Mesajı Okuyun
Old 12-02-2007, 15:04   #3
Av. Arzu Erkol Dursun

 
Varsayılan

bunlarıda buldum ilgilimi bilemem,içeriğine fazla bakamadım,belki bir faydası olur..


T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi

Esas : 2001/3841
Karar : 2001/10889
Tarih : 10.07.2001



()

KARAR METNİ :
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle incelenmesi istenilmekle duruşma için tayin edilen *3.7.2001 günü temyiz eden Hasibe Kurtuluş vekili Av.Şermin Sancaktaroğlu geldi. Karşı taraf Bahriye (Kurtuluş) Gürkaya ve Rafet Kurtuluş vekili Av. Mehmet Başkurt geldi. Sair davalı Perihan (Kurtuluş) Sevinç tebligata rağmen gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki tüm kağıtlar okunarak gereği görüşülüp düşünüldü.

1- Yabancı mahkemelerden verilen kararların tamamının veya kısmen tanınma imkanı dahilindedir. (MÖH.m.40) Çekişmesiz kaza kararlarında aynı usul uygulanır. (MÖH.m.42/2) Davacı vasiyetnamenin açılması yanında mirasçı nasbına ait olarak verilen veraset ilamının da tanınmasını istemiştir.

Ölüme bağlı tasarruflar ölenin milli hukukuna veya ölüme bağlı tasarrufun yapıldığı yer hukukuna tabidir. (2675 S.Y.m.22) (Locus regit actum) Şekil nedeniyle ölüme bağlı tasarrufların geçersiz hale gelmesini önlemek amacı ile 5.10.1961 gününde Lahey´de " vasiyet tasarruflarının biçimine ait yasa uyuşmazlıkları konusunda sözleşme (17.1.1983 günlü resmi gazete) imzalamış ve ölüme bağlı tasarruflarım;

Vasiyetçinin ölüme bağlı tasarrufu yaptığı yer hukukuna uygunsa,

Vasiyetçinin ölüme bağlı tasarrufu yaptığı anda veya ölümü anında vatandaşı bulunduğu devletin hukukuna uygunsa,

Vasiyetçinin ölüme bağlı tasarrufu yaptığı anda veya ölüm anında ikametgahının bulunduğu yer hukukuna uygunsa,

Vasiyetçinin ölüme bağlı tasarrufu yaptığı anda veya ölüm anında mutat meskeninin bulunduğu yer hukukuna uygunsa,

Gayrimenkullere ait olduğu takdirde bunların bulunduğu yer hukukuna uygunsa şekil bakımından geçerli kabul edileceği hükme bağlamıştır.

Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku hakkındaki Kanunun 22. maddesi de buna uygun düzenlenmiştir. Sözü edilen Yasa´nın 38.ve 42. maddenin aradığı şartlar gerçekleşmiştir. Bu halde yabancı mahkeme kararının vasiyetnamenin açılmasına ait bölümünün tanınmasına karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde ret kararı verilmesi isabetsizdir.

2- Türk hukukunda ölümle tereke, özel haller hariç herhangi bir işleme gerek olmadan kendiliğinden mirasçılarına intikal eder. Veraset vesikası ise, bir şahsın mirasçı olduğunu gösteren, ispat eden belge niteliğindedir.

Lehine düzenlenen şahıs bakımından mirasçılığa karine teşkil eder. Aksi isbat olunana kadar bu kişi mirasçı sayılır. Belgenin doğru olup olmadığı herhangi bir davada ileri sürülebileceği gibi, iptali veya değiştirilmesi de istenilebilir.

Yabancı mahkemelerden veya makamlardan alınan veraset belgesinin Türk hukukunda tanınanda daha farklı nitelik veya güç taşıdığı kabul edilemez. Bu özelli nedeniyle de sadece delil olarak dikkate alınabilir.

Yabancı hukuka göre düzenlenen ve yabancı ülkede açılan bir vasiyetnameye dayanarak, yabancı mahkeme tarafından verilmiş mirasçılık belgesi kesin hüküm kuvvetine haiz bulunmamaktadır. Açıklanan nedenle de tanınamaz. Mahkemenin bu yöne ait ret kararı isabetlidir.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün birinci bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, kararın bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının ise REDDİNE, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, duruşma için takdir edilen 97.500.000 TL. vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, bozmada oybirliği sebebinde oyçokluğuyla karar verildi. 10.07.2001

MUHALEFET ŞERHİ

Yabancı ülkelerden verilen veraset ilamları da taşınmaz mallar dışında sair hak ve menfaatlerin intikalinde kullanılmak üzere tanınabilir. (Y.2.H.D.nin 10.02.1986 günlü 808-1284 s. ve 11.6.1990 günlü 12861-5906 s. kararları) Davacının mirascı nasbedildiğine dair mahkeme kararı taşınmaz mallar dışında sair hak ve menfaatlere münhasır olmak üzere tanınmalıdır. Kararın bu yönden bozulması gerektiği kanaatindeyim.


T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi

Esas : 1999/5494
Karar : 1999/7289
Tarih : 24.06.1999

ÖZET : Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasanın 11. maddesi ve Medeni Yasanın 518. maddesinde belirlenen yetki kesin yetkidir. Mahkeme kesin yetkiyi doğrudan dikkate almak zorundadır.

(1086 sayılı HUMK. m. 11) (743 sayılı MK. m. 518)

KARAR METNİ :
Davanın yapılan mahkemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunarak gereği görüşülüp düşünüldü.

1-Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasanın 11. maddesi tereke aleyhine açılacak bütün davaların, ölenin ikametgahı mahkemesinde açılacağına ilişkindir. Bu maddeyi tamamlayıcı nitelikteki Medeni Yasanın 518. maddesinde yetkili mahkeme ölenin son ikametgahı mahkemesi olarak belirtilmiştir. 2675 S. Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Yasanın 30. maddesi gereği, miras davaları ölenin hukukuna tabiidir. Miras bırakan Çankırı nüfusuna kayıtlıdır, ikametgahını naklettiğine ait bir iradesinin varlığı iddia ve ispat edilmemiştir. Nüfus Kanununun 4. maddesi gereği nüfusa kayıtlı bulunulan yer kanuni ikametgahıdır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasanın 11. maddesi, Medeni Yasanın 518. maddesinde belirlenen yetki kesin yetkidir. Mahkeme kesin yetkiyi doğrudan dikkate almak zorundadır. Bu kuralların dikkate alınmaması doğru bulunmamıştır.

2-Kabule göre de;

Davacı Romina´ya kendisini mirasçı seçen (mansup) el yazması vasiyetname Almanya´da noter aracılığı ile 3.3.1998 gününde tebliğ edilmiştir. Tebligat yapıldığı yer hukukuna tabidir. (MÖHUK. md. 6) Mirası red isteği 13.4.1938 gününde yapıldığına göre davanın süresinde olduğu Medeni Yasanın 546/son cümlesi gereği seçilmiş mirasçılar yönünden mirasın red süresi kendilerine yapılacak resmi tebligatla başlayacağı düşünülmeden davanın süresinde açılmadığından söz edilerek reddi doğru değildir.

SONUÇ : Hükmün 1. madde de gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 24.6.1999