|
Yeni Borçlar Kanunu 327. madde çatısız yapılar için söz konusu olup, kira sözleşmenizin konusunun çatısız yapı olduğunu varsayarsak; İİK 272. madde gereğince sözleşme süresinin bitiminden itibaren 1 aylık süre içerisinde Tahliye emri göndermek suretiyle kiracıyı tahliye ettirebilirsiniz.
T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
E. 2011/1302
K. 2011/5774
T. 3.5.2011
• FESHİ İHBAR NEDENİYLE KİRALANANIN TAHLİYESİ ( Davacılar Tarafından Davalıya Tebliğ Ettirilen Sözleşmenin Yenilenmeyeceğini İlişkin İhtarnamenin Bu Sözleşmenin Son Bulduğu Tarihten İtibaren Bir Aylık Sürede Tebliğ Edilmediğinden Süre Koruyucu Nitelikte Olmadığı - Davanın Süre Yönünden Reddi Gereği )
• SÖZLEŞMENİN YENİLENMEYECEĞİNİ İLİŞKİN İHTARNAME ( Bu Sözleşmenin Son Bulduğu Tarihten İtibaren Bir Aylık Sürede Tebliğ Edilmediğinden Süre Koruyucu Nitelikte Olmadığının Kabulü Gerektiği - Feshi İhbar Nedeniyle Kiralananın Tahliyesi Davasının Süre Yönünden Reddi Gereği )
• TAHLİYE İSTEMİ ( Feshi İhbar Nedeniyle - Davacılar Tarafından Davalıya Tebliğ Ettirilen Sözleşmenin Yenilenmeyeceğini İlişkin İhtarnamenin Bu Sözleşmenin Son Bulduğu Tarihten İtibaren Bir Aylık Sürede Tebliğ Edilmediğinden Süre Koruyucu Nitelikte Olmadığının Kabulü Gerektiği/Feshi İhbar Nedeniyle Kiralananın Tahliyesi Davasının Süre Yönünden Reddi Gereği )
818/m.254,262
2004/m.272
ÖZET : Uyuşmazlık, feshi ihbar nedeniyle kiralananın tahliyesine ilişkindir. Davacılar tarafından davalıya tebliğ ettirilen sözleşmenin yenilenmeyeceğini ilişkin ihtarnamenin, bu sözleşmenin son bulduğu tarihten itibaren bir aylık sürede tebliğ edilmediğinden süre koruyucu nitelikte olmadığının kabulü gerekir. Bu itibarla, açılan davanın süre yönünden reddi gerekirken, olayımızda uygulama olanağı bulunmayan Borçlar Kanunu 254. maddesine dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Uyuşmazlık, feshi ihbar nedeniyle kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili, dava dilekçesinde, 01.07.1999 başlangıç tarihli ve on yıl süreli kira sözleşmesiyle, miras bırakanına ait binanın duvarı ve çatısının baz istasyonu olarak kullanılmak üzere, davacılar tarafından davalıya kiralandığını, 12.08.2009 tarihinde keşide edilen ihtarname ile on gün içinde kiralananın tahliyesinin istediğini, ancak sonuç alınamadığını belirterek davalının kiralanandan tahliyesini istemiştir. Davalı vekili, Borçlar Kanunu 262. maddesi gereğince davanın süresinde açılmadığını, bu nedenle davanın reddini savunmuştur.
Davada dayanılan ve hükme esas alınan 01.07.1999 başlangıç tarihli ve on yıl süreli kira sözleşmesi hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede kiralayan, davacılardan H. U. olup, kiralanan yer taşınmazın çatısı ve duvarıdır. Kiralananın bu haliyle Borçlar Kanunu'nun adi kira hükümlerine tabi bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemenin kabulü de bu doğrultudadır. Borçlar Kanunu kapsamındaki taşınmazlara ilişkin süreli kira sözleşmeleri, süre sonunda sona erer. Bu durumda, tahliye davasının İ.İ.K.'nun 272. maddesi uyarınca akdin sonunda ve bir ay içinde açılması ya da icra takibi yapılarak tahliye istenmesi mümkündür. Süre bitiminden önce veya bir aylık dava açma süresi içinde fesih iradesi kiracıya bildirilirse davanın kira süresinin bitiminden itibaren bir ay içinde açılması zorunlu değildir. Bu durumda akit süresiz hale gelmeyeceğinden Borçlar Kanununun 262. maddesi koşulları aranmaz. Borçlar Kanununa tabi süreli kira sözleşmesinin sonunda, tahliye davası açıldığında, başka bir sebep aranmaksızın tahliyeye karar verilir.
