Mesajı Okuyun
Old 27-09-2012, 20:40   #3
PROMETHEUS_KAWA

 
Varsayılan

yanıtınız için çok teşekkür ederim.fakat mantığım bunu kabul edemiyor,zira icra mahkemesi dar yargılama alanına sahip olduğu için zaten borçlu gerçekten borçlu değilse zaten sonradan genel mahkemelerde dava açıp ödediği miktarı geri alabiliyor,bir bakıma diğer durumlarda dahi alacağın varlığı aslında yargılamayı gerektirebilir olmasına rağmen onlarda bu durumun yaratılması,depozito alacağında bu durumun yaratılamaması kiracı alacaklının alacağına geç kavuşmasına neden olmaktadır.hele ki hukukun birliği gereği 6570 sayılı kanunun da kiracıyı(zayıfı) koruduğu söylenebilirse bu neden usule yansıyamamaktadır;zira kiralayan alacaklının takibine itiraz eden kiracıya karşı kira sözleşmesine dayanarak itirazın kaldırılması sağlanabiliyor.hele ki itirazın kaldırılmasından sonra zaten menfi tespit davası imkanı da varken depozito alacaklarında itirazın kaldırılması yolu neden kapatılmış oluyor onu merak ediyorum.ayrıca İ.İ.K.m.68'de ''imzası ikrar olunmuş senet''ten bahsediyor,bu durumda imzaya ayrıca ve açıkça itiraz etmeyen kiralayandan sadır olacağı için,iik m. 68 normlarına uygun hale gelmiyor mu kira sözleşmesi?