Bir suça iştirak etmek yalnızca yardım ve yataklıktan geçmiyor. Bilip de susmak, örtbas etmek de eş değer bir suç. Bu nedenle bilip de susana, göz yumana sesleniyorum.
Enseste göz yummayın!
Çocuk istismarı ve aile içi ensest ilişki haberleri ne yazıktır ki sıkça bültenlerde yer alıyor. Bir çocuğun kendini en güvende hissetmesi gereken aile ortamında böyle bir saldırıya maruz kalmasının ne büyük hezimet olduğunu anlatmaya gerek bile yok.
Sekiz aylık bebekten, erişkin çocuklara kadar hemen her çocuğun tehdit altında olduğu bu duruma maruz kalanlar fiziki ve ruhi sağlıklarını yitirebiliyor, kendilerini suçlu ve değersiz hissedebilyor, hayatları boyunca kendilerini cezalandırma yoluna gidebiliyor. En acısı da bu tür saldırıya uğrayanların büyük kısmı ileride ya fuhuş işine karışıyor ya da kendileri bir ensest saldırganı haline dönüşebiliyor.
“Kol kırılır yen içinde kalır” mantığıyla üzeri ört bas edilmeye çalışılan ensest ilişki, aile içinde gerçekleştiği için, çoğunlukla bunun bir çocuğa yönelik bir saldırı olarak görülmüyor. Ensesti uygulayan failin evin içinde yaşayan ya da eve rahatlıkla girip, çıkabilen ve istediği her zaman çocuğa rahat bir şekilde ulaşabilen kişiler olması ensesti önlemek noktasında ne büyük zorluklar yaşanabileceğini de belirtmektedir. Faillerin mağdura istediği her zaman ulaşabilmesinden dolayı kontrolü zor olan ve mağdurların utanç duygusu, aile birliğinin bozulmasından korkması, ebeveyn veya kardeşlerin kendilerinde bu hakkı görmesi, genellikle ailedeki en otoriter kişi tarafından en zayıf kişi ve kişilere uygulanması gibi sebepler ensesti, tespit ve çözümü zor bir olgu olarak karşımıza çıkartıyor.
Ensesti çözmenin en büyük yolu da bekli de enseste zemin hazırlayacak ortamların oluşmasını engellemekte yatıyor. Bilindiği gibi bu konuda en büyük uyarıcı etken, çocukların anne baba yanında uzun süre yatması veya kardeşlerin (aynı cins veya farklı cins) aynı yatakta/odada uyuması olarak açıklanıyor. Bu bilgiden ve gerçekten yola çıkarak aslında bu yazıyı yalnızca kardeşler arasındaki istismar üzerine kurgulamayı ve kardeşlerin yataklarının ayırılmasının önemine dikkat çekmeyi planlıyordum, ancak haber-literatür tarama sırasında karşıma çıkan donelerle (anne-baba-çocuk üçlemesinden, baba-kız, baba-erkek hatta anne-erkek arasında geçen ensest ilişki) konuyu tek yönlü ele almamam gerektiğini anladım.
Biliyorum okurken insanın içi kaldırmıyor. Ya yazarken? Durup durup düşünüyorum. Aslında her cümlenin ardından bir isyanım var. Her harfi kahrederek tuşluyorum. Yine de önemli olanın isyan etmek değil, mağdurlara yol göstermek olduğunun bilinciyle bu yazıyı yazma ihtiyacı hissediyorum. Aşağıda ensest nedir, kimler mağdur, kimler faildir? Enseste uğrayan çocukların yaşadığı travmalar ve kişilikleri üzerine etkileri, ensest failinin background’u, enseste göz yuman ve iştirak eden aile bireylerinin bahane ve çekinceleri gibi konularda oldukça detaylı bilgiler derlenmiş bulunmaktadır.
Ensest Nedir?
