Mesajı Okuyun
Old 21-06-2012, 08:55   #2
Av.Evren Akçay

 
Varsayılan

Öncelikle bahsettiğiniz olaya sadece huzur ve sükunu bozma suçu bakımında bakılacak olursa rahatsız eden kişinin ceza hukuku bakımından sorumluluğu söz konusu. Bu durumun ( telefon kayıtları veya şahit gibi)ispatı halinde kişi ceza alabilir.
TCK 123. maddeye göre; Sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması halinde, mağdurun şikayeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.

Madde gerekçesindeki açıklama ise şu şekilde; Madde, belirli bağımlı hareketlerle kişilerin huzur ve sükûnlarının bozulması hususunda gösterilen çabaları cezalandırmaktadır.

Suçun maddî unsuru bir kimseye ısrarla, gece gündüz demeden telefon edilmesi veya ona karşı ısrarla gürültü yapılmasıdır. Örneğin oturulan apartmanın alt veya üst katında sürekli olarak öteberi çalarak gürültü yapılması gibi.

Ancak bu hareketlerin sırf mağdurun huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla yapılması gerekmektedir. Böylece madde, suçun oluşması için özel bir maksatla hareket edilmesi şartını getirmektedir.

Dikkat edilmelidir ki, bu suç tanımıyla cezalandırılan fiiller, kişiler üzerinde uygulanacak maddî veya cebrî bir müdahale niteliği taşımamaktadır. Bu suç tanımı ile kişilerin psikolojik, ruhsal sükûn içinde yaşamak hakkını korunmaktadır.

Yapılan etkinlikler sonucu mağdurun dengesi bozulduğu örneğin ruhsal bir teşevvüşe uğradığı hâllerde ise, kasten yaralama suçu söz konusu olacaktır.

Maddede düzenlenen suçun soruşturulması ve kovuşturulması, suçtan zarar görenin şikâyetine bağlıdır.

Tüm bunlara göre sürekli aranma TCK 123. madde kapsamına girer. Konuyla ilgili aşağıdaki karar da bu yöndedir.

T.C. YARGITAY

2.Ceza Dairesi
Esas: 2008/33430
Karar: 2009/39858
Karar Tarihi: 26.10.2009


ÖZET: Sanığın abonesi olduğu cep telefonundan şikayetçiye ilişkin cep telefonunu birçok kez arayarak çaldırıp kapatmak suretiyle üzerine atılı kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu işlediği sabit olduğu halde, dosyada mevcut delillere neden itibar edilmediği de açıklanmadan yazılı biçimde beraatine karar verilmesi isabetsizdir.

(5237 S. K. m. 123)

Dava ve Karar: Dosya incelenerek gereği düşünüldü;

Şikayetçinin aşamalardaki iddiaları ve bu iddiaları doğrulayan Türkcell HTS raporuna göre; sanığın abonesi olduğu cep telefonundan şikayetçiye ilişkin cep telefonunu birçok kez arayarak çaldırıp kapatmak suretiyle üzerine atılı kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu işlediği sabit olduğu halde, dosyada mevcut delillere neden itibar edilmediği de açıklanmadan yazılı biçimde beraatine karar verilmesi,

Bozmayı gerektirmiş, O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 26.10.2009 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı