Mesajı Okuyun
Old 14-07-2012, 01:34   #2
Av. Orhan Çoban

 
Varsayılan

İşçinin iş sözleşmesini haklı nedenle dehal fesih hakkı, 4857 Sayılı Kanun'un 24. maddesinde düzenlenmiştir. Olayda anlattığınız kadarı ile bu madde kapsamında değerlendirilebilecek bir durumun olmadığı kanaatindeyim. Zira her ne kadar müvekkiliniz müşteri temsilcisi olsa da, çalıştığı işveren nezdinde işçi statüsünde olup, işverenini (müvekkilinizin daha rahat müşteri bağlayabilmesi, sözleşmelere aracılık edebilmesi için müşteriler nezdinde de gerekli görülen) bir sertifikayı almaya zorlama imkanı olmadığı gibi, işveren bu sertifikayı halen almamış olursa/olacaksa müvekkiliniz açısından bu durum haklı nedenle fesih sebebi teşkil etmeyecektir. Bu nedenle müvekkiliniz iş akdini feshetme yoluna giderse kıdem tazminatı alamayacağı gibi, 8 haftalık bildirim şartına da uymazsa işverene ihbar tazminatı ödemek zorunda kalabilecektir.


Ancak olayda şartları oluşmuşsa aynı yasanın 24/II/a maddesi (İşveren iş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri hakkında yanlış vasıflar veya şartlar göstermek yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler vermek veya sözler söylemek suretiyle işçiyi yanıltırsa) uyarınca iş akdinin işçi tarafından haklı nedenle derhal feshedilebileceğini ve kıdem tazminatına hak kazanılabileceğini de eklemek isterim.


Ayrıca müvekkiliniz, kıdem tazminatını alarak işten ayrılmak istiyorsa başka haklı sebeplerin mevcut olup olmadığına da bakılmalıdır. Söz gelimi, ülkemizde sıkça yaşanan ve artık herkesçe bilinen vakılar haline gelen eksik sigorta bildirimi. Eğer müvekkilinizin aldığı gerçek ücretin altında bir miktar üzerinden sigorta primi ödeniyorsa bu durum haklı fesih sebebi teşkil edecektir. Nitekim Yargıtay da bu doğrultuda kararlar vermektedir.



Olgun insan güzel söz söyleyen değil, söylediğini yapan ve yapabileceklerini söyleyen adamdır. Konfüçyus