Ensest kelimesi Latincede lekelemek, kirletmek anlamına gelen “incestare” ve kirli anlamına gelen “incestus” kelimelerinden türemiştir. Kan bağı olan kişiler arasında cinsel ilişki anlamına gelir. Ancak günümüzde parçalanmış ailelerin sayısının artması üvey anne, baba ve kardeşler arasındaki cinsel ilişkilerin de ensest sayılması gerektiği tartışmalarına neden olmuştur. Diğer taraftan kan bağı olan kişiler arasında cinsel ilişki dışındaki her türlü cinsel amaca yönelik davranışlar da ensest tanımı içine alınmıştır.[1]
Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’ nün açıklamasında da yer aldığı üzere çocukluk dönemi cinsel istismarlarının büyük bir kısmını çocuğun aile içindeki cinsel istismarı yani ensest oluşturuyor.[2] Ensest, birbiriyle evli olanlar dışındaki aile üyeleri arasında sözlü-sözsüz, fiziksel, görsel her türlü erotik davranış[3] şeklinde tanımlanıyor. Başka bir deyişle ensest, aile içinde çocuk ve gençlere yönelik yapılan her türlü cinsel eylem[4] olarak tanımlanıyor.
Uzmanlar ensesti çok küçük bir bölümü görünür olan bir buzdağı olarak tarif etmiştir. Ensest mağdurları her yaştan kız ve erkek çocuk olabilirken, istismar genellikle dokunma, okşama gibi tacizlerle başlıyor. Bazı vakalar uzun süre bu şekildeki tacizlerle devam ederken bazılarında cinsel saldırı anal ve vajinal tecavüze varabiliyor.
“İstismarcılar hasta ya da sapık değildir. Çevrelerinde akıllı olarak tanınan, sevilen, güvenilen asla böyle bir şey yapmayacağı düşünülen kişilerdir. Çocuklarına istediklerini yapabileceklerinden ve buna hakları olduğundan emindirler.”
Ensest Failleri ve Saldırganın Kişilik Özellikleri
“Ailenin Karanlık Yüzü: Türkiye’de Ensest”[5] adlı makalede ensest failleri ile ilgili yapılan araştırmalardan ve çarpıcı bilgilerden bahsediliyor. Buna göre saldırganlar; başta baba olmak üzere, dede, ağabey, amca, dayı ve kuzen gibi genellikle mağdurdan yaşça büyük erkek akrabalardır. Ancak ensest ilişkide taciz eden kişiler sadece kan bağı olması gerekmediği, yukarıda ayılan yakın akrabaların yanı sıra çocuk üzerinde anne-baba gibi otoritesi ve saygınlığı olan geniş bir akraba ve hısım grubu (örneğin enişte, üvey anne-baba, üvey kardeşler) da ensestin failleri arasında yer aldığı belirtiliyor. Saldırganlar için ortak sosyo-ekonomik özelliklerden söz etmek mümkün değildir. Görüşmeler her türden aile yapısında ensestin olabileceğini göstermiştir. Saldırganlar çoğunlukla otorite sahibi erkeklerdir.
Yapılan araştırmalar sırasında her yaşta ve farklı sosyo-ekonomik özelliklere sahip saldırganın, her yaştan kız ve erkek çocuğuna taciz ve tecavüzüne dair örneklerine rastlanıldığı belirtiliyor ve araştırma sonuçlarının da gösterdiği üzere ensest saldırganları sosyolojik olarak belirli kategorilerde kişiler olarak sıralanmadığı gözleniyor. Uzmanlar saldırganların gündelik hayatlarını devam etmelerini engelleyen psikolojik problemleri olmadığını, doğru ve yanlışı ayırt edebildiklerini, alkolik ya da devamlı işsiz olmadıklarını da ifade ediyor. Kısacası araştırma sonuçlarına göre ensestte bir tacizci prototipinin olmadığını söylemek gerekiyor. Bu durum da kuşkusuz ensest faillerinin ve mağdurlarının saptanmasını, ensest vakasının ortaya çıkmasını zorlaştırıyor.
Cinsel istismarda bulunan babalar, aile üzerinde aşırı düzeyde hakimiyet kuran, bağımlı, suçu kendinden çok başkalarında arayan kişilerdir. İstismarcılar hasta ya da sapık değildir. Çevrelerinde akıllı olarak tanınan, sevilen, güvenilen asla böyle bir şey yapmayacağı düşünülen kişilerdir. Çocuklarına istediklerini yapabileceklerinden ve buna hakları olduğundan emindirler.[6] Ensest istismarcılarının % 25-30'unun çocukluklarında tacize uğramış olma olasılığı vardır[7], başka bir deyişle, geçmişinde cinsel istismara maruz kalan erkeklerin cinsel istismarda bulunma olasılığının daha yüksek olduğunu söylenebilmektedir.
Hangi Çocuklar Risk Grubu İçindedir?
Enseste maruz kalma noktasında, üvey baba ile yaşayan kız çocuklarının biyolojik babalarıyla yaşayan kızlara göre; engelli ya da gelişimsel geriliği olan çocukların normallere göre daha fazla risk altında olduğu belirtilmektedir.[8] Konuyla ilgili yapılan bir çalışmada, ensest vakalarının yaklaşık %80’ini baba-kız ilişki biçiminde olduğu [9] vurgulanıyor.
Her ne kadar belli bir prototipi bulunmasa da ensest, hem kız hem erkek çocuklarını tehdit eden bir vakıadır. Ancak kızlar erkeklere oranla daha yüksek risk altındadırlar. Her iki cinsiyette de risk oranının yüksek olduğu aile ortamları şu şekilde ifade ediliyor ;[10]
- Düşük eğitim düzeyi,
- Anne/babada ruhsal sorun,
- Aile içinde şiddetli geçimsizlik,
- Düşük sosyo-ekonomik durum,
- Ebeveynlerden birinden ayrı olması,
- İlgisiz anne,
- Anne/ babada ilaç ya da alkol kullanımı,
- Çocuğun bakıcılarının sık değişmesi,
- Bakıcıların ya da ebeveynlerin sık eş değiştirmeleri,
- Sosyal izolasyon,
- Çocuğun düşük benlik saygısına sahip olması,
- Kalabalık aile ve mutsuz aile koşulları.
Ensest Konusunda Türk Ceza Kanunları
Ensest olaylarının yasal değerlendirilmesinde temel kaynak 26/9/2004 Tarih ve 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'dur (TCK).[11] Ancak ensest bu kanunda özel olarak tanımlanmamıştır. Yasal değerlendirmede önemli bir diğer dayanak ise 3/7/2005 Karih 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanunu'dur.[12] Kanun mağdur tanığın ifadesine ilişkin hususlar ile çocuğu koruyucu ve destekleyici tedbirleri içermektedir.
Ülkemizde Ensest Oranı
Sözen’in (2002) belirttiğine göre Türkiye’de cinsel istismarların %70’inin çocuğun tanıdığı kişiler tarafından yapıldığı, vakaların çoğunun gizli tutulduğu ve %30’ unun ensest vakası olduğu ve ensest vakalarında ise istismarcıların %70’inin babalar olduğu vurgulanıyor. Cinsel saldırıya uğrayan çocukların yaş ortalaması genel olarak 11-12 yaş arası olup; on kıza karşı bir erkek çocuk saldırıya uğruyor.[13]
Ülkemizde klinik çalışmalar ve okul çalışmaları dışında sayısal verilere ulaşmak hem ensestin saklanması hem de ulusal kayıtların olmaması nedeniyle sınırlıdır. Cinsel istismar konusunda ulusal temsiliyeti olan ilk istatistiksel bilgi Türkiye'de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması 2009 verilerine dayanarak üretilmiştir. Araştırma bulgularına göre kadınların %7'si 15 yaşından önce cinsel istismara maruz kalmıştır. Saldırganların % 30’u yakın akrabadır. Saldırganların yakınlık derecesi detaylı incelendiğinde görüşülen kadınların % 2,4’ünün babası tarafından, %1,7’sinin erkek kardeşi/ağabeyi tarafından ve %0,6’sının üvey babası tarafından 15 yaşından önce istismar edildiği [14] görülüyor.
