Mesajı Okuyun
Old 04-08-2012, 15:29   #2
zizou21

 
Varsayılan

C'nin ev üzerinde bir mülkiyet hakkının var olduğunu sanmıyorum. Ancak tapuda yer alan bu kayıt C'nin muhdesatın aidiyetinin tespiti talepli dava açması halinde lehine olabilir.

YARGITAY
14. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/1170
K. 2003/3589
T. 2.5.2003
• ELATMANIN ÖNLENMESİ ( Tapu Kütüğü Beyanlar Hanesi Sadece Mevcut Haklara Aleniyet Sağlayıp Muhdesat Sahibine Ayni Bir Hak Vermediğinden Taşınmazın Kullanımının Tecavüz Teşkil Etmesi )
• TAPU KÜTÜĞÜ BEYANLAR HANESİ ( Bu Bölüme İşlenecek Kayıtların Kural Olarak Ayni veya Şahsi Hakkı Güçlendirmemesi-Beyanların Fiili ve Hukuki Durumlarla Mevcut Bazı Haklara Aleniyet Sağlamaktan İbaret Olması )
• AYNİ HAK ( Tapu Kütüğü Beyanlar Hanesindeki Şerhin Sadece Mevcut Hakkın Aleniyetini Sağlaması-Muhdesat Sahibine Ayni Bir Hak Vermemesi )
• TAPU ŞERHİ ( Beyanlar Hanesine İşlenen Şerhin Fonksiyonunun Yalnızca Mevcut Hakkın Aleniyetini Sağlamaktan İbaret Olması )
4721/m.997,1008,1009,1010,1011,1027
3402/m.19
766/m.40
ÖZET : Tapunun beyanlar hanesine yazılan şerh, taşınmaz üzerindeki muhdesatın aidiyetini belirleyip bu konuda aleniyet ve kanıtlama kolaylığı sağladığı ve muhdesat sahibine ayni bir hak vermediği için elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekir.

DAVA : Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 9.8.2001 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 25.12.2002 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı, paydaşı olduğu 19 parsel numaralı taşınmaz içerisinde bulunan samanlığı davalıların kullandığını belirterek elatmanın önlenmesi isteğinde bulunmuştur.

Davalılardan H K samanlığın babası tarafından ve davacının rızası ile yapıldığını, elatmanın söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Medeni Yasa, güven ve açıklık ilkesi gereği tapu sicilini 997 ila 1027. maddelerinde düzenlemiş, nelerin sicilde yer alabileceğini kurala bağlamıştır. Bunlardan 1008. madde tapu siciline kaydolunacak ayni hakları, 1009. madde sicile şerh verilebilecek kişisel hakları, 1010 ve 1011. maddeler ise temlik hakkının sınırlamaları ile geçici tescili düzenlemiştir.

Tapu Sicil Tüzüğünün 60 ila 64 maddelerinde yedi bölüm olarak düzenlenen "Beyanlar" ise gerek tescillerden, gerekse şerhlerden farklıdır. Kütüğün beyanlar hanesine işlenen kayıt, kural olarak ne bir ayni hak ihdas eder, ne de şahsi bir hakkı güçlendirmeye yarar. Beyanların fonksiyonu, gayrimenkulle ilgili bazı fiili veya hukuki durumlara ya da zaten mevcut bulunan bazı haklara aleniyet sağlamaktan ibarettir.

Yukarıda belirtilen ilke uyarınca, 3402 sayılı yasanın 19/2 ve mülga 766 sayılı Tapulama Kanunun 40. maddelerinde yer verilen muhdesatın beyanlar hanesinde gösterilmesi hususu da kişiye herhangi bir hak vermez. Sadece madde gerekçelerinde de açıkça vurgulandığı üzere eylemli ( fiili ) durumun belirtilmesi demek olup; muhdesat sahibi yararına sürekli ve ayni bir hak meydana getirmez. Bir başka deyişle bu beyan muhdesatın aidiyeti konusunda sadece aleniyet ve kanıtlama kolaylığı sağlar.

Somut olayda, mahkemece dava konusu 19 parsel numaralı taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesindeki şerhe göre, samanlığın H oğlu İ ve müştereklerine ait olduğunun belirtildiği ve davalıların kullanımının elatma niteliğinde olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

Ancak, yukarıda da açıklandığı üzere tapunun beyanlar hanesine yazılan bu şerh, taşınmaz üzerindeki muhdesatın aidiyetini belirleyip bu konuda aleniyet ve kanıtlama kolaylığı sağladığı ve muhdesat sahibine ayni bir hak vermediği için davanın kabulüne karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı görülmüş, hükmün bozulması gerektirmiştir.

SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının yatırana geri verilmesine, 2.5.2003 tarihinde oybirliği ile karar verildi.