Mesajı Okuyun
Old 29-10-2012, 20:35   #7
kum

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan oeroglu
karşılıksız çekin dolandırıcılık suçunu oluşturduğu fikrine katılmıyorum, çünkü dolandırıcılık suçu kasten işlenen bir suçtur, her ne kadar ticaret kanunundaki tanımı gereği çek bir ödeme aracı da olsa, ticaret hayatında bu enstrüman, kredi aracı olarak kullanılamaktadır. bunun içindir ki çekte vade olmamasına rağmen keşide(çekin düzenlenme) tarihi ileriki bir vadede yazılmaktadır (yani keşideci o tarihte gelecek olan bir paraya güvenerek o çeki keşide etmektedir.)

karşılıksız çekin dolandırıcılık suçuna konu oluşturması için:

* çekin keşide tarihinde yazan tarihle, gerçekten keşide ediliş tarihinin aynı olması
* karşılıksız çek hamili'nin, keşideci tarafından hile ile kandırılmış olması
* aynı zamanda bu yukarıdaki iki unsurun ceza yargılamasında kullanılacak kesin delillerle ispatlanmış olması

gerekir.

yoksa naçizane görüşüme göre dolandırıcılık suçu kasıt olmadığından, manevi unsur eksikliği dolayısıyla oluşmayacaktır.

Kredilendirme yapmak isteyen kişinin ana ensturmanı senettir.Senet kullanmak yasak olmadığına göre, bunun yerine çek vermek, verdikten sonra da bunun salt kredilendirme amacıyla verildiğini söylemek herşeyden önce iyi niyetle bağdaşmaz.Zira salt kredilendirme amacında olan kişi aynı tarihli senet teklif etseydi, karşı taraf bu ilişkiye yine de girecekmiydi? Eğer bu sorunun yanıtı evetse ve ispatı mümkünse, haklısınız kasıt yoktur. Ancak cevap hayır ise o halde karşı tarafın iradesinin aldatılması söz konusudur ve kastın daha en başında devreye girdiği kabul edilmelidir. Evet cevabının ispatı yönünde en sık dile getirilen klişe, karşılığı hazır olan kişi neden ileri tarihli çek keşide etsin, her iki tarafta karşılığı olmadığının farkındadır şeklinde ki zorlama yorumdur. Oysa karşılığı olduğu halde ileri tarihli çek keşide edilmesinin yüz tane sebebi olabilir. Örneğin çek hesabında ki parasını vadeli mevduata bağlamış olan bir keşideci, vade bitim tarihine çek keşide ederek faiz kaybından kurtulmayı amaçlamış, lehtar veya ciranta da iyi niyet göstererek veya başka bir nedenle çeki gününden önce ibraz etmemiş olabilir. Demek ki ileri tarihli çek keşide edilmesi, hesapta para bulunmadığı, lehtarın da bu yönde bir kabul içinde olduğu anlamına gelmemektedir. Ancak Sn.Sami Selçuk Hoca Doçentlik tezinde ileri tarihli çekler yönünden, genel kastın değil, olası kastın varlığını savunmuş, nacizane görüşümce başarılı da olmuştur. Zira öngörülebilir bir sonucun, olursa olsun mantığıyla istenmesi sözkonusu olup, bu husus lehtar için olmasa dahi 3.kişi yönünden potensiyel olarak mevcuttur. Örneğin 60 günlük bir çek almış olan lehtar, 59.gün nakit alışveriş karşılığı bu çeki kullandığında ve çek karşılıksız çıktığında, keşideci gerek en başta karşılığı bulundurmasın, gerekse hazır karşılığı bozmuş olsun, bilerek ve isteyerek 3.kişinin zararına yol açmayı göze almış demektir. Bu sebeple manevi unsur eksikliğinin söz konusu olmadığı kanaatindeyim.
Saygılarımla;