Mesajı Okuyun
Old 12-10-2012, 09:12   #4
Av.Nazife Eytemiş BAŞAR

 
Varsayılan

Y8HD
Esas : 2011/3625
Karar : 2011/4839
Tarih : 04.10.2011
BOŞANMA DAVASI SÜRERKEN KOCANIN TAŞINMAZ SATMASI ( Tapu İptali - Edinilmiş Malları Tasfiye )
EDİNİLMİŞ MALLARI TASFİYE DAVASI ( Boşanma Davası Sürerken - Görev )
TAPU İPTALİ VE TESÇİL ( Kocanın Boşanma Davası Sürerken Taşınmaz Satması - Görev )
DAVALARIN AYRILMASI ( Edinilmiş Malları Tasfiye - Tapu İptali ve Tescil )
MUVAZAALI SATIŞIN İPTALİ ( Edinilmiş Malları Tasfiye İle Birlikte - Görev - Davaların Ayrılması )
TMK.225
4787 Sa.Ka.4
HMK.1
Taraflar arasındaki boşanma davası sürerken; davalı kocanın üzerine kayıtlı taşınmazı satması üzerine;

Muvazaalı satışın iptaline ve
davalılardan S.`ın mülkiyetine dönecek olan taşınmazın yarı payının edinilmiş mallara katılma rejimi gereği davacı adına kayıt ve tesciline;
aynen ifanın mümkün olmaması halinde taşınmazın rayiç değerinin belirlenerek satış bedelinin yarısının davalılardan tahsiline, yönelik davada:

Mahkemece yapılması gereken iş;
Genel mahkemelerde görülmesi gereken muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescil isteği ile ilgili davayı tefrik ederek mahkemenin ayrı bir esasına kaydetmek ve dosyanın görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesini temin için görevsizlik kararı vermek;

Aile Mahkemesinde kalacak olan mal rejiminin tasfiyesine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde katılma alacağı davasında ise;
Taraflar arasında derdest olduğu bildirilen boşanma davasının sonucunu beklemek;
boşanmanın gerçekleşmesi ve kesinleşmesinden sonra, davaya kaldığı yerden devam edilerek, taraf delillerini değerlendirerek esasla ilgili bir hüküm kurmak;
boşanma davası olumlu sonuçlanmadığı takdirde ön koşul gerçekleşmediğinden davanın reddine karar vermek olmalıdır.fk
DAVA VE KARAR:
F.C. ile H. C. B. ve S. K. C. aralarındaki tasarrufun iptali davasının reddine dair

Kadıköy 3.Aile Mahkemesinden verilen 23.12.2010 gün ve 651/1080 sayılı hükmün Yargıtay`ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir.
Dosya incelenerek temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ KARARI:
Davacı Füsun C. vekili, davalılardan S. K. C.`nin vekil edeninin eşi olup taraflar arasındaki boşanma davasının devam ettiğini, davalının adına tapuda kayıtlı 3091 ada 106 parseldeki binanın 12 nolu bağımsız bölümünü edinilmiş mallara katılma rejimi gereği vekil edeninin rızasını almadan diğer davalı H. C. B.`e devrettiğini,
vekil edeni ve müşterek çocukların haklarını ihlal etme gayesi taşıyan muvazaalı satışın iptaline,
davalılardan S.`ın mülkiyetine dönecek olan taşınmazın yarı payının edinilmiş mallara katılma rejimi gereği davacı adına kayıt ve tesciline, aynen ifanın mümkün olmaması halinde taşınmazın rayiç değerinin belirlenerek satış bedelinin yarısının davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini istemiştir.

