Mesajı Okuyun
Old 26-09-2012, 11:20   #6
Av.Ertan Uzunoğlu

 
Varsayılan

1. olayda, İşçinin ibranameye imza attığı tarih 01.07.2012 (6098 sayılı Borçlar Kanununun yürürlük tarihi)tarihinden önce ve sonra olmasına göre ibranamenin geçerliliği irdelenmelidir. Yeni Borçlar Kanunu'nun 420. maddesindi işçi ile işveren arasındaki İBRANAME'nin nasıl olması gerektiği düzenlenmiştir.Buna göre ;
1-İbraname yazılı olmalıdır.
2-İbra tarihi itibariyle sözleşmenin sona ermesinden itibaren en az 1 aylık süre geçmelidir.
3-İbra konusu alacağın türü ve miktarı açıkça belirtilmelidir.
4-ve son olarak ödemenin banka aracılığıyla yapılması şarttır.
Bu unsurları taşımayan ibranameler kesin olarak hükümsüzdür.
Bu duruma göre işçi kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanır.

2. olayda işçi 1475 sayılı yasanın 14/4 maddesine göre emeklilik sebebiyle fesih bildiriminde bulunabilmesi için işçinin bağlı bulunduğu kurumdan emeklilik hakkı kazanması,bunun için kuruma başvurması ve buna ilişkin yazıyı işverene bildirmesi gerekmektedir.Ayrıca Yargıtay emeklilik sebebiyle işten ayrılıp başka bir yerde işe giren kişi için hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu için feshin uygun olmadığı şeklinde karar vermiştir.
Bu haliyle bence işçi "emeklilik sebebiyle fesih " yoluna giderse kıdem tazminatına hak kazanamaz.
Belki "uzunca bir süre çalışan işçinin tazminat hakkını yitirecek şekilde işten ayrılması hayatın olağan akışına aykırıdır" ilkesinden gidilebilir.