Mesajı Okuyun
Old 11-07-2012, 09:59   #3
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. İbrahim YİĞİT
Müvekkil adayı kadın, 1995 yılından bu yana, o tarihte yasal olarak evli olan bir erkek ile birlikte yaşamaktadır. Davalı olacak erkeğin resmi nikahlı eşi de olayı bilmekte hatta taraflar davalının sahibi olduğu bir binada altlı/üstlü oturmaktadır. Kuma hayatı dediğimiz bu süreçte müvekkil adayının birçok darp ve kötü muameleye, hakaret ve küfürlere muhatap olduğunu söylemeye gerek yok sanırım. Müvekkil adayı kadının bu birliktelikten reşit olmayan 3 tane çocuğu bulunmakta olup, ortanca çocuk özürlüdür.

Müvekkil adayı kadın gördüğü bu kötü muamelelere dayanamayarak 2011 yılı mart ayında evden ayrılmıştır. Amacı yeni bir düzen kurup çocuklarını yanına alarak yaşamaktır ancak tablonun bu kadar pembe olmadığını anlaması çok da uzun sürmez. Kısa süre sonra hem annesini hem de babasını bir trafik kazasında kaybeder, birkaç ay sonra da güvendiği tek abisini hastalık sebebiyle kaybeder. Bu travmaları atlatmaya çalışmaktadır ancak henüz kendisini dahi geçindirebilecek yeterlilikte değildir.

Çocuklar baba tarafından tanınmış olup babalık davasına ihtiyaç bulunmamaktadır (Çocukların soyadı babanın soyadı) Velayet ile ilgili bir problem de yok zira yasal olarak velayet sahibi zaten anne. Yaptığım araştırmada ulaştığım sonuca göre kadının genel hükümlere göre açacağı tazminat davasında haklı bulunma olasılığı zayıf olduğu gibi, soruna çözüm olmaktan da uzaktır. Kadın adına nafaka talep edilemeyeceği de aşikardır. Çocukların savcılık veya mahkeme tarafından alınması halinde de henüz bakabilecek durumda değildir davacı adayı. Kaldı ki çocuklardan biri hem zihinsel hem bedensel özürlü olup gün boyu bakıma muhtaçtır. Müvekkil adayının mali ve içinde bulunduğu zor durumunu bilen davalı adayı çocukları teslim etmekten de kaçınmamaktadır. Zaten bakamayacak düşüncesi ile bu konuda bir çekince duymamaktadır. Tek dava çocuklar adına açılabilecek nafaka talepli olabilir o da çocuklar şu an baba yanında bulunduğundan ve alınsa dahi bir iki ay ödenmediğinde davacının çözüm yolu bulumayacağı gerçeği karşısında soruna çözüm görülmemektedir.

Müvekkil adayının tüm amacı çocukları yanına almak ve çocukların ihtiyaçlarının davalı tarafından karşılanmasıdır. Yorum ve önerilerinizi bekliyorum. Saygılar.

Sayın Yiğit,
Sizin de belirttiğiniz gibi, MK 327 ve devamı maddeleri uyarınca çocuklar için nafaka talep etmekten başka bir yol bulunmamaktadır. Nafaka yükümlülüğünün ihlali halinde MK 324. maddesini dikkate alınız.
Ayrıca, kadın için darp, kötü muamele ve hakaret nedenleri ile şikayette bulunulabileceği gibi, kanıtlama güçlüklerini bir kenara bırakırsak, manevi tazminat talebi de sözkonusu olabilir.