Mesajı Okuyun
Old 12-12-2012, 20:36   #6
Cumhur Okyay

 
Varsayılan

Değerli meslektaşım,
Hareket noktanız, Borçlar Kanunu'nun önceki 106. maddesi olmak zorundadır; yukarıda da belirtmiştim. Bu husus, değil hâkim nezdinde "kötü niyetiniz", aksine yasal ve yargısal bir zorunluluktur.
İhtar ve süre vermeden (ihtarnamedeki kelimelerinizi iyice seçmeden ve sürenin sonunda ne yapacağınızı da açıkca belirtmeden ve -asla fesih kelimesini de kullanmadan-) açacağınız bir dava ya mahalli mahkemesince reddedilecek ya da üst mahkemece bozulacak ve emek ve zaman kaybına uğranılacaktır diye düşünüyorum. Kolay gelsin...

DİĞER SORUNUZ; gecikme tazminatı, kısmi dava ile ilgili olarak:

"Bu halde maktu olarak kararlaştırılan gecikme tazminatı miktarının uzun süreli gecikmelerde dahi taraflar için bağlayıcı olacağının kabul edilmesi sözleşmeyle beklenen yarara, tazminatın konuluş amacıyla iyiniyet kuralları ve hakkaniyete aykırı olacağı kanaati oluştuğundan, Dairemizin maktu gecikme tazminatının değiştirilmeksizin uygulanması gerektiğine dair uygulamasından vazgeçilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır." (Bu konudaki örnek kararları inceleyiniz). Kolay gelsin...