Mesajı Okuyun
Old 27-06-2012, 10:49   #2
av_yaseminceylan

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU
E. 2007/13-80
K. 2007/64
T. 14.2.2007
• MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT ( Davacının Hakimin Açık ve Kesin Olan Bir Kanun Hükmüne Aykırı Şekilde Karar Verdiğini Karardan Dolayı Zarar Gördüğünü Hakimin Davranışı İle Zararı Arasında İlliyet Bağının Bulunduğunu İspat Etmesi Gerektiği )
• HAKİMİN SORUMLULUĞU ( Davacının Hakimin Açık ve Kesin Olan Bir Kanun Hükmüne Aykırı Şekilde Karar Verdiğini Karardan Dolayı Zarar Gördüğünü Hakimin Davranışı İle Zararı Arasında İlliyet Bağının Bulunduğunu İspat Etmesi Gerektiği - Maddi ve Manevi Tazminat )
• AÇIK VE KESİN OLAN BİR KANUN HÜKMÜNE AYKIRI ŞEKİLDE KARAR VERİLMESİ ( Halinde Davacının Karardan Dolayı Zarar Gördüğünü Hakimin Davranışı İle Zararı Arasında İlliyet Bağının Bulunduğunu İspat Etmesi Gerektiği )
1086/m.573,574,575,576
ÖZET : Bir davayı rüyetle görevli hakimin bu görevini ifa ederken kasıt veya ağır ihmaliyle davanın taraflarından birine zarar vermiş olması halinde, zarar görene karşı hukuki sorumluluğu ve aleyhine dava açılabilme koşulları HUMK.nun 573-576. maddelerinde açıkça hüküm altına alınmıştır. Dava dilekçesindeki açıklamalardan davacının bu dava ile anılan yasa hükümleri uyarınca davalı hakimden maddi ve manevi tazminat istediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; davanın ileri sürülüş biçimine göre, davalının davacıya karşı düşmanlığı karşı tarafla olan dostluğu nedeniyle aleyhine kasten adalete aykırı karar verdiğini veya kasıt veya garezi olmaksızın tevil ve tefsire ihtiyaç göstermeyecek derecede açık ve kesin olan bir kanun hükmüne aykırı şekilde karar verdiğini, karardan dolayı zarar gördüğünü, hakimin davranışı ile zararı arasında illiyet bağının bulunduğunu ispat etmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki "Maddi ve Manevi Tazminat" davasının yapılan incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 13.Hukuk Dairesince;

( ... Davacı; Akbank AŞ. tarafından adına düzenlenen Ekspres kredi kartı ile Türk Hava Yollarından 15.000.000 liraya bilet almasına rağmen hesabına 68.00 ABD Doları olarak yansıtılıp bu miktardan hakkında icra takibi yapıldığını, icra tetkik merciine açılan davada itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verildiğini, Kastamonu Asliye Hukuk ( Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla ) Mahkemesinde görülen itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemli dava dosyasında yapılan yargılama sonucunda, 213.883.093 TL asıl alacak ve 17.378.001 TL. işlemiş faizi ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren %97,5 oranında faiz uygulanarak itirazın iptaline karar verildiğini ve %40 icra inkar tazminatına hükmedildiğini, anılan dava dosyasında cevap dilekçesinde yetki itirazının dikkate alınmayıp reddolunduğunu, basit yargılama usulü uygulandığı için işbu dava dosyasında Davacı Bankanın delillerini dava dilekçesine eklemediği gibi ilk duruşmada da ibraz etmediğini, ayrıca kendisinin THY'dan almış olduğu bilet bedelinin 15.000.000 TL. olmasına rağmen satın alma bedelinin 68.00 ABD Doları olduğuna dair hiçbir belge olmadığını, belgenin tek taraflı düzenlediğini, başkaca bir alışverişi de olmadığı halde dolar cinsinden düzenlenen hesap özetine karşı Banka'nın ilgili birimlerine başvurduğunu, sonuç alamadığını ve böylelikle dava açıldığını, davalı Hakim'in ise hüküm kurarken kasıtlı davrandığını, şöyle ki; bilet tutarının 15.000.000 TL olmasına rağmen; 68.00 ABD doları olan slip aslında kendisinin hiçbir imzası bulunmadığını, buna karşın imza incelemesi yapılmadan verilen kararın kesin nitelikte olduğunun belirtilmesinin de kararın bilinçli ve kasıtlı olduğunu gösterdiğini, öte yandan bu takip sebebiyle haksızlığa uğradığını, kesin nitelikte bir karar verilmesinin kendisinin Akbank'a karşı bir dava açma olanağını ortadan kaldırdığını, böylelikle davalının maddi ve manevi zararlardan sorumlu tutulması gerektiğini, kredi kartının kapatılmasının, bankaca hesaplarına bloke konulmasının, itibarını zedelediğini, kararın gerekçe içermediği gibi, sonuçta icra takibiyle karşılaşması nedeniyle Adalet Bakanlığının hakkında soruşturma açıp savunmasının istendiğini, böylelikle onur ve saygınlığın da zedelendiğini ileri sürerek 1.276,00 YTL maddi ve 5.000,00 YTL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı HUMK.nun 573. maddesinde belirtilen hakimin sorumluluk nedenlerinden hiçbirisinin gerçekleşmediğini, kasıtlı ve yasaya aykırı karar vermediğini bildirip davanın reddini savunmuştur.

