Mesajı Okuyun
Old 10-07-2012, 09:25   #2
emi_shn

 
Varsayılan

sayın meslektaşım aşağıda eklediğim karar birebir sizin olayınıza uygulanamasa da kararda dolar olarak yazıyla yazılan kısım taraf iradelerini içerir diyor belki uygulanabilir,kolay gelsin
T.C. YARGITAY

12.Hukuk Dairesi

Esas: 2000/18436

Karar: 2000/19130

Karar Tarihi: 05.12.2000

 

SENETTE
ÇIKINTI VE SİLİNTİ - SENEDİN SIHHATİ - TARAFLARIN İRADESİ

ÖZET: Takip dayana

ğı senet doldurulurken, matbu olarak gösterilen "T. lirası" kelimesi çizilmiş, Amerikan Doları olarak yazılmış olup, senet metninde yazı ile olan kısımda da bu husus teyit edilmiştir. Tarafların iradesinin, borçlanmanın Amerikan Doları üzerinden yapılması yönünde olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, HUMK.nun 298. maddesinin uygulama yeri bulunmamaktadır.

 

 

(1086 S. K. m. 298)

Dava: Merci karar
ının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 13.11.2000 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: HUMK. 298. maddesinde: "senette mevcut bulunan çıkıntı ve kezalik senedin metninde veya hamişindeki hak ve silinti ayrıca tasdik edilmemiş ise inkar halinde keemlenyekündür" hükmü yer almaktadır.

Takip dayanağı senette borçlu tarafından yazılan rakamın veya borcun neviinin silinmesi sözkonusu değildir. Senet doldurulurken matbu olarak gösterilen T. Lirası kelimesi çizilmiş, Amerikan Doları olarak yazılmış olup, senet metninde yazı ile olan kısımda da bu husus teyit edilmiştir. Tarafların iradesinin borçlanmanın Amerikan Doları üzerinden yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda HUMK.nun 298. maddesinin uygulama yeri bulunmamaktadır. Kaldı ki senet metninde el yazısı ile yazılan bütün yazı ve rakamların aynı kalemle ve aynı elden çıktığı çok açık bir şekilde çıplak bir gözle dahi belirlidir. Ayrıca senedin tanzim tarihindeki Türk Parasının alım gücü göz önüne alındığında 8000.-TL. için bono düzenlenmesi hayatın olağan akışına da aykırıdır.

Dairemizin yeniden oluşan ve Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen görüşü yukarıdaki gibi belirlenmiş olup itirazın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366. ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 5.12.2000 gününde oybirliği ile karar verildi.