Davalılardan S. K. C. vekili, boşanma davasının derdest olup mal rejiminin tasfiyesi davası açılamayacağını, davacının bağımsız bölümün edinilmesinde katkısı olmadığını, davanın süresinde açılmadığını açıklayarak, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Diğer davalı H. C. B. vekili, davanın niteliğinin tam anlaşılamadığını, genel hükümlere göre tapu iptali ve tescil isteğinin ise genel mahkemelerde görülmesi gerektiğini, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin ise vekil edenine husumet düşmeyeceğini, bağımsız bölümün işyeri olarak kullanılmak amacı ile bedeli de ödenerek alındığını, muvazaa bulunmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Mahkemece, birbirinden farklı iki davanın aynı dava dilekçesi ile açılıp birinin diğerine bekletici mesele yapılması mümkün olmadığı, boşanma davasının derdest olup öncelikle muvazaalı satışla ilgili dava kesinleştikten sonra tapunun yarı payının iptali veya bedelin ödenmesi isteğinin görülebileceği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmesi üzerine;

hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava dilekçesindeki açıklamalar ve dosya kapsamına göre;
davada davalı eş S. tarafından diğer davalı H.`e yapılan satışın muvazaalı olduğu iddiası ile iptali ve davalı eş adına tescili,
bunun yanında davalı eşe dönecek tapu kaydının eşler arasındaki mal rejimi gereğince tasfiye edilerek yarı paya ait tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili, mümkün olmadığı takdirde alacak isteğinde bulunulduğu anlaşılmaktadır.

Üçüncü şahsa geçen bağımsız bölüme ait tapu kaydının iptali ile eski malikine (yani davalı eş S.`a) dönüşünün sağlanması ile ilgili davayı açmakta davacının hiç şüphesiz hukuki yararı bulunmaktadır.
Bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile eski malike dönüşü sağlandığı takdirde açılan edinilmiş mallara katılma alacağının tahsili sağlanmış olacaktır.

Davacının istekleri arasında yer alan taraflar arasındaki edinilmiş mallara katılma rejimi gereği yarı paya ait tapu kaydının iptali ve tescili mümkün olmadığı takdirde alacak (katılma alacağı) isteği bakımından bu davaların çözüm yeri 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi gereğince Aile Mahkemeleri olup, Aile Mahkemesi kurulmayan yerlerde ise Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemelerinde davanın Aile Mahkemesi sıfatı ile görülüp karara bağlanması gerekir.
Davacının diğer isteği ise Borçlar Kanununun 18.maddesine dayalı şahsi hakka ilişkin muvazaa (danışık) nedeniyle tapu iptali ve davalı eş S. adına tescili olup, bu istek bakımından uyuşmazlığın çözüm yeri ise HMK.nun 1 ve devamı maddeleri uyarınca belirlenecek genel mahkemelerdir.

Görev kamu düzenine ilişkin olmakla yargılamanın her aşamasında kendiliğinden göz önünde bulundurulur.
Mahkemece, her iki davanın birlikte Aile Mahkemesinde görülerek karara bağlanması doğru olmamıştır.

Mahkemece yapılması gereken iş; genel mahkemelerde görülmesi gereken muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescil isteği ile ilgili davayı tefrik ederek mahkemenin ayrı bir esasına kaydetmek, daha sonra tefrik edilen dosyada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini düşünmek,

Aile Mahkemesinde kalacak olan mal rejiminin tasfiyesine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde katılma alacağı davasında ise;
eşler arasında evlilik devam ettiği sürece TMK.nun 225/2 maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejimiyle ilgili olarak tasfiyenin başlamayacağı ve yapılamayacağı kanun hükmü gereği olduğundan boşanmanın açılıp, olumlu sonuçlanıp, kesinleşmesinin mal rejimine ilişkin davalar bakımından ön koşul olduğunu, ön koşul gerçekleşmeden mal rejimi ile ilgili davanın görülerek sonuçlandırılamayacağını dikkate almak,
bu sebeple kayıtlarda halen evli olduğu görülen taraflar arasında derdest olduğu bildirilen Kadıköy 1.Aile Mahkemesinin 2008/686 Esas sayılı boşanma davasının sonucunu beklemek, boşanmanın gerçekleşmesi ve kesinleşmesinden sonra davaya kaldığı yerden devam edilerek ve taraf delillerini değerlendirerek esasla ilgili bir hüküm kurmak, boşanma davası olumlu sonuçlanmadığı takdirde ön koşul gerçekleşmediğinden davanın reddine karar vermek olmalıdır.
SONUÇ: Açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün ( BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi:
Y8HD 04.10.2011 - K.2011/4839
____________ oOo ____________