Ensestin Gizli Kalması Sebebi ve Enseste Göz Yuman Anne Faktörü
Ensestin ortaya çıkmasının önünde başlıca engeller
- Çocuğun kendini ifade etmesinin zorlukları,
- Saldırganın duygusal ve fiziksel tehdit içeren tutumu,
- Toplumun namus anlayışının yarattığı baskı
- Toplumun ve kurumların bireyden önce ailenin bütünlüğünü korumaktan yana tutumları olarak sayılabilir.[15]
Bununla birlikte çocuk algılamada yaşadığı zorluklar nedeniyle ensesti normal bir olgu olarak algılayabilir. Buna literatürde normalleştirme deniyor ve çocuk yaşadığının yanlış bir şey olduğunu bilemiyor.
Bazen de çocuk olaydan kendini suçluyor ve bu utanç duygusuyla sessiz kalıyor. Bu durumun sadece kendi başına geldiğini zanneden çocuk, olaydan kendini sorumlu tuttuğu için de failin başına kötü şeyler gelmesin diye de olayı saklıyor.
Ensestin uygulandığın ailelerde genellikle anne "boyun eğen bir kişilik yapısına" sahiptir. Ensest olaylarının büyük bir bölümünde anne olayın farkındadır. Ancak bu kişiliği nedeniyle olayın üzerine gidemez. Ayrıca, kurulu düzenin bozulmaması, olayın çevreden duyulmaması ve ekonomik bağımsızlığının olmaması ve kocasının şiddetinden korkması nedeniyle ensesti fark etmemiş gibi davranır. Yine istismarcının çocuğu korkutması, olayın gizli tutulmasını istemesi, çocuğun sürekli rol yapmak durumunda kalmasına neden oluyor. Ayrıca çocuk ailenin dağılması ve anne babasının ilişkisinin bozulmaması için ses çıkarmıyor. Bu da annenin haberdar olmasını engelleyebiliyor Ancak dikkatli bir göz bunu kolaylıkla yakalayabileceğini [16] ifade ediyor.
“İstismarcının tanıdık olması, çocuğun çok daha derinden sarsılmasına ve yaşam boyu sürecek psikolojik sorunlara yol açmaktadır. Çünkü burada güvene ihanet edilmiştir”[17]
Çocukta Ensest İstismarının Etkileri
İstismarcının tanıdık olması, çocuğun çok daha derinden sarsılmasına ve yaşam boyu sürecek psikolojik sorunlara yol açmaktadır. Çünkü burada güvene ihanet edilmiştir [18] Çocukta cinsel istismarın neden olduğu mental, duygusal ve davranışsal sorunlar olaydan hemen sonra başladığı gibi değişik boyutlarda, uzun süreli tepkilere de yol açıyor. Olayın algılanması ve verilen tepkiler; çocuğun yaşı ve istismarcının yakınlık derecesi ile yakından ilişkilidir. İstismarcının tanıdık olması, çocuğun çok daha derinden sarsılmasına ve yaşam boyu sürecek psikolojik sorunlara [19] zemin hazırlıyor.
Aile içinde güvendiği, sevdiği ve ilgisine ihtiyaç duyduğu biri tarafından cinsel travmaya maruz kalan kişi için bu durum diğer cinsel travmalara oranla oldukça yıpratıcıdır. Küçük yaşta ensest kurbanı olan çocuklar olanları tam ayırt etmekte güçlük çekmeleri nedeniyle yoğun duygusal karmaşa yaşarlar. Çocukluk çağı ensesti ile ileri yaşlardaki antisosyal davranışlar arasında yakın ilişki bulunmuştur. Sharfman ve Clark araştırmalarında suçlu kız çocuklarının %15inde baba ya da üvey baba ile cinsel ilişki öyküsü tespit etmişlerdir. Hayat kadınlarının üzerinde yapılan bir araştırmada ise hayat kadınlarının yaklaşık %50sinin ilk cinsel ilişkiyi babalarıyla kurdukları bildirilmiştir. [20]
Ne Yapılmalı?
