2 sene evveldi...

Şeytan dürttü, KİHBİ'ye (Kaçakçılık ve İstihbarat .... gerisini bilmiyorum. GBT kayıtlarını emniyetin bu birimi tutuyor) bilgi edinme hakkı kapsamında başvuruda bulundum:

"Sevgili KİHBİ, hakkımda sayın devletimizin herhangi bir biriminin GBT diye bilinen kayda benim için yazdırdığı bir fiş - kayıt vs. var mı? Varsa bir zahmet örneğini gönder" dedim.

Demez olaydım...

Cevap, "yazınız ilgi gereği o bölüme.....", o bölümden cevap "yazınız ilgi gereği şu bölüme...." şu bölüm, "yazınız ilgi gereği o (ilk) bölüme....."...

"Bak KİHBİ" dedim. "Bilgi Edinme Yasası gereği şu kadar gün içinde yanıt vermek zorundasın. Beni ve sabrımı zorlama... Şikayet etmeyeyim sizi hem savcılığa hem de iç işleri bakanlığına..."

Üç beş yazışma daha oldu, tam hatırlamıyorum...

En sonunda, bir dosya için kalemine gittiğim bir sulh ceza mahkemesinde benim hakkımda yazılmış bir yazı gördüm katibin masasında: "Kaytlarınızın tetkiki ile, Hakan Eren adına......"

Gariban bir polis memurunu görevlendirmişler, Sultanahmet Adliyesi'nin altını üstünü getiriyor.

Fakülte yıllarında "izinsiz" gösteriye katılan ben hakkında, ne işlem yapıldığını bulmaya çalışıyor polis memuru... Dava mı beraat mi, ceza mı?

Beni aradı! O polis...

Durumu anlattı!

Dedim ki "savcılık o olayla ilgili takipsizlik kararı vermişti?"

BULAMIYORUM KARARI AVUKAT BEY! dedi.

Ben emniyetten bilgi istiyorum, emniyet te yanıtı verebilmek için benden bilgi istiyor! Alış-veriş...

"İyi" dedim, "gel ofisime, sana vereyim bir fotokopi!"

Geldi, çay içtik, takipsizlik kararından bir fotokopi verdim, "Allah razı olsun" dedi.

10 gün sonra (ama başvurumdan yaklaşık 5-6 ay sonra)) bana KİHBİ'den yazı:

Sayın Hakan EREN;
Hakkınızda herhangi bir fiş - kayıt bulunmamaktadır. Siz tertemiz bir vatandaşsınız. (En azından kayıtlara göre...) Bilginize...

Ben ettim siz etmeyin diye anlatıyorum bunları...