Dava, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'ne açılmış, anılan Yüksek Dairenin görevsizlik kararı ile dairemize gelmiştir.

Bir davayı rüyetle görevli hakimin bu görevini ifa ederken kasıt veya ağır ihmaliyle davanın taraflarından birine zarar vermiş olması halinde, zarar görene karşı hukuki sorumluluğu ve aleyhine dava açılabilme koşulları HUMK.nun 573-576. maddelerinde açıkça hüküm altına alınmıştır. Dava dilekçesindeki açıklamalardan davacının bu dava ile anılan yasa hükümleri uyarınca davalı hakimden maddi ve manevi tazminat istediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; davanın ileri sürülüş biçimine göre, davalının davacıya karşı düşmanlığı karşı tarafla olan dostluğu nedeniyle aleyhine kasten adalete aykırı karar verdiğini veya kasıt veya garezi olmaksızın tevil ve tefsire ihtiyaç göstermeyecek derecede açık ve kesin olan bir kanun hükmüne aykırı şekilde karar verdiğini, karardan dolayı zarar gördüğünü, hakimin davranışı ile zararı arasında illiyet bağının bulunduğunu ispat etmesi gerekir. Oysa ki; dava dilekçesine ekli belgeler ve dava dosyası örneği içeriğinden açıklanan hususların ispat edildiğinin kabulüne hukuken olanak bulunmamaktadır. şöyle ki; dosyada mevcut bilirkişi raporunda, imzayı içeren THY harcama slibinde 68.00 USD karşılığı bilet alındığı, harcamanın yapıldığı belirtilmiş ve buna göre hesap yapılarak davalının sorumlu olduğu miktar belirlenmiştir. Ayrıca tazminata konu kararda verilen hükmün kesin nitelikte açıklanması yasa gereğidir. Bu hususu açıklama kasıtlı davranışa karine teşkil etmez. Kararın kesin olup olmaması yasayla belirlenmiş olup, hakimin inisiyatifine de bırakılmış olmadığı gibi, hakimin kesin ve temyizi kabil olduğunu karara yazması, kararın kesin veya kabili temyiz olması neticesini değiştirmez. Kararın verildiği tarihte kesin olup olmamasına göre Yargıtay'ca incelenme yapılmaktadır. Mahkemece anılan dava dosyasında, davacı Hakim'in kredi kartı borcu sebebiyle hakkında açılan itirazın iptali davasında deliller toplanıp, sonuçta bilirkişi incelemesi yaptırılarak, hüküm oluşturulması, tamamen yargılama yetkisi içinde bulunan, konularla ilgili olarak yapılan işlemler ve faaliyetin yargılama yetkisi içinde kaldığı ve usul ve yasa hükümlerine uygun olduğu, hukuka aykırılık oluşturmadığı, böylelikle Davalı Hakim'in kasıtlı karar verildiği, kanunun açık hükmünü ihlal ettiğine dair iddiaların kanıtlanamadığı, taktir hakkının kullanılması ve yargı yetkisinin sınırları içerisinde kalındığı anlaşılmakla, davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanısına varılmış, böylelikle aşağıdaki hüküm kurulmuştur... ),

