Mesajı Okuyun
Old 11-10-2012, 13:40   #9
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.MB
Arkadaşlar Y. 11. HD E:2004/5023-K:2005/1472 der ki," ilamlı icrada, borcunu icra dairesine ödemeden önce, ilamın verildiği tarihten sonraki dönemde borcun itfa edilmiş olduğunu ileri sürerek alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açabilir"


Evet...

Yargıtay 11. H.D. 2004/5023 E. 2005/1472 K. 21.02.2005 T. : "...2- Dava, ilama dayalı takip borcunun tamamına ilişkin menfi tespit istemine ilişkindir.

İlamlı icra nedeniyle borçlu olmadığı parayı ödemek zorunda kalan borçlunun, 72'nci madde uyarınca, istirdat davası açmak hakkı bulunduğuna ilişkin İİK.nun 33/son madde hükmünden, borçlunun ilamlı icrada menfi tespit davası açamayacağı sonucuna varılmamalıdır. Zira, aynı Kanun'un 41'nci madde hükmündeki genel yollama, 72'nci maddenin tümünü de kapsar. Menfi tespit davası, bir eda davası olan istirdat davasının öncüsü olup, menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunduğu açıktır. Buna göre, icra mahkemesince icranın geri bırakılması talebi reddedilen veya icranın geri bırakılması yoluna hiç başvurmamış olan borçlu, ilamlı icrada, borcunu icra dairesine ödemeden önce, ilamın verildiği tarihten sonraki dönemde borcun itfa edilmiş olduğunu ileri sürerek, alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açabilir. Alacaklı, İcra mahkemesinin icranın geri bırakılması talebinin reddi kararına dayanarak, menfi tespit davasına karşı kesin hüküm itirazında bulunamaz. Çünkü, icra mahkemesi kararları maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. Buna karşılık, borçlu, hükmün verildiği tarihten önceki dönemde borcun ödenmiş olduğunu ileri sürerek, istirdat davası veya menfi tespit davası açamaz. Çünkü, borçlunun bu iddialarını dava sırasında ileri sürmesi gerekirdi, aksi halin kabulü, maddi anlamda kesin hükme (HUMK.nun 237'nci maddesi) aykırı düşer.(Bkz. Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, El Kitabı, İstanbul, 2004, Sh.817,818)

Somut olayda, davacı yukarıda yapılan iddia özetinden de anlaşılacağı üzere, davacı, davalı olduğu o dava sırasında yaptığı ve dava sonunda aleyhine hükmedilen 1.250.000.000 lira, belgeli harici ödemenin o davanın davacı, işbu davanın davalı vekilince o dava dosyasında yansıtılmadığını ileri sürerek, menfi tespit isteminde bulunmasına ve o ilamı temyiz ettiğini iddia etmemiş olmasına, takip dosyası içeriğinden de temyiz ettiğinin anlaşılmamasına göre, o ilamın verilmesinden önceki dönemde yaptığı ödemeye ilişkin menfi tespit isteminde bulunamayacağının ilke olarak kabulü gerekir.

Ne var ki, davalı vekili, yukarıda yapılan savunma özetinden de anlaşılacağı üzere, 1.250.000.000 liranın toplam alacağından düşülerek, bakiyesine hükmedilmesi gerektiğini yanıt dilekçesinde kabul etmiş olup, bu kısmi kabulü çerçevesinde, mahkemece belirlenecek borç miktarı gözetilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile takip alacağının tamamına ilişkin davanın kabulü doğru olmamıştır.."