Mesajı Okuyun
Old 29-10-2012, 17:44   #2
Av.Tuğba Elmas

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

11.Hukuk Dairesi
Esas: 2003/4353
Karar: 2003/11172
Karar Tarihi: 20.11.2003
İŞÇİ ALACAĞINDAN KAYNAKLANAN DAVALARDA İYİ NİYET-TEMİNAT MEKTUBUNUN İADESİ
ÖZET : Davacı yüklenicinin basiretli ve tedbirli bir tacir gibi davranarak sözleşme ilişkisi kurması gerekir. Üstlendiği işte çalıştırdığı işçiler gerçekte davalının düşük ücretle çalıştırmayı amaçlayıp da, dönemsel olarak sözleşmeler yaptığı yüklenicilere bağlı çalışıyormuş gibi göstermek istediği işçiler olsa bile, sözleşmeyle kabul ettiği rücu yükümlülüğünden kurtulamaz. Bu durumda, karşılık davanın esasına girilerek B.... A.Ş.nin yaptığı ilama bağlı işçilik hakları ödemelerinden dolayı doğan rücu hakkının kapsam ve niceliğinin belirlenmesi ve hüküm altına alınması gerekir.
Ayrıca;davacı (karşılık davalı) yüklenicinin SSK'dan ilişiksizlik belgesi getirmesinin yanında ayrıca B.... A.Ş.ye borcunun kalmaması koşulu ile sözleşme yapılırken tevdi ettiği teminat mektubunun iadesini isteyebileceği gözetilmeden asıl davanın kabulü ile teminat mektubunun iadesi ve ilgili giderlerin tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiştir.
(4721 S. K. m. 2)

Taraflar arasında görülen davada Elmadağ Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 26.12.2002 tarih ve 2001/1 - 2002/617 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davalı ve muk.davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 11.11.2003 günde davacı ve muk.davalı avukatı Ebru Tarakçı ile davalı ve muk. davacı avukatı Sebahat Özbay gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Yaşar Arslan tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı, taraflar arasındaki 25.02.1999 tarihli sözleşmeyle üstlendiği davalıya ait lokal, çay ocakları ve misafirhanenin işletilmesi işini eksiksiz ifa ettiğini, sözleşmenin 31.12.1999 tarihinde sona ermesine karşın sözleşme kurulurken davalıya tevdi ettiği kesin teminat mektubunun ilgili bankaya veya kendisine iade edilmediğini ileri sürerek, iadesini veya paraya çevrilmişse bedelinin faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davanın reddini savunmuş, karşılık davada ise, davacı yüklenicinin işçilerince bir takım ücreti ile kıdem ve ihbar tazminatı istemiyle müvekkili aleyhine açılan davaların kabulle sonuçlandığını, sözleşme hüküm ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı ile müvekkilinin ilama bağlı bu ödemesinden dolayı davacıya rücu hakkı bulunduğunun kabul edildiğini ileri sürerek, şimdilik (5.000.000.000.-) TL.nın karşılık davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Mahkemece, sunulan ve toplanan kanıtlara, ilgili dava dosyalarına ve bilirkişi raporuna dayanılarak, işçi alacakları için açılan davalar sonucu verilen karar gerekçesinde davacı yüklenici ile davalı ihale makamı arasındaki sözleşmenin muvazaalı ve kanuna karşı hile kullanılarak düşük ücretli ve sendikasız işçi çalıştırılması amacıyla yapıldığı, bu işçilerin sözleşmeden çok önce işe başladıkları ve bu durumdan davalının yararlandığının saptandığı, sözleşme tarihinden üç ay sonra açılan davalardan dolayı davacının sorumlu tutulmasının MK.nun 2 nci maddesiyle bağdaşmayacağı, sözleşmeden dolayı davacının SSK ile ilişkisinin kalmadığı gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile teminat mektubunun iadesine ödenen devre komisyonu ve BMV toplamı 684.000.000.-TL.nın davalıdan tahsiline, karşılık davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davalı (ve karşılık davacı) vekili temyiz etmiştir.

Taraflar arasında 01.03-31.12.1999 tarihleri arasındaki sözleşme ilişkisi boyunca davacı yüklenici davalı B.... A.Ş.ye ait sosyal birimlerin işletilmesini üstlenmiştir. Sözleşmenin 10 ncu maddesiyle yüklenicinin çalıştıracağı personelin ücret ve diğer her türlü işçilik haklarının ödenmesi ile doğacak sorumlulukların yükleniciye ait olduğu, davalı ihale makamının herhangi bir nedenle işçilik haklarından dolayı yüklenici işçilerine ve üçüncü kişilere ödeme yapma durumunda kalırsa yüklenicinin bu ödemeleri rücuan B.... A.Ş.ye ödeyeceği öngörülmüştür.

Davacı yüklenicinin hizmet sözleşmesi ile işveren sıfatıyla çalıştırdığı (6) işçinin bir takım işçilik hakları istemiyle B.... A.Ş. aleyhine açtığı davalar sonunda Elmadağ İş Mahkemesi'nce işçilerin gerçekte B.... A.Ş. işçileri olduğu, her yıl değişen taşeron firmalarla yapılan sözleşmelerin muvazaalı olduğu, B.... A.Ş.nin böylece düşük ücretle işçi çalıştırmayı amaçladığı gerekçesiyle husumet savunması reddedilerek sorumluluğuna karar verilmesinden hareketle, işbu davaya karşılık açılan davada B.... A.Ş.nin rücu hakkı bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

İş Mahkemesi karar gerekçesinin açıklanan bu niteliği taraflar arasındaki sözleşme hükümlerini geçersiz kılmamaktadır. Davacı yüklenicinin basiretli ve tedbirli bir tacir gibi davranarak sözleşme ilişkisi kurması gerekir. Üstlendiği işte çalıştırdığı işçiler gerçekte davalının düşük ücretle çalıştırmayı amaçlayıp da, dönemsel olarak sözleşmeler yaptığı yüklenicilere bağlı çalışıyormuş gibi göstermek istediği işçiler olsa bile, sözleşmeyle kabul ettiği rücu yükümlülüğünden kurtulamaz. Bu durumda, karşılık davanın esasına girilerek B.... A.Ş.nin yaptığı ilama bağlı işçilik hakları ödemelerinden dolayı doğan rücu hakkının kapsam ve niceliğinin belirlenmesi ve hüküm altına alınması gerekirken, yazılı biçimde karar verilmesi doğru olmamıştır.

Öte yandan, davacı (karşılık davalı) yüklenicinin SSK'dan ilişiksizlik belgesi getirmesinin yanında ayrıca B.... A.Ş.ye borcunun kalmaması koşulu ile sözleşme yapılırken tevdi ettiği teminat mektubunun iadesini isteyebileceği gözetilmeden asıl davanın kabulü ile teminat mektubunun iadesi ve ilgili giderlerin tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu yönünden de bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı (ve karşı davacı) B.... A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın adı geçen taraf yararına BOZULMASINA, 275.000.000.-TL duruşma vekillik ücretinin Avukatlık Ücret Tarifesi'nin 21 nci maddesi gereğince KDV'si ile birlikte davacı ve muk. davalıdan alınarak davalı ve muk. davacı B.... A.Ş.ne verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 20.11.2003 tarihinde oybirliği ile karar verildi.