Gerekçesiyle;

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1- Sabit olmayan davanın REDDİNE;

2- Dava sabit olmadığından HUMK.nun 576/2. maddesi uyarınca 450,00 YTL para cezasının davacıdan tahsiline;

3- Yine dava sabit olmadığından HUMK.nun 576/2. maddesi hükmü uyarınca davalı Hakim'in bu dava nedeniyle duçar olduğu zararlarını karşılamak üzere ve resen taktir edilen 500,00 YTL'nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine;

4- Hükmolunan tazminat miktarı nazar alınarak hesaplanan 27,00 YTL harç nedeniyle peşin yatırılan 85,00 YTL'den mahsubuyla fazladan yatırılan 58,00 YTL harcın istek halinde davacıya iadesine;

5- Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 900,00 YTL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine;

6- Davacının yapmış olduğu masrafın üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı masraf 4,00 YTL davetiye giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine;" dair oybirliği ile verilen 14.11.2006 gün ve 2006/3-3 sayılı kararın Davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, süresinde temyiz edildiğinin anlaşılmasından ve dosyadaki tüm kağıtların okunmasından sonra gereği düşünüldü:

KARAR : Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin hükmüne yönelik temyiz itirazları incelendi:

Dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.

SONUÇ : Davacının temyiz itirazlarının reddi ile 13. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılan 27.90 YTL. harcın temyiz edenden alınmasına, 14.02.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU
E. 1997/4-2
K. 1997/33
T. 28.5.1997
• AÇIK VE KESİN BİR KANUN HÜKMÜNE AYKIRI OLARAK VERİLEN KARAR ( Hakim Açısından Sorumluluk Doğurması )
• HAKİM AÇISINDAN SORUMLULUK DOĞURAN KARAR ( Açık ve Kesin Bir Kanun Hükmüne Aykırı Olarak Verilen Karar )
• KANUN HÜKMÜNE AYKIRI OLARAK VERİLEN KARAR ( Hakim Açısından Sorumluluk Doğurması )
• TAZMİNAT DAVASI ( Hakimlik Görevi Esnasında İşlenilen Haksız Fiil )
• HAKSIZ FİİL ( Hakimin Görevi Sırasında İşlemesi )
• HAKİMLİK GÖREVİ YAPILIRKEN İŞLENMİŞ OLAN HAKSIZ FİİL ( Hakim Aleyhine Tazminat Davası Açılabilmesi )
• İDARİ FAALİYETTEN DOĞAN ZARAR ( Adalet Bakanlığına Karşı Tam Yargı Davası Açılabilmesi )
• KİŞİSEL KUSURLARDAN HAKİMİN SORUMLULUĞU ( Aleyhine Tazminat Davası Açılabilmesi )
• HAKİMİN HİZMET KUSURU
• HAKİMİN HAKSIZ FİİLİ
• HAKİMİN YARGISAL FAALİYETLERİ SEBEBİYLE UĞRANILAN ZARARLAR
• HAKİM ALEYHİNE TAZMİNAT DAVASI
1086/m.573,576
ÖZET : Açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı olarak verilen karar, hakim açısından sorumluluk doğurur. Hakimlik görevini yaparken işlemiş olduğu haksız eylemlerden dolayı hakime karşı tazminat davası açılabilir. Ancak tersi durumunda tazminat davası açılamaz.

