Mesajı Okuyun
Old 20-07-2012, 12:11   #2
Av. Aynur Çelik

 
Varsayılan

Selamlar,

öncelikle 1. sorunuzun cevabı için (Görev);

TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN

Madde 3 – (Değişik: 6/3/2003-4822/3 md.)
Bu Kanunun uygulamasında;
......... e) Tüketici: Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi,..... ifade eder.

Sanırım sizin müvekkiliniz tacir ve hizmeti ticari amaçlarla alıyor.

Artı bir karar;

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi

E:1999/5782
K:1999/7900
T:15.10.1999

# GÖREVLİ MAHKEME

ÖZET : Dava, 4077 sayılı Yasaya dayanılarak açılmış ve Tuketici Mahkemesi sıfatı ile sönuçlandırılmış ise de, taraflar arasındaki uyuşmazlık, TTK.nun Emtia Senetleri faslında düzenlenen Taşıma işlerinden kaynaklandıgından, tarafların tacir olup .olmadıklarına bakılmaksızın bu yasadan kaynaklanan uyuşmazlıklar, mutlak ticari davalar olup, davanın TTK.nun 5. maddesi hükümleri çerçevesinde, gorevli mahkemece bakılarak çözümlenmesi gerekir.

(6762 s. TTK. m. 4/1)

(4077 s. TKK. m. 1, 2, 23)

Taraflar arasındaki davanın (Antalya Üçüncü Asliye Hukuk Mahkemesi)nce görülerek verilen 24.3.1999 tarih ve 1998/1607-1999/419 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkilinin yazarı olduğu "Muhtaç Olduğunuz Kudret Atatürk" adlı kitabın 450 adedinin 150'şer adetlik 3 koli halinde Adana-Alanya taşımasının davalı şirket tarafından üstlenildiğini, ancak kolilerden bir tanesinin taşıma esnasında kaybolduğunu ileri sürerek, kaybolan kitapların bedeli olan (112.500.000) liranın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davaya Tüketici Mahkemesi sıfatı ile bakılarak, iddia, savunma, dosyadaki kanıtlar ve bilirkişi raporuna nazaran, davanın Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükumlerine gore ayıplı hizmetten kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olduğu, davacının tasıma esnasında kaybolan koli nedeniyle zararının (112.500.000) lira bulundugu gerekcesıyle, bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.

1- Dava, davacı tarafından 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna dayanılarak davalı taşıyıcı aleyhine açılmış bir tazminat davasıdır. Oysa, anılan yasanın amaç ve kapsamını belirleyen 1 ve 2. maddesinde tüketicinin, sağlık ve güvenliği ve ekonomik çıkarlarını korunmak ve zararlarının tazmini amacı güdüldüğü belirlendikten sonra kapsam daraltılması yoluna gidilmiş ve mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü hukuki işlemin bu yasa kapsamında çozümlenmesi gerektiği belirlenmiş bulunmaktadır. Keza, aynı Yasanın 23. maddesinde ise, bu kanun uygulaması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıklara Tüketici Mahkemelerince bakılacağı hükme bağlanmış olup, bu davaların her türlu resim ve harçtan muaf olacağı da acıklanmıstır.

Yukarıda da değinildigi gibı, taraflar arasındaki uyuşmazlık, T. Ticaret Kanununun Kıymetli Evrak Başlıklı Üçüncü Kitabın, Emtia Senetleri Faslı'nın ikinci kısmını oluşturan Taşıma işlerinden kaynaklanmalıdır. Yine TTK.nun 4/1. maddesindeki belirlemeye göre, tarafların tacir olup, olmadıklarına bakılmaksızın bu yasadan kaynaklanan uyuşmazlıkta mutlak ticari davalardır. Bu durum karşısında davanın TTK. 5. maddesi hükümleri çerçevesinde görevli mahkemece bakılarak çözümlenmesi gerekirken, Tüketici Mahkemesi sıfatı ile bakılarak sonuçlandırılmış olması doğru görülmemiş ve kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.

