Mesajı Okuyun
Old 10-10-2012, 23:15   #2
armegedon23

 
Varsayılan

Aşağıdaki karar umarım işinize yarar. Kolay gelsin

T.C. YARGITAY

5.Hukuk Dairesi
Esas: 2011/7489
Karar: 2011/16045
Karar Tarihi: 12.10.2011


KAMULAŞTIRMASIZ EL ATILAN TAŞINMAZ BEDELİNİN TAHSİLİ DAVASI - ACELE EL KOYMA KARARINDAN SONRA İDARENİN TESPİT VE TESCİL DAVASI AÇMASI İÇİN GEREKEN SÜREDE DAVANIN AÇILMADIĞI - İHTİLAFIN KAMULAŞTIRMASIZ EL ATMA OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ GEREĞİ

ÖZET: Acele el koyma kararından sonra, davalı idarenin tespit ve tescil davası açması için gereken makul sürenin geçmesine rağmen davanın açılmadığı, ihtilafın kamulaştırmasız el atma olarak değerlendirilerek, işin esasına girilip sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, red kararı verilmesi, doğru görülmemiştir.

(2942 S. K. m. 10, 27)

Dava: Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

Mahkemece, taşınmazın tespit edilecek bedel karşılığı idare adına tescil talebini içerir dava açma hakkının münhasıran Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesi gereğince kamulaştırma yapan idareye ait olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava konusu taşınmaza ilişkin davalı idarece, Kamulaştırma Kanunu’nun 27. maddesi gereğince 13.08.2009 tarihinde acele el koyma kararı alınmış, ancak sonraki işlemleri tamamlanmamıştır.

Acele el koyma kararından sonra, davalı idarenin 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesine dayanan tespit ve tescil davası açması için gereken makul sürenin geçmesine rağmen davanın açılmadığı, bu itibarla söz konusu ihtilafın kamulaştırmasız el atma olarak değerlendirilerek, işin esasına girilip sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde red kararı verilmesi, doğru görülmemiştir.

Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazine’ye irad kaydedilmesine, 12.10.2011 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)