DAVA : Taraflar arasında "tazminat" davasının yapılan incelemesi sonunda;

İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Kararı: "Davacı vekillerinin, dava dilekçesinde özetle, DSİ tarafından açılan ihalenin vekil edenlerine verildiğini, ihale komisyonunu teklif mektubunu geçersiz saymasına bağlı olarak Kayalar İnşaat Ticaret ve Sanayii AŞ.'nin İdare Mahkemesine yürütmenin durdurulması istemi üzerine davalı hakimlerce, yasal prosedür için "gerçekleşmesi aranan şartların oluşup oluşmadığına bakılmaksızın bir yürütmeyi durdurma kararı", verdiğini bu nedenle zarara uğradıklarını belirterek ( 500.000.000 ) liranın davalı hakimlerden alınmasını istemişlerdir.

Davalılar cevap dilekçelerinde özetle, kararların hukuk anlayışlarının sonucu olduğunu, bu bakımdan davanın reddi gerektiğini savunmuşlar ve davalı Süleyman Murat Doğan, yararına manevi manevi tazminat takdirini istemiştir.

Davaya konu olay yürütmenin durdurulması ile ilgilidir. Belirtilen yürütmenin durdurulması kararının sonradan itirazla ortadan kaldırıldığı anlaşılmıştır.

Dairemiz Kurulunun 14.11.1957 gün 6471/6802 sayılı ve 29.1.1959 gün 1386/963 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere, hakimlerin idari faaliyetlerinden doğan zarar için hizmet kusuruna dayanarak Adalet Bakanlığına karşı idare mahkemesinde tam yargı davası açılabilir. İdari faaliyetten doğan zararın kişisel kusura dayanması durumunda ise hakime karşı haksız eylem hükümlerine ( BK. 41 vd. ) göre adliye ( hukuk ) mahkemelerinde tazminat davası açılabilir.

Karşılığında hakimlerin hakimlik görevini yaparken "yargısal faaliyetleri" nedeni ile vermiş oldukları zarar için, HMUK'nun 573. maddesinde sayılan hallerde 573-576 hükümlerine göre hakime karşı tazminat davası açılabilir.

Bunların dışındaki hallerde 573-576 hükümlerine göre hakime karşı tazminat davası açılamaz; fakat hakimin, hakimlik görevini yaparken işlemiş olduğu haksız eylemlerden dolayı ( örneğin, hakimin duruşmada taraflardan birine veya vekiline hakaret etmiş olmasından dolayı ) haksız eylem hükümlerine ( BK: 41.ved. ) göre, hakime karşı tazminat davası açılması olanağı vardır.

Eldeki dava, HUMK'nun 573 ve izleyen maddelerine dayandırılmıştır. Böyle bir dava için ( 573/1 ) hakimin kasıtla hareket etmiş olması ve verdiği kararın kanuna ve adalete aykırı bulunmasıdır. 573/2'ye göre ise açık ve kesin olan bir Kanun hükmüne aykırı bir karar sorumluluğu doğurur. 573/3 ve 4 gereğince, yargılama tutanağında, olmayan bir nedene dayanılması, yada tagyir ve tahrif, sorumluluğu gerektirir. Hakimin çıkar karşılığı hareketi bir sonraki bentde düzenlenmiştir. Görevin savsanması ise daha sonraki sıralamalarda yer almıştır. Bu sıralama sınırlıdır.

Anılan sınırlar içerisinde olaya bakıldığında, davalı hakimlerin görevi savsaması, tutanakları tagyir ve tahrifleri, tutanağa geçmemiş bir nedene dayanmaları, kasıtlı hareketle Yasaya ve Adalete aykırı kararı ya da açık ve kesin bir yasa buyruğuna aykırılıkları yoktur.

Davacı, davalı hakimlerin kararlarının yasaya aykırılıkları üzerinde durmuştur. Yasaya aykırılık durumunda sorumluluk, 573/1 ve 2. maddelerde düzenlenmiştir. İlki dostluk ya da düşmanlık dolayısıyla Kanuna ve Adalete aykırı hüküm verilmelidir. İkincisi kasıt öğesi koşuluna gereksinim göstermemesidir. Burda açık ve kesin olan bir Kanun hükmüne aykırı karar verilmiş olması yeterlidir. Davalı hakimlerin yürütmeyi durdurma kararlarının kaldırılmış olmasına, açık ve kesin hükümlere aykırı hareketlerinin söz konusu olmamasına ve kastın tamamen kanıtsız kalmasına göre davanın reddine karar verilmelidir.