2- Bozma sebep ve şekline ve sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

S o n u ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 15.10.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

İkinci bir karar (sizin konunuzla yakından ilgili):

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi

E:1998/6592
K:1998/8276
T:26.11.1998

Taraflar arasındaki İstanbul 4.Asliye Ticaret davadan dolayı Mahkemesince 27.2.1998 verilen tarih 1419-155 ve sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkili şirketin genel merkezi tarafından 2.9.1995 tarihinde içinde Conjept M/V ultrason cihazı, mikrokonveks probu, kullanma kılavuzu, akım kablosu, ayak kablosunun olduğu kolinin davalı Aras Kargo'nun İzmir bürosuna müvekkilinin Üsküdar'da bulunan bürosuna teslim edilmek üzere tevdi edildiğini, kolinin teslim tarihi olarak bildirilen 4.9.1995 tarihinde malın alınmak üzere gidildiğinde, kolinin Cağaloğlu bürosuna Kemal Zorlu adına teslimi şeklinde telefon aldıklarını belirttiklerini, kolinin kimseye teslim edilmemesi talimatına rağmen kimlik tesbiti dahi yapılmadan Kemal Zorlu adına kişiye teslim edildiğini, kargo taşımacılıkta telefonla kargo yönlendirilmesi yapılamayacağını, kaybolan malın ithal edildiğini, ithal fiyatı, gümrük vergisi, masrafları ve kar marjı ile toplam 10.500 İngiliz sterlininin 8.9.1995 noter ihtarı tarihinden itibaren yıllık %9 faizi ile davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Aras Kargo AŞ vekili, kargonun varış yerinin kargo faturası telefonla bildirerek değiştirildiğini, bunu kargoyu gonderen yada davacı firmadan bilen biri olduğunu, TTK 786/2 maddesi uyarınca kıymeti bildirilmeyen, taşıma faturasında gonderici irsaliye no'su olmayan malın ziyaaından sorumlu olmadıklarını, orjinal ambalaj olmadığından icinde ne taşındığının belli olmadığını, fatura ve sevk irsaliyesindeki malların birbirini tutmadığını, malların ithal belgelerinin sunulması gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Nedim Aydogan, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkisı raporu ve tum dosya kapsamından davalı şirketin koliyi teslim ederken teslim ettiği şahsın kimliğini tesbit etmemesi, telefonla gelen bildirimin doğruluğunu araştırmaması nedeniyle zararın meydana gelmesinde tamamen kusurlu olduğunu, davacının eşyayı teslim ederken niteliğini, değerini bildirmemesi nedeniyle TTK 786/2. maddesi uyarınca taşıyıcıyı sorumlu tutulmamak gerekir ise de TTK 786/son maddesi uyarınca davalının zararın meydana gelmesinde ağır kusuru olduğundan zarardan sorumlu olduğu, dava konusu eşyaların ithal belgelerinin sunulması, tanık beyanlarından eşyanın ultrason cihazı olduğu değerinin 6513 İngiliz sterlini olup, kdv'nin 65.978.318 lira olduğu, davacının %30 kar marjı ile calıştığı ve 1.953.90 İngiliz sterlini kar kaybı olduğu, satıs bedeline navlun ve sigorta dahil olduğundan bu konudaki istemin reddi ile toplam mal bedeli ve kar kaybının malın teslim edildiği 4.9.1995 tarihindeki TL değerinin kdv dahil 693.392.541 lira oldugundan bu miktarın davacı ihtarında verılen sure bitimi olan 14.9.1995'den itibaren reeskont faizinin uygulanmasına, ayrıca diğer davalının kargo şirketinde görevli olduğunda hakkında açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına her ne kadar dava sterlin üzerinden açılıp buna döviz faiz faizi talep edilmişse mahkeme TL üzerinden hüküm kurulmasına karşı davacının temyizinin olmaması karşısında hüküm altına alınan meblağın davalı lehine olması karşısında kararı temyizde davalı yararının bulunmamasına göre temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 18.653.000 lira temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 26.11.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak:YKD - 1998/8 - Sayfa:1218

2. sorunuzun cevabı ise (Yetki):

6102 Sayılı Ticaret Kanunu;

İKİNCİ KISIM Eşya Taşıma

III - Yardımcıların kusuru
Madde 879- (1) Taşıyıcı;
a) Kendi adamlarının,
b) Taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin,görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden, kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur.

XIV - Yetkili mahkeme
Madde 890- (1) Birinci ve İkinci Kısım hükümlerine tabi taşımadan doğan hukuki uyuşmazlıklarda, malın teslim alındığı veya teslim için öngörülen yer mahkemesi de yetkilidir.
(2) Fiilî taşıyıcıya karşı açılacak dava, asıl taşıyıcının yerleşim yeri mahkemesinde, asıl taşıyıcıya karşı açılacak dava fiilî taşıyıcının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir.

6100 Sayılı HMK

Genel Yetki +

Madde 14- (1) Bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir.
(2) Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.

Yalnız siz mesajınızda ACENTE! demişsiniz. Acente mi şube mi ona iyi bakmakta da fayda var.

iyi çalışmalar.

(Kararlar Meşe İçtihat Bankası'ndan)