Mesajı Okuyun
Old 04-09-2012, 11:11   #1
sahmetc

 
Varsayılan maaş haczi / yıllık ücretli izin alacağı

Merhabalar,

Konunun başka boyutuyla daha önce tartışıldığını biliyorum. Benim kafamı karıştıran husus maaşı haczedilmiş olan işçinin işten ayrılması durumunda yıllık ücretli izin konusunda yapılacak kesintilerle ilgilidir.

Kıdem ve ihbar tazimanıtınının tümünün (karşıladığı kadarının) ikramiyenin 1/4'ünün ve yardımların haczedilmeyeceği konusunda içtihat ve mevzuat yeterince açık.

Ancak yıllık ücretli izin alacağına hak kazanan işçiye bu ücreti ödenecek midir? Konu ile ilgili çelişkili iki Yargıtay kararını paylaşıyorum.

Teşekkür ederim.

T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/24618

K. 2005/1837

T. 4.2.2005

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; 506 Sayılı Kanunun 121/1. maddesi gereğince, anılan yasa hükümlerine göre bağlanacak gelir veya aylıklar ve sağlanacak yardımlar, nafaka borçları dışında haciz veya başkasına devir ve temlik edilemez. Sözü edilen yasanın 1. maddesinde hangi gelirlerin söz konusu yasa hükümlerine göre bağlanabileceği açıklanmış olmakla, 121. maddesinde öngörülen haczedilmezlik olgusunun sadece bunlarla ilgili ve sınırlı olduğunun kabulü gerekir. Somut olayda şikayet konusu alacak kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve ücretli izin alacağına ilişkin olup, 506 Sayılı Kanunun yukarıda öngörülen hükümleri kapsamında bulunmamaktadır. Ancak, 1475 Sayılı Yasanın 35. maddesine göre işçilerin aylık ücretlerinin ¼'ünden fazlası haczedilemez. Kıdem tazminatı izin ücretleri ve ihbar tazminatı gibi ödentilerin ise ücretten sayılacağına ilişkin yasada bir hüküm bulunmadığından bu ödentilerin tamamı haczedilebilir. Müflisin masaya girecek olan mal, alacak ve hakları, haczi mümkün olanlardır. Bu nedenle gerek İİK.nun 82. ve gerekse özel kanun hükümlerine göre haczedilemeyen mal, alacak ve haklar, iflas masasına girmez (İİK.m.184/1) (prof Dr. Baki Kuru-icra ve iflas hukuku 2004 baskı sayfa 452 ve 1008) Bu durumda icra mahkemesince kıdem tazminatı ve izin ücretinin tamamının haczedilebileceği ve iflas masasına gireceği düşünülerek şikayetin anılan kalemler yönünden reddine karar vermesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi yasaya aykırı olduğu gibi, davalı banka TMSF kapsamında da olduğu için 4389 Sayılı Kanunun 15/3. maddesi gereğince harçtan muaf olmasına rağmen adı geçenin harçla sorumlu tutulması da isabetsiz bulunmuştur.
SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 04.02.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.






T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

E:2004/22540

K:2004/26972
T:27.12.2004



Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1475 Sayılı Kanunun 28. maddesine göre, ( 4857 Sayılı Kanunun 35. maddesi ) işçinin almakla olduğu ücretlerin dörtte birinden fazlası haczedilemez. İkramiye, toplu sözleşme farkı ve nema da ücretten sayılacağından onların da aynı koşullarda haczini engelleyen bir yasa hükmü yoktur. 6772 Sayılı Kanunun 4. maddesinde ise ( fazla mesai, evlilik, çocuk zamları veya primleri, ayni yardımlar, hafta ve genel tatil ücretleri gibi esas ücrete munzam tediyelerin ) haczedilemeyeceği belirlenmiştir. Bu durumda, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı gibi ödentilerin ücretten sayılacağına dair bir hüküm bulunmadığından tamamı, nemanın ve toplu iş sözleşmesi farkı ile ikramiyenin ise en fazla haczi mümkündür. Bu durumda mercice yukarıdaki ilkelere göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir,
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle İİK.nun 366, ve HUMK.428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 27.12.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.