Davacılar tarafından 14.08.2009 tarihinde davalıya tebliğ ettirilen sözleşmenin yenilenmeyeceğini ilişkin ihtarnamenin, bu sözleşmenin son bulduğu 01.07.2009 tarihinden itibaren bir aylık sürede tebliğ edilmediğinden süre koruyucu nitelikte olmadığının kabulü gerekir. Bu itibarla, 18.09.2009 tarihinde açılan davanın süre yönünden reddi gerekirken, olayımızda uygulama olanağı bulunmayan Borçlar Kanunu 254. maddesine dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 03.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi 2009/5750 E.N , 2009/9380 K.N.
İlgili Kavramlar
FESHİN İHBARI
SÜKUT İLE TECDİT
İçtihat Metni
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Uyuşmazlık feshi ihbar nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde, davacıya ait binanın çatı katına davalı tarafından baz istasyonu konulmasına izin verildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 15.10.2008 tarihinde sona erdiğini, baz istasyonunun kaldırılması için davalıya 08.07.2008 keşide tarihli ihtar gönderildiğini, menkul hükmündeki baz istasyonunun Borçlar Kanunu'nun 262/3.maddesi gereğince tahliyesini istemiştir. Davalı vekili, davacı tarafça baz istasyonunun kaldırılması için ihtar keşide edilmiş ise de, yeni dönem parasının davacı hesabına ödendiğini, akdin yenilendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece baz istasyonunun(menkulün) tahliyesine karar verilmiştir.
Taraflar arasında 15.10.2002 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinde kiralanan yerin cinsi, bina olarak yazılmış, sözleşmenin özel şartlar bölümünde "kiralanan yer" tabiri kullanılmıştır. Davacı her ne kadar kiralananın baz istasyonu ve menkul hükmünde olduğu gerekçesiyle Borçlar Kanunu'nun 262/3. maddesi gereğince tahliyesini istemiş ise de, kiralanan baz istasyonu (menkul) değil, baz istasyonunun kurulacağı binanın çatısındaki bu iş için belirlenen "yer"dir. Bu nitelikteki sözleşmelere Yargıtay uygulamasına göre Borçlar Kanunu'nun adi kiraya ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekir. Kira sözleşmesinin özel şartlar bölümünün 2.'nci maddesinde; "..sürenin hitamından bir ay önce taraflardan herhangi biri sözleşmeyi feshettiğini yazılı olarak diğer tarafa bildirmedikçe sözleşmenin aynı şartlarla ve bir yıl süre ile uzatılmış sayılacağı" düzenlenmiştir. 15.10.2002 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesinin bitim tarihi 15.10.2007'dir. tarihinde sona ermiştir. Sözleşmenin bitiminden önce akdin yenilenmeyeceğine ilişkin irade bildirimi taraflardan herhangi biri tarafından karşı tarafa bildirilmediğine göre, Borçlar Kanunu'nun 263.'ncü maddesi uyarınca akit bitim tarihi olan 15.10.2007 tarihinde süresiz hale gelmiştir. Bu durumda feshi ihbar sürelerinin Borçlar Kanunu'nun 262/2. maddesine göre belirlenmesi gerekir. Buna göre, taraflar arasındaki akit 15.10.2007 tarihinde süresiz hale geldiğinden altı aylık dönemlere nazaran üç ay öncesinden fesih yapılarak dönem sonunda dava açılabilir. Davacı, davalı tarafa 08.07.2008 tarihli ihtar keşide ederek tahliye istemiş ise de, dava yukarıda açıklandığı üzere Borçlar Kanunu'nun 262/2 maddesi uyarınca süresinde açılmamıştır. Davanın, Borçlar Kanunu'nun 262/3 maddesinde düzenlenen menkullerin tahliyesi hükümlerine tabi olmadığı, aynı yasanın 262/2. maddesi uyarınca tahliye istenebileceği ancak bu madde hükümlerine göre de dava süresinde açılmadığından reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile tahliyeye karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ;Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 03.11.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|