Mesajı Okuyun
Old 07-08-2012, 21:26   #4
tiryakim

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
16.Hukuk Dairesi

Esas: 2012/1702
Karar: 2012/3708
Karar Tarihi: 24.04.2012

ÖZET: Şirket yetkilisi sanığa isnat edilen suçun oluşabilmesi için tacirin fiili olarak ticareti terk etmesi ve bu durumu on beş günlük süre içerisinde kayıtlı olduğu ticaret siciline bildirmemesi ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini gösteren bir mal beyannamesi vermemesi gerekmektedir.

(2004 S. K. m. 44, 337/A) (YCGK. 14.02.2012 T. 2011/16-509 E. 2012/30 K.)

Dava: Ticareti terk hükümlerine muhalefet etmek suçundan sanık T.A.'ın beraatına karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde müşteki vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığı’nın onama istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak; gereği görüşüldü:

Karar: Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 14.02.2012 tarih ve 2011/505, 509, 513, 21.02.2012 tarih ve 2011/506, 510, 511 ve 621 esas sayılı dosyalarında, ticaret şirketlerinin müdür ve yetkililerinin ticareti terk suçunu işlemelerinin mümkün olduğu yönünde oyçokluğuyla verilen karar doğrultusunda uygulama yapılması Dairemizce de uygun bulunmuş olmakla; şirket yetkilisi sanığa isnat edilen suçun oluşabilmesi için tacirin fiili olarak ticareti terk etmesi ve bu durumu on beş günlük süre içerisinde kayıtlı olduğu ticaret siciline bildirmemesi ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini gösteren bir mal beyannamesi vermemesi gerekmekte olup, somut olayda İstanbul Ticaret Sicili Memurluğu’nun 02.11.2009 tarih ve 134350 sayılı yazısı ile sanığın ticaret sicil memurluğunda kayıtlı olduğu ve halen faaliyetine devam ettiğinin anlaşılması ve diğer taraftan Üsküdar Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 01.03.2010 gün ve 6729 sayılı yazısından da borçlu şirketin adresinde fiili olarak herhangi bir faaliyetinin olmadığının bildirilmesi, 08.03.2010 tarihinde kayıtlı adresinde yapılan zabıta araştırmasında, adresin boş ve tadilatta olduğunun saptanması ve sanığın 02.03.2010 tarihli savunması birlikte değerlendirildiğinde, atılı suçun oluştuğunun kabulünün gerekmesi nedeniyle sanığın mahkumiyeti yerine beraatına karar verilmesi isabetsiz olup,

Sonuç: Temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 24.04.2012 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı