Mesajı Okuyun
Old 11-09-2012, 14:31   #13
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avmurat
Aslında Yargıtay'ın ilk yorumu bana daha doğru geldi. Toplantıya çağrılmayan üyeyi salt bir oy olarak görmek ve tamamen matematiksel düşünmek doğru değil.O üyenin toplantıya katılmasının yaratacağı etkiyi kim bilebilir.
Üstelik de usulsüz çağrı ile hiç çağrılmamayı da aynı kefeye koymamak gerekir diye düşünüyorum.Belli sayıda kişiyi çağırmama hakkımız varsa, o halde istemediğimiz bazı ortakları hiç çağırmayabiliriz gibi bir sonuç ortaya çıkıyor.
Bana göre, salt çağrının usülsüzlüğü değil belki ama, bilerek bazı kişilerin toplantıya çağrılmaması tek başına iptal sebebi olmalıdır.
Sanırım Yargıtay, işler çok karışmasın diye bu çözümü bulmuş.

Yargıtay çağrılmayan kişi iptal davası açamaz demiyor zaten. Şunu söylüyor: Toplantıya katılamayan ortak iptal davası açabilir. Ancak salt toplantıya davet edilmemiş olması alınan kararların iptal edilmesine tek başına yetmez. Davacı alınan kararların neden kanuna veya ana sözleşmeye ya da dürüstlük kuralına aykırı olduğunu ispatlamak zorundadır. Keza toplantıya davet edilmemesi alınan kararların yoklukla malul olmasına da neden olmaz.

Bu doğru bir yaklaşımdır. Karar, kanuna ana sözleşmeye ve afaki iyiniyet kurallarına aykırı ise zaten karar iptal edilir. Kanuna aykırı değilse, ana sözleşmeye uygunsa, dürüstlük kuralını ihlal etmiyorsa ve toplantı nisaplarına aykırı bir durum yoksa neden iptal edilsin?

Diğer yandan toplantıya çağrılmama ile ortak olmayan kişilerin toplantıya katılması ve o reyle karar alınması da farklı görülmektedir.