Mesajı Okuyun
Old 08-02-2007, 22:58   #113
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan Duruşma tutanağı 08 02 2007

T.C.
ANKARA
2. AGIR CEZA MAHKEMESİ

DURUŞMA TUTANAĞI
DOSYA NO: 2006/40
DURUŞMA TARİHİ: 08/02/2007
CELSE NO: 6.

BAŞKAN: ZİYA ÜNAL 18430
ÜYE: YILMAZ ÇAPALI 22543
ÜYE: BÜLENT İLKILIÇ 33629
CUMHURİYET SAVCISI: GÜNAY SERAP YÜKSEL 26870
KATİP: KAMİL TUZAN 46558

Belirli gün ve saatte 6. celse açıldı.
Sanık ve müdafii Av. Nejat Kazan, Av. Heval Yıldız, Av. Kemal Aytaç, Av. Elvan Olgun, Av. Bilgütay Hakkı Durna, Av.Hasan Demir, Av.Fulya Duran, Av. Esra Başbakkalkara, Av.Eser Ceylan, Av.Duygu Hatipoğlu, Av.Serhan Arıkan ve Av.Hasan Ürel geldiler. Açık yargılamaya devam olundu.
Heyet değişikliğinden eski tutanaklar okundu.
26.1.2007 günlü celsede iddia makamının mütalaasını vermiş olduğu görüldü okundu.
Sanık ve müdafıinin talebi doğrultusunda savunma için süre verilmiş olduğu görüldü.
Sanık müdafii Av. Hüseyin Biçen’in 6.2.2007 havale tarihli iki sayfadan ibaret dilekçesini verdiği görüldü okundu.
İddia makamından tekrar soruldu: Önceki celseki mütalaamızı aynen tekrar ederiz dedi
Yazılı savunmaya veren Av. Hüseyin Biçen’in duruşmada bulunmadığı, ancak müdafi olarak hazır bulunan diğer avukatların duruşmada olduğu anlaşıldı.

Sanık müdafileri adına Av. Elvan Olgun’dan mütalaaya karşı diyeceği son savunması soruldu:
Müvekkilin suçlanmasına ilişkin hakaretle ilgili mütalaanın bölümüne katıldıklarını, müvekkilinin sarf ettiği sözlerin görevini yaptığı sırada iddia ve savunmanın kullanılmasıyla ilgili olarak dile getirildiğini, hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığını, bu nedenle bu suçtan beraatına karar verilmesinin gerektiğini, ancak bu arada 6. Ağır Ceza Mahkemesinin yargılaması ile ilgili olarak savunmanın istediği bir takım belgelerin getirtilmiş olduğunu, klasör adedi ile ilgili farklı yazıların ve belgelerin bulunduğunu ortaya çıktığını, bu belgelerle ilgili bilirkişi incelemesi yaptırılması neticesinde müvekkilinin iddiasının ve isnadın ispatının mümkün olacağı, mahkemenin bu talebi kabul etmediği, bu durumda daha önce verilen takipsizlik karan geçerliliğini de kaybettiğinden suç duyurusunda bulunulmasının gerekli olduğunu, mahkemenin bu gereği yerine getirmesini istediğini söyledi.

Sanık müdafileri adına Av. Kemal Aytaç söz alarak;
Müvekkil Ömer Kavili’nin yaptığı görevin kutsal olduğunu, tamamen hak arama özgürlüğü içinde cesaretle sarf edilen sözler olduğunu, bu şekilde savunma yapıldığında yargılamayı yapanlarca tehdit ve cezanın gündeme geldiğini, bazı yargıçların savunma yapanları azarladığını, şikayet ettiğini, bütün bunların yargının tarafsızlığına gölge düşürdüğünü, sanığın yaptığın işinde bu olduğunu, verilecek kararın yargının bağımsızlığına etkileyecek nitelikte olacağını, müvekkilinin beraatını istediğini söyledi.

Sanık müdafileri adına Av. Hasan Ürel söz alarak;
Müdafilik görevini Ankara Barosu adına üstlendiğini, sanığın sözlerinin iddia ve savunma sınırları içersinde değerlendirilebilecek nitelikte olduğunu, mütalaaya katıldığını ve beraat kararı verilmesini istediğini söyledi.

Sanık müdafiileri adına Av. Serhan Arıkan söz alarak;
Önceki taleplerimizi tekrar ediyoruz, kayıp klasörlerin bulunması konusunda verilecek kararın sonuç doğurmasını gerektiğini düşünüyoruz, mütalaava katılıyoruz, bu dava kayıp klasörleri bulmaya yetmemiştir dedi.

Sanıktan soruldu:
Öncelikle mütalaada noksan gördüğümüz red dilekçesinde kayıp klasörlerle ilgili sayı ve rakamlara ilişkin beyanlarını iddianamede suç olarak değerlendirilmesine rağmen mütalaada bu hususun yorumlanmadığı ve noksan bırakıldığını düşünüyoruz, mütalaanın bu yönüyle tamamlatılmasını istiyoruz dedi.

