bir kararında evlilik nedeniyle işten ayrılan kadının başka bir işte çalışmasını hakkın kötüye kullanılması yasağı kapsamında değerlendirmiş ve kıdem tazminatı ödenmeyeceğine karar vermiştir. Kararda zikredilmese de böyle bir durumda kadından ihbar tazminatı talep edileceği ortadadır.

Kanımca bu yeni uygulama Yargıtay'ın yeni dönemdeki işveren lehine uygulamalarının örneklerinden biridir. Yargıtay bu kararından da işçi lehine olacak şekilde dönmüş müdür bunu bilemiyorum ancak makul olan yeni işteki koşullarla eski işteki koşulları değerlendirerek hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırı bir durum varsa kıdem tazminatı talebini reddetmek, yoksa kabul etmektir. Herhangi bir belirleme yapmak mümkün olmuyorsa işçi lehine yorum ilkesi gereği kıdem tazminatına hükmetmek gerekir.

Esasında kadına tanınan bu hakkın yeniden ele alınması gerekiyor. Zira eski Medeni Kanun'da kadının çalışması kocanın iznine bağlıydı. Bu yüzden de 1475'teki bu paralel hüküm bir anlam ihtiva ediyordu. Anayasa Mahkemesi eski MK'daki düzenlemeyi iptal etmişti ve yeni Türk Medeni Kanunu'nda böyle bir hüküm yok. Bu yüzden kadının evlilik nedeniyle işten ayrılması halinde kıdem tazminatına hak kazanacağı yönündeki hükmün de kaldırılması veya farklı bir gerekçeyle revize edilmesi düşünülebilir.