Mesajı Okuyun
Old 11-07-2012, 20:35   #19
UNLUTURK

 
Varsayılan

Sevgili meslektaşlarım. Önce belirteyim ki bu sitenin en önemli özelliği kişilerin mesleki bilgi ve birikimleriyle düşüncelerini belirttikleri "düşünce tankı" gibi olması. O nedenle "bence", "kanaatimce" demek koşuluyla bırakın yerleşik görüşe kanuna bile karşı görüş bildirilmelidir. Özellikle bildirilmelidir diye düşünüyorum. Burayı kıymetli kılan da budur. Örneğin işe iade davasında yargıtay boşta geçen 4 aylık süreye ait ücretin ödenmesi hususunda 1997 de işçi işe başlamasa da hak edeceği görüşündeyken 1999 de tam tersinde görüşle karar oluşturdu. 1997 bu kararı eleştiren birçok kişi oldu ve bu eleştiriler doğrultusunda görüş değişti. İşte yaşayan hukuk bu. Bu nedenle kanaat açıklanmalı. Kaldı ki 12 mesajda görevsizlik kararı verilmişken örneğin 18 mesajda bu en azından hali hazırda olmadığı belli.
Şimdi konuyla ilgili ben de bir soru sorayım. Müvekkil 2 kardeş ve başkaca mirasçı yok. Veraset ilamına başvuruyorlar. Nüfusta aslında olmayan bir kardeşleri çıkıyor ve 3 kişi mirascı olacak şekilde veraset ilamı veriliyor. Bu veraset ilamıyla bankadaki parayı 2 kişi çekiyor 3. kişinin hakkı bankada bloke ediliyor.
Mirascılar nüfus tashihi davası açıp nüfustan aslında olmayan kardeşlerini terkin ettiriyorlar.
Şimdi önceki veraset ilamının iptali davasını her iki mirasçı da davacı olacağından ve diğer mirascı da "kişi" olmadığından. Davanın fiilen hasımsız açılması zorunluluğu var.
1.-Bu dava hasımlı tanımlandığından sizce bu durumda da görevli mahkeme asliye mi olmalıdır?
2.-Bu aynı nitelikte davaların görev alanında çelişki yaratır mı?
İyi çalışmalar.