Mesajı Okuyun
Old 15-06-2012, 13:45   #2
av_yaseminceylan

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/16885 K. 2005/177 T. 24.1.2005
• MENFİ TESPİT DAVASI ( Davacının İkinci Haciz İhbarı Tebliği Yokluğunda Başkasına Yapılması - Muhatabın Adreste Bulunamamasının Geçici veya Devamlı Olup Olmadığı Yolunda Bir Belirlemenin Yer Almaması/Geçersiz Tebligat Nedeniyle Davanın Açılma Süresinin Başlamasında Esas Alınamayacağı )
• GEÇERSİZ TEBLİGAT ( Muhatabın Adreste Bulunamamasının Geçici veya Devamlı Olup Olmadığı Yolunda Bir Belirlemenin Yer Almaması - Menfi Tespit Davasının Açılma Süresinin Başlamasında Esas Alınamayacağı )
• İKİNCİ HACİZ İHBARNAMESİ ( Tebliği Yokluğunda Başkasına Yapılması - Muhatabın Adreste Bulunamamasının Geçici veya Devamlı Olup Olmadığı Yolunda Bir Belirlemenin Yer Almaması - Geçersiz Tebligat Nedeniyle Menfi Tespit Davasının Açılma Süresinin Başlamasında Esas Alınamayacağı )
• MUHATABIN YOKLUĞUNDA TEBLİGAT ( Adreste Bulunamamasının Geçici veya Devamlı Olup Olmadığı Yolunda Bir Belirlemenin Yer Almaması - Geçersiz Tebligat Nedeniyle Menfi Tespit Davasının Açılma Süresinin Başlamasında Esas Alınamayacağı )
2004/m.89/1,3
7201/m.21
Tebligat Tüzüğü m.28
ÖZET : İİK.nun 89/1 maddesine göre gönderilen birinci haciz ihbarına itiraz etmeyen davacının, işyeri adresine çıkarılan ikinci haciz ihbarı tebliği yokluğunda başkasına yapılmıştır. Bu tebligat parçasında, muhatabın adreste bulunamamasının geçici veya devamlı olup olmadığı yolunda bir belirleme yer almamaktadır. Şu durumda, yapılan tebligat 7201 sayılı Yasa m. 21 ve Tüzük m. 28 hükümlerine uygun düşmemiştir. Tebligatın geçerliliğinin ise mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Böylece geçersiz olduğu anlaşılan tebligat sürenin başlamasına esas alınamaz.

DAVA : Davacı Necati Bayraktaroğlu vekili Avukat A. Metin Örs tarafından, davalı Nebi Yalçınkaya vd. aleyhine 10.5.2002 gününde verilen dilekçe ile İİK.nun 89. maddesinden kaynaklanan borç nedeniyle davacının davalılara borçlu olmadığının tesbitinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın süre yönünden reddine dair verilen 21.11.2002 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

KARAR : Dava İİK.nun 89/3. maddesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece hak düşürücü süreden sonra dava açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ve karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davalı tarafından dava dışı borçlu aleyhine yürütülen icra takibi nedeniyle, İİK.nun 89/1 maddesine göre gönderilen birinci haciz ihbarına itiraz etmeyen davacının, işyeri adresine çıkarılan ikinci haciz ihbarı tebliği yokluğunda başkasına yapılmıştır. Bu tebligat parçasında, muhatabın adreste bulunamamasının geçici veya devamlı olup olmadığı yolunda bir belirleme yer almamaktadır. Şu durumda, yapılan tebligat 7201 sayılı Yasa m. 21 ve Tüzük m. 28 hükümlerine uygun düşmemiştir. Tebligatın geçerliliğinin ise mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Böylece geçersiz olduğu anlaşılan tebligat sürenin başlamasına esas alınamaz. O halde davacının haczi öğrenme tarihi tarafların göstereceği deliller toplanarak belirlenmeli ve davanın süresinde açıldığı anlaşılırsa bundan sonra işin esası incelenerek, varılacak uygun sonuca göre karar verilmelidir. Yerel mahkemece bu yönler üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan hacın istek halinde geri verilmesine 24.1.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.



T.C. YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/1432 K. 2004/8353 T. 24.6.2004
• GEÇERSİZ TEBLİGAT ( Taraf Teşkilinin Sağlandığı Benimsenerek Dava Dilekçesinin Davalıya Yöntemine Uygun Olarak Tebliğ Edilmemiş Olması Onun Savunma Hakkını Kısıtladığı )
• TARAF TEŞKİLİ ( Davalıya Yapılan Geçersiz Tebligat İle Taraf Teşkilinin Sağlandığı Benimsenerek Dava Dilekçesinin Davalıya Yöntemine Uygun Olarak Tebliğ Edilmemiş Olması Onun Savunma Hakkını Kısıtladığı )
• SAVUNMA HAKKININ KISITLANMASI ( Davalıya Yapılan Geçersiz Tebligat İle Taraf Teşkilinin Sağlandığı Benimsenerek Dava Dilekçesinin Davalıya Yöntemine Uygun Olarak Tebliğ Edilmemiş Olması )
7201/m.21
ÖZET : Davalıya yapılan geçersiz tebligat ile taraf teşkilinin sağlandığı benimsenerek, dava dilekçesinin davalıya yöntemine uygun olarak tebliğ edilmemiş olması onun savunma hakkını kısıtlamıştır. Davalının savunma hakkı kısıtlanarak, savunması ve delilleri sorulmadan verilen karar usul ve yasaya aykırıdır.

DAVA : Davacı Türkan Ergöz vekili Avukat Mehmet Görücü tarafından, davalı Hasan Aman aleyhine 06/08/2002 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem sonucu uğranılan zararın ödetilmesinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; istemin kısmen kabulüne dair verilen 25/02/2003 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

KARAR : Davacı, üst kattaki davalıya ait apartman dairesinden sızan su nedeniyle zarar gördüğünü belirterek uğradığı zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; davalının temyiz istemi, kararın kesinleştiği gerekçesiyle reddedilmiş, ret kararı da davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Dosya arasında bulunan bilgi ve belgelerden; davacının sulh hukuk mahkemesine dilekçe vererek zararın tespitini istediği, tespit dilekçesiyle tespit sonucu alınan bilirkişi raporunun davalının Bahçelievler Mahallesi Park Sokak No: 13/5 adresine 14.8.2002 gününde Tebligat Yasası'nın 21. maddesine göre tebliğ edildiği, 19.8.2002 gününde sulh hukuk mahkemesine dilekçeyle başvuran davalının, yurtdışındaki adresini bildirerek, yurtdışında işçi olarak çalıştığını, sürekli ikametgahının bildirdiği adresi olduğunu, hakkında yapılan tespiti apartman giriş kapısındaki tebligattan öğrendiğini, tespit raporunun tebliğ edilmediğini belirterek tespit raporunun bir suretinin verilmesini istemiş, aynı günlü tespite itiraz dilekçesinde de bir kısım eşyasının Türkiye'deki bu dairesinde bulunduğunu belirtmiştir.

Davacı da, dava dilekçesinde, davalının Almanya'da çalışıyor olması ve Türkiye'de bulunduğu