1. En başta çocuğa doğru eğitim verilmeli ona bir birey olduğu hissettirilmelidir. Çocuk kendisine yapılmasını istemediği davranışa "hayır", "yapma", "dur" diyebilmeli ve çevresinden yardım isteyebilmelidir.
2. Çocuk ailenin malı değildir. Bu nedenle de koşulsuz saygı ve itaat düsturu ile yetiştirilmemelidir.
3. Çocuklara Prof. Dr. Sevil Atasoy’un da belirtiği üzere vücutlarındaki dokunulmaz alanların öğretilmesi gerekmektedir. Çocuk neyin iyi dokunma, neyin kötü dokunma olduğunu bilmelidir. Çocuğa kim olursa olsun kendisine kötü dokunma ile yaklaşan bir kişi olduğunda bağırması ve yardım istemesi gerektiği anlatılmalıdır.
4. Enseste uğrayan çocuk aile içinde kendini ifade edemeyebilir ve korkabilir. Ailedeki anne-baba, büyük kardeşler çocukları ve kardeşleriyle ilgilenmeli, onların hareketlerini gözlemlemelidir. Özellike içine kapanan, kimseyle konuşmayan veya belli kişilerin eve gelmesiyle odalarına çekilen çocuklara dikkat edilmeli bu hareketlerin sebebi çocuğa kendisini ürkütmeden sorulmalıdır.
5. Özellikle okullarda bulunan rehberlik ve psikolojik danışmanlık öğretmenleri bu konularda programlar hazırlayarak öğrencilere her zaman onların yanında olduklarını ve bu tür sorunlarla karşılaşanlara, kimliklerini de saklı tutarak kendilerine yardım edilecekleri konusunda tam güven vermelidir.
6. Anneler ve daha önce enseste maruz kalan büyük kardeşler ne pahasına olursa olsun, bu duruma seyirci kalmamalı gerekli merkezlerden yardım isteyebilmelidir. Bu konuda Alo 183 Şiddet Hattı, SHUÇEK ve kolluk kuvvetleri her zaman vatandaşın yanında yer almaktadır.
7. Eğer istismar bir aile üyesi tarafından yapıldıysa ya da çeşitli kazalar olduysa ve uzun süre devam ettiyse ya da çocuğunuzun davranışlarında önemli değişiklikler olduysa bir uzmana götürün. Tıbbı bakım gerekiyorsa bunu sağlayın. Tıbbı muayene hem sizin hem de çocuğunuzun rahatlamasını sağlar. Çocuklar da yetişkinler gibi cinsel yolla geçen hastalıklara duyarlıdırlar ve bazen tedavi gerekebilir.[21]
8. Çocukların özellikle 2 yaşından sonra anne ve babalarının odalarında yatmaları sakıncalıdır. 6 yaşından sonra da kardeşlerin odalarının ayrılması gerekmektedir. Özellikle 0-6 yaş arası çocuklarda cinsel merak duygusunun başladığı göz ardı edilmemelidir. Aile çocukların sorularına makul ve çocuğun anlayacağı bir dille fazla detaya girmeden cevap vermeli, çocukları cinsel sorular sordukları için azarlamamalıdır.
9. Özellikle kardeşler arasında gelişen ensestte hem faili hem mağduru rencide etmeden dinlemek gerekir. Her ikisinin de çocuk olduğu ve merak duygusuyla bu eylemi gerçekleştirdiği göz önüne alınmalıdır. Özellikle anneler kız çocuklarını çok daha kontrol altında tutmalıdır. Sokakta parkta kız çocuklarıının rahat oynayabilmesi için etek altına kısa taytlar giydirilmesi bile bir önlem olarak ifade edilebilir.
10. Kimin, ne olduğunun bilinmediği bir dönemde yaşıyoruz. Eve gelen yakın-uzak akrabaların çocuklarla çok samimi fiziki temaslarında uyanık olunmalıdır.