Davacının reddi durumunda; HUMK'nun 576. maddesi uyarınca davalılar yararına ( davalılardan İlhan Dinç açıkca istemediğini bildirmediğine göre ) tazminat takdirine geçilmiştir. Dava açılmasıyla işin mahiyeti de karşılık dava hükümlerinin uygulanması gerekir.

Bu aşamadaki görüşmelerde Sayın Üye Yüksek Acun, tazminat için nafaka takdirlerine benzer bir biçimde ilam harcı alınmaması gerektiği kanısında olduğunu belirtmiştir. Nispi karar ve ilam harcının ( konusu belli bir değerle ilgili işlerde ) hüküm verilmesiyle alınması zorunludur. İlam harcından bağışıklıklar Harçlar Kanunu'nun 13 ve 14. maddeleriyle 1581 sayılı Yasa'nın 19/B, 1784 sayılı Yasa'nın 18,6831 sayılı Yasa'nın 11/3,4473 sayılı Yasa ile 221 sayılı Yasa'nın 7. maddelerinde olduğu gibi tek tek belirtilmiştir. Gerçekten, belli düzeydeki nafaka kararlarının harçtan bağışık olduğu Harçlar Kanunu'nun 13. maddesinde yer alır ve yasal dayanağı vardır. Konumuz olan tazminat için böyle bir bağışıklık öngörülmediğinden çoğunlukça tazminat, ilam harcına matrah alınmıştır.

Açıklanan nedenlere dayanılarak:

1- Davanın reddine,

2- Her bir davalı yararına takdir edilen ellimiyon'ar lira tazminatın davacıdan alıp davalılara verilmesine;

3- HUMK.'nun 576. maddesi uyarınca davacının takdiren birmilyon lira para cezası ile cezalandırılmasına;

4- Davacıdan aleyhine verilen tazminat için üçmilyon altıyüzbinlira ilam harcının alınmasına;

5- Davalılardan İlhan Dinç vekili için takdir olunan dava için onsekizmilyon lira ve tazminat için de beşmilyon lira ki toplam yirmiüçmiyon lira avukatlık ücretinin davacıdan alınıp davalılardan İlhan Dinç'e verilmesine.

6- Davacının yaptığı yargılama giderlerini üzerinde bırakılmasına; davanın reddi dolayısıyla alınması gerekli ikiyüzkırksekizbinüçyüzlira karar harcının peşin alınan dörtmilyonbeşyüzbin liradan mahsubuyla arta kalanın istek halinde davacıya geri verilmesine; ) dair oyçokluğu ile verilen 24.12.1996 gün 1996/5036-12614 sayılı kararın temyizen incelenmesinin davacı vekili ve davalı S. Murat Doğan tarafından istenilmesi üzerine, kararın süresinde temyiz edildiğinin anlaşılması ve dosyadaki kağıtların okunmasından sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dosyadaki tutanak ve kanıtlara, Daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun bulunan ve Hukuk Genel Kurulu'ncada benimsenen 4. Hukuk Dairesinin bidayet mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.

SONUÇ : Davacı Doğuş İnşaat ve Ticaret A.Ş. vekilinin ve davalı S. Murat Doğan'ın temyiz itirazlarının reddiyle Daire kararının yukarda açıklanan nedenlerle ( ONANMASINA ) davanın esastan reddinin oybirliğiyle onanmasına, davalı S. Murat Doğan'ın temyiz istemi ve davalılar lehine hükmedilen tazminat ile davalı tarafa ücreti vekalet takdir edilmesi ve harca hükmedilmesi yönlerine ilişkin oyçokluğu ile karar verildi.


Açmadan önce çok iyi değerlendirmek gerekiyor. Malumunuz reddedilmesi halinde 49. madde gereği para cezası sözkonusu.