Mesajı Okuyun
Old 12-12-2012, 14:15   #4
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan sadeceinci
Merhaba,
İş yeri vasıflı bir taşınmaza 1/2 hissedar olan maliklerden birisi kiracı olarak taşınmazın tamamını 10 yıllı aşkın süredir kullanıyorken, diğer malik ihtiyaç nedeni ile tahliye davası açmak istiyor. Sizce açılacak bu dava ile tahliye sağlanabilir mi? Tahliye olduğu takdirde, diğer hissedar kendine ait taşınmaz hissesine ilişkin burayı tahliye etmiyorum derse ne yapılabilir? Ayrıca yürürlük kanunu geçici 2. maddeye göre 2014 yılında sözleşmenin feshini istemek mi daha mantıklı olur? Ortaklığın giderilmesi istenilmiyor bunu da ayrıca belirteyim. Teşekkürler.

Paylı mülkiyette, taşınmazın kiraya verilebilmesi için pay ve paydaş çoğunluğunun rızası gerekmektedir. Olayınızda 2 paydaş var. Kiracı ise, paydaşlardan birisidir. Eğer kira sözleşmesi geçerli sayılacaksa işiniz zor.Çünkü tahliye davası açabilmek için de pay ve paydaş çoğunluğu gerekir.

Aslında çok ilginç bir soru olmuş. Şöyle bir Yargıtay kararı buldum. Ama üzerinde tartışılması gerekir.

Alıntı:

T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
E. 2001/5585
K. 2001/5802
T. 9.7.2001
• TAHLİYE DAVASI ( Tahliye Taahhüdü Nedeniyle )
• TAHLİYE TAAHHÜDÜ NEDENİYLE KİRALANANIN TAHLİYESİ ( Davacı ile Davalının Taşınmaza Yarı Oranında Malik Olmaları Nedeniyle Davacının Kira Sözleşmesine Dayanarak Tahliye Davası Açamaması )
• AKDİN FESHİNE KARAR VERİLMESİ ( Davacı ile Davalının Taşınmaza Yarı Oranında Malik Olmaları Nedeniyle Davacının Kira Sözleşmesine Dayanarak Tahliye Davası Açamaması-Akdin Feshini İstemesi )
• PAYDAŞIN PAYDAŞ ALEYHİNE TAHLİYE DAVASI AÇMASI ( Sadece Akdin Feshinin İstenebilmesi )
818/m.256
743/m.629,630
4721/m.701,702
ÖZET : Davacı ile davalının taşınmaza tapuda 1/2 şer hisse oranında malik oldukları anlaşıldığından davacı kira sözleşmesine dayanarak davalı paydaş aleyhine tahliye davası açamaz. Ancak akdin feshi istenebilir. Bu nedenle mahkemece sadece akdin feshine karar vermek gerekirken yazılı şekilde tahliyeye de karar verilmesi hatalı olmuştur.

DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Dava tahliye taahhüdü nedeniyle kiralananın tahliyesi ve icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkeme sözleşmenin feshine ve davalının tahliyesine karar vermiş hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.

Davacı ile davalının taşınmaza tapuda ½ şer hisse oranında malik oldukları anlaşıldığından davacı kira sözleşmesine dayanarak davalı paydaş aleyhine tahliye davası açamaz. Ancak akdin feshi istenebilir. Bu nedenle mahkemece sadece akdin feshine karar vermek gerekirken yazılı şekilde tahliyeye de karar verilmesi hatalı olmuştur.

Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine 9.7.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Tahliye davası açılamaz ama aktin feshi davası açılabilir, şeklinde bir Yargıtay kararı. Neden öyle olması gerektiğine dair gerekçe yok. Bilmem fikri olan var mı?