Mesajı Okuyun
Old 27-06-2012, 13:41   #2
levent incetaş

 
Varsayılan

Yargıtay
14. Hukuk Dairesi

Esas : 2011/2057
Karar : 2011/3580
Tarih : 21.03.2011


-YARGITAY İLAMI-

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.07.2003 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, davalı Nevzat Çiftçioğlu vekili tarafından 18.09.2003 gününde davacı aleyhine verilen dilekçeleri ile elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 15.06.2010 günlü hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı-davacı vekili ve davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

- KARAR -

Dava, aynı zamanda arsa sahibi olan yüklenicinin yaptığı temlik işlemine dayalı tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir. Davacı, ıslah dilekçesinde tapu iptali tescil isteminin kabul edilmemesi halinde ödenen 18.550,00 USD ile bağımsız bölüm için harcanan iyileştirme giderlerinin tahsili talebinde bulunmuştur.

Davalı arsa sahibi ve yüklenici, satışın diğer davalıdan alınan borç paraya karşılık yapıldığını, davalı Nevzat ise davalı Hamza’nın kendisine borcu bulunduğunu, bağımsız bölümü tapuda alacağına karşılık satın aldığını, davanın reddini savunmuştur.

Tapu kayıt malik Nevzat birleştirilen davasında, tapuya dayalı elatmanın önlenmesi ve 1.350,00 TL ecrimisil bedelinin tahsilini talep etmiştir.

Mahkemece, yapı imar mevzuatına uygun olmadığından asıl davadaki tapu iptal ve tescil isteminin reddine, 6.500,00 TL iyileştirme giderinin davalı Hamza’dan alınarak davacıya verilmesine, tapuya dayalı men-i müdahale ve ecrimisil taleplerinin de imar mevzuatına aykırı yapının ancak yıkım istenebileceğinden reddine karar verilmiştir.

Hükmü, davacı ile karşı davacı temyiz etmiştir.

Asıl davada, 23.07.1999 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayanılmıştır. Bu sözleşmede satış bedeli olarak kararlaştırılan 18.550,00 USD’ın davalılardan Hamza tarafından alındığı yazılıdır. Satış vaadine konu yapılan husus ise bir taşınmazdan belirli bir arsa payının devri değil, o taşınmaz üzerindeki bir bağımsız bölümün satışının vaadidir.

Bilirkişi raporuna göre, 2143 ada 27 sayılı parsel üzerindeki yapının imar mevzuatına aykırı yapıldığı, imar mevzuatına uygun hale getirilemeyeceği saptanmıştır. Yapıya ruhsat alınmadan başlanmışsa yahut ruhsat alınmakla birlikte inşaat alınan ruhsat ve projesine uygun yapılmamışsa, uygulamadaki deyimi ile bu tür inşaat “kaçak inşaat”tır. Ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapılan yapılara uygulanacak müeyyidenin ne olduğu 3194 sayılı İmar Kanununun son maddesinde gösterilmiştir. Buna göre ruhsatsız yapılan ve ruhsata aykırı olarak yapılan binanın belediye encümeni veya il idare kurulu kararını müteakip belediye veya valilikçe masrafı sahibinden tahsil edilerek yıkılması gerekir. Yıkılması yasa uyarınca zorunlu olan bu gibi yerlerin, ekonomik değeri olduğu düşünülemez.

Yapılan bu saptamalara göre, yasalar uyarınca yıkımı zorunlu bulunan bir yer üzerinde mülkiyet hakkı iddia edilemeyeceği gibi, o yerin sadece yıkımı talep edilebileceğinden mahkemece bu hususlar gözetilerek, asıl davadaki mülkiyet nakli isteminin, karşı davadaki elatmanın önlenmesi ve ecrimisil tahsili istemlerinin reddedilmiş olmasında bir yanılgı yoktur. Ancak;

Asıl davada ıslah yoluyla ödenmiş bulunan 18.550,00 USD’nın tahsili talep edilmiştir. Dava konusu miktarın, davalılardan Hamza tarafından alındığı çekişmeli değildir. Sözleşmenin mevcut haliyle aynen ifası olanaksız bulunduğundan, davacı yapmış olduğu ödemenin istirdadını talep edebilir. Mahkemece bu husus gözden kaçırılarak, ıslah yoluyla öne sürülen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar kurulmaması doğru olmamıştır.

Diğer taraftan, yine asıl davada iyileştirme giderlerinin tahsili talep edilmiş¸ mahkemece bunların tutarı 6.500,00 TL saptanarak bu miktarın davalı Hamza’dan tahsiline karar verilmiştir. Ne var ki, az yukarıda sözü edildiği üzere yapının ekonomik bir değeri bulunmadığından, asıl davadaki iyileştirme giderlerine ilişkin istemin de reddi gerekir. Ancak, davalılardan Hamza’nın temyizi bulunmadığından, bu husus bozma nedeni yapılmamış, düşülen yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir.

Karar, yukarıda bentte açıklanan nedenlerle davacı yararına bozulmalıdır.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davacı Hamdi Güneş yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, 21.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.