|
|
|
|
|
|
1-hayır devam etmiyor.bu aklıma takılan bir soru,yani su an böyle bir dava mevcut degil.
2-Fakat bana göre davayı reddettiren davalı,yeni acacagı davada işini kolaylastırmıs olmalı yani red edilen bosanma davasını da kusur yönünden delil olarak ileri sürebilmeli.Eger davalı bosanma davasından sonra tekrar birlikte yasamıya baslamıs yahut en azında barısma girişiminde bulunmus ise bu durumda ilk red edilen davaya dayanamaz görüşünüdeyim.Bundan sonraki davalarda bu yolu secmeyi düşünüyorum ve acıkcası uygulamasını merak
ettim
|
|
 |
|
 |
|
Davalı, kesinleşen kusur durumuna dayansa bile, esasen, davacının kusur durumu, müşterek hayatı, evlilik birliğini temelinden sarsacak derecede veya önemde olmadığından, mahkemece, boşanma davasının reddine karar verilmiştir. İmdi, bu durumda, davayı reddettiren davalının, davacının bu kusur durumuna istinaden yeni bir boşanma davası açması, MK. 2. maddesinde ifadesini bulan ve kamu düzenine ilişkin "dürüstlük, objektif iyiniyet kurallarına" aykırılık teşkil etmez mi?
Öte yandan, şartları oluşmuşsa açılabilen "anlaşmalı boşanma" davaları dışındaki boşanma davaları, " tarafların dava konusu üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği" kamu düzenine ilişkin davalardır. Hâkim, tarafların iddia ve kabullerine göre değil, bunları da gözönüne alarak vicdani kanaatine göre hüküm verir. Zamanımızdaki "boşanma enflasyonuna" rağmen, düzenleme böyledir. ( İsteyen hemen evlensin, istemeyen de hemen boşansın, ya da evliliğe ne gerek var?); bunlar da ayrı görüş ve uygulamalardır. Elbetteki, hâkim, önceki dava dosyasını ve tarafların gerçek niyetlerini bir daha inceleyecektir.
Saygılarımla...