En önemlisi de çocuklarımızı güvenli ve sağlıklı bir aile ortamında yetiştirmek için canla başla çalışmalıyız. Onlar bu dünyada o kadar savunmasız ve saflar ki. Anne baba kucağından daha emin, daha sıcak bir yer yok onlar için. Lütfen elimizi vicdanımıza koyalım. İnsanı hayvandan ayıran özellik aklı ve vicdanı. Ki hayvanlarda bile vicdan olduğunu gözlemliyoruz. Ensest bir insanın hayvandan da aşağı olduğu en alçak noktadır. Uyanık olalım, tepki koyalım, göz yummayalım, çocuklarımızı uyaralım ve koruyalım. Kendimizden bile...
Neslihan Sultan PALA
[1]Öztürk, Dr. Mücahit; Dr. Yalçın Güzelhan, Dr. Levent Ortaköylü, “Ensest Öyküsü Olan Adli Olguların İncelenmesi”, Yeni Symposium 38 (1); 15-18, 2000.
[2]WORLD HEALTH ORGANIZATION (WHO) 2003 Guidelines for Medico-legal Care for Victims of Sexual Violence, Geneva: WHO. 25.03.2010.
http://whqlibdoc.who.int/publication...924154628X.pdf
[3]Justice ve Justice,1979, The Broken Taboo: Sex in The Family, New York: Human Sciences Press.
[4]Yiğit, Yard. Doç. Dr. Rana; Çocukların Cinsel İstismarı ve Ensest, . 11. 2004. , Mersin Üniversitesi, Sağlık Yüksek Okulu
[5]Bozbeyoğlu, Alanur Çavlin, Ece Koyuncu, Filiz Kardam, Altan Sungur. “Ailenin Karanlık Yüzü: Türkiye’ de Ensest”, Sosyoloji Araştırmaları Dergisi / Journal of Sociological Research - 2010 / C.13, S.1, s.6.
[6]Kemerli N (2000). Çocuklara yönelik cinsel taciz: Erk tüccarları. Kadınlar Dünyası (7): 5-7. Ve Yeniden (2004). Psikolojik travma.
http://www.yeniden.org.tr/gundogarken/travma.asp.
[7]Asma T (2000). Çocuk ensesti kafasında yaratmaz: Kadınlar Dünyası (7): 12-13.;
Polat O (2002). Ensest: Aile içi cinsel istismar.
http://yanardgtr. sitemynet. com/ensest.htm; Ve Polat O (2002). Ensest: Aile içi cinsel istismar.
http://yanardgtr. sitemynet. com/ensest.htm; ve Incest-Overt (2004). Basic iformation.
http://alwaysyourchoice./ayc/emotion...st_overt.php.; ve Öncü S (2004). Aile içi cinsel istismar . Sosyalhizmetuzmanı.
http://www.sosyslhizmetuzmani.org/cinselistismr.htm
[8]Kemerli age., University of Illinois At Urban Champaign Counseling Center 2002; ve Yılmaz B (2002).Çocuklukta cinsel istismar:Risk etmenleri. Türk Psikoloji Bülteni 24 (25): 74-76.
[9]Incest-Overt age.
[10]Oral R, Hancı H, Can D ve ark. (2002). İzmir eğitim hastanelerinde çocuk istismarı tanısı alan olgularla ilgili İzmir çocuk istismarı araştırma grubunun onsekiz aylık deneyimi.
http://med.ege.edu.tr/hanci/ istismargrup.htm
[11]26/9/2004 tarih ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, Altıncı Bölüm, Madde 103
http://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k5237.html) 08.06.2009.
[12]3/7/2005 tarih 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu (
http://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k5395.html) 08.06.2009.
[13]Kaynak H (2000). Cinsel istismarda terapi: Alo Çocuk Merkezi. Kadınlar Dünyası (7): 10-11.
[14]Jansen vd.,2009:64-65.
[15]Alanur vd., age.
[16]Asma, age. Ve Kemerli age.
[17]Kemerli, age. Ve Yeniden age.
[18]Kemerli age., Yeniden, age.
[19]Yiğit, age.
[20]Öztürk, age.
[21]Yiğit, age.