Mesajı Okuyun
Old 22-11-2012, 07:38   #5
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan feyzaday
21 milyonluk senette de bu durum yaşandı, borçlu imza bana ait değildir dedi, İcra mahkemesi 'ben bu işi çok araştıramam ' dedi takibi devam ettirdi, genel mahkemede ise dava sürüyor. Bu bağlamda şu soruyu sormak isterim. Genel olarak tek bir senette borçlanılan borç miktarının şahıslar açısından bir hududu olmalı bana göre C. Savcılığına giden senet, olay hukuki mahiyettedir denilerek kestirilip attırılmış, kamu davası açılmamış. Şahıs olan borçlu, tek kalemde bu kadar borç altına girebilir mi? Yasaların yasaklamadığı bilinerek, hukuki görüş bağlamında sorulmuştur.

Forum konusunu fazla dağıtmadan şöyle değinmek isterim:

Aslında bu sorularınızın karşılığının hukukta yeri vardır ve açıkçası doktrinde de derin tartışmalara yol açan bir konudur. Her ne kadar kısıtlı olmayan bir kişi, sebepten mücerret istediği kadar borçlanabilir ise de, taahhüt ettiği borcu ödemesi başlangıçta imkansız olan bu kişi için o borcun "Bir akdin mevzuu gayrı mümkün olursa o akit batıl olur." şeklindeki EBK.20. (TBK.27). madde kapsamında hiç doğmadığı, batıl olduğu ileri sürülebilir. Bunun dışında biraz daha adil sonuç doğuracağını düşündüğüm ve doktrinde OĞUZMAN'ın savunduğu, "Borçlunun Sorumlu Olduğu İfa İmkansızlığı" temelinde de olaya yaklaşılabilinir, bu imkansızlık nedeniyle karşı yanın uğrayacağı (tali) zararların EBK.96 (TBK.112) dairesinde giderimi de düşünülebilir.

Örneğin bir memur (A olsun), 50 katrilyon liralık bono imzalayıp, Vatandaş (B)'ye teslim ederse, bu senet zorunlu unsurları taşıdığı müddetçe aslında görünürde hukuken geçerlidir. Lakin borçlunun memur olduğu ve senette yer alan ve bir devlet bütçesi büyüklüğünde bulunan mevcut borcun tamamını malvarlığı ile ödemesinin akdin kurulduğu sırada ve sonrasında imkansız olduğu tespit edildikten sonra, bu taahhüt nedeniyle "EBK.20, (TBK.27) temelinde borçlu olamayacağı, akdin konusunun ifasının gayri mümkün olduğu..." ileri sürülebilir.

Keza Oğuzman'ın savunduğu "Borçlunun sorumlu olduğu ifa imkansızlığı" kavramına dayanılarak sadece bu imkansız taahhüt nedeniyle karşı yanın uğradığı yan zararlar bakımından EBK.96 (TBK.112) uygulanabilir.