İddia makamı söz istedi;
Mütalaa içeriğinin sadece savunmaya yönelik olan kısımları değerlendirdiğim, ancak sanık tarafından ifade edilen bölüm için açıklama yapılmadığı anlaşılmakla, bir önceki celseki mütalaamıza ilaveten sanık tarafından mahkemeye sunulan 27.12.2004 havale tarihli dilekçe içersinde yer alan “bu rakamlar ile karalama ve çiziktirilme yoluyla sahtecilik şüphesi altındadır” şeklindeki sözlerin de savunma kapsamı içinde değerlendirildiği ve iddianamede yer alan tüm hususlar birlikte değerlendirilip savunma kapsamı kabul edilerek sanığın beraatına karar verilmesi istenildiği, bu husus yerine getirilerek sanığın beraatı talep ve mütalaa olunur dedi.

Sanıktan mütalaaya karşı diyeceği ve savunması tekrar soruldu:
Ben son savunmamı ve sözlerimi özet olarak değil, tam söylediğim biçimde tutanaklara geçirtmek istiyorum. Be yargıyı savunuyorum, bu konuda izin verilmesini istiyorum. 5271 Sayılı Yasanın 219,222 maddelerindeki tutanakların tutulmasına ilişkin hükümlerin uygulanmasını istiyorum dedi.
Sanık söz alarak; Tutanakları bizzat kendim yazdırmayacağım özetlenerek tutanağa geçirilmesini kabul ediyorum dedi.
Sanık müdafileri önceki savunmaları tekrar ettiklerini söylediler.

Sanıktan son savunması soruldu:
Mahkemede bulunuşunun sebebinin 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/326 esas sayılı dosyasında yaptığı avukatlık görevi olduğunu, doyanın Yargıtay’dan dönüşünden sonra klasörlerdeki eksilmenin ve dizi pusulasındaki çizik ve değişikliklerin farkına vardığını ve bu durumu dile getirdiğinde mahkeme heyetinin davranışları üzerine red sebebinin oluştuğu düşüncesi ile yasal haklarını kullanarak heyeti red ettiğini, dilekçesine yazdığı sözlerin ve duruşmadaki sarf ettiği sözlerin dosyadaki sahtekarlık şeklinde olmadığını, sahtecilik şüpheleri olduğunu söylediğini ve dilekçede yazdığı şekilde okuduğunu belirttiğini, bu sözlerin heyetteki yargıçları muhatap almadığını, hakaret etmediğini, müvekkilini savunmak ve haklarını korumayı amaçladığını, savunmayı hazırlayabilmek için tüm dosyadaki bilgileri bütünüyle görüp okumak istediğini, dizi pusulasındaki çizik e değişiklikleri çıplak gözle dile getirdiğini, klasör sayısının Yargıtay’a 465 olarak bildirildiğini, Yargıtay’da 460 olduğunu fark ettiğini, bu klasörlerdeki bilgi ve belgeleri bilmek istediğini, bütün amacının haklıya hakkını vermek olduğunu, bu konuda yazılı olarak da savunmaları verdiğini söyledi. 8 Şubat 2007 tarihli iki sayfalık yazılı savunmasını ibraz etti, alındı okundu dosyasına konuldu.
Soruldu: Tekrar ettiğini söyledi.

Son sözü soruldu:
Ben kişisel ahlakı ve meslek ahlak ve kurallarına bağlılığını yitirmemiş bir hukukçuyum dedi.

Dosya incelendi. Tahkiki mucip bir cihetin olmadığı görüldü. Duruşmanın bittiği bildirildi.

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Tafsilatı gerekçeli kararda açık1anacağı üzere:
Sanık Ömer Kavili’nin heyete hakaret suçunu işlediği iddia olunarak kamu davası açılmışsa da son soruşturma kararında hakaret olarak sarf edildiği ileri sürülen söz ve beyanların ve dilekçedeki ifadelerin iddia ve savunma hakkının kullanılması sınırları içersinde sarf edilmiş olduğu, hakaret boyutlarına ulaşmadığı, müsnet suçların bu yönüyle sabit olmadığı anlaşıldığından sanığın CMK. 223/2-c maddeleri uyarınca BERAATINA.

Davayla ilgili olarak çeşitli daire ve kurumlardan incelenip iade edilmek üzere getirtilen belgelerin karar kesinleştiğinde ilgili kurumlara iadesine.

Sanık müdafilerinin isnadın ispatı zımnında suç duyumsunda bulunulması yolundaki istemlerinin konunun soruşturulmuş ve takipsizlikle neticelendirilmiş olması nedeni ile reddine.

Mahkeme masrafının devlet üzerinde bırakılmasına.

Sanık ve müdafilerinin yüzlerine karşı, C. Savcısının huzurunda talebe uygun olarak temyiz ve tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde Yargıtay yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/02/2007

Başkan 18430 Üye 22543 Üye 33629 Katip 46558

------------ 0 ----------
Not: Kalınlaştırma, harf ve kelime düzeltmeleri ile biçimlendirme tarafımızdan yapılmıştır.
Ömer KAVİLİ