Mesajı Okuyun
Old 06-11-2012, 11:00   #4
Cumhur Okyay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan GECE
malik M, 2005 yılında taşınmazının (arsa) bir kısım hissesini B'ye satıp tapuda devreder. taşınmazın satış fiyatı tapuda 6 bin tl olarak gösterilmiş ama gerçek değer 60 bin tl civarı. bir süre sonra M ölür. M'nin mirasçılarından birisi olan C, 2006'da kendisinin şufa hakkı nedeniyle bu arsa hisse satışının iptali için dava açar. Mahkeme, taşınmazın gerçek değeri için bilirkişi tespiti yaptırmadan, tapuda gösterilen taşınmaz satış değeri olan 6 bin tl üzerinden şufa bedelinin B'ye ödenmesine, B'ye yapılan satışın iptali ile davacı C adına tesciline karar verir. karar tarihi eylül/2010, karar kesinleşmiştir. (mahkeme, M'nin birden çok mirasçısı olduğu halde taşınmazın terekeye geri dönmesine değil, C adına tesciline karar vermiş. bunu anlayamadım ama şimdilik bu durum, sorumuz için önemli değil kanımca).
B, taşınmaz için ödediği 60 bin tl'nin sadece 6 bin tl'sini almış oluyor; kalan miktarı alamamış.
B bakiye meblağı nasıl geri alabilir? (ör: ben M'nin mirasçılarına karşı kalan meblağ için taşınmazın rayiç bedel tespiti ve mirasçılardan tahsili talepli dava açabileceğini düşünüyorum??)
B'nin açacağı davada sebepsiz zenginleşmeye mi dayanılır, yoksa taşınmaz satış sözleşmesi (şufa hakkı nedeniyle mahkemece iptal edilen) söz konusu olduğundan sözleşmeden doğan ve 10 yılllık zamanaşımına tabi olan dava mı olabilir?

M nin mirasçılarından (külli halefiyet) biri olan C, eğer kendisi de önceden M ile birlikte anılan taşınmazda hissedar değilse, ve M'nin mirasçısı olarak dava açmışsa, bunun dinlenmemesi ve kararın kesinleşmemesi gerekirdi. Zira M' nin sağlığında açamayacağı bu davayı, mirasçısı olarak C nasıl açmış ve kazanmıştır. Dikkat çekicidir.
Öte yandan tapuda gösterilen ve şufaya esas alınan değerin, resmi senet olması nedeniyle, aksi ileri sürülerek, aynı tarafça fazlası istenemez. Tapudaki değer üzerinden şuf'a hakkının kabulüne karar verilmiştir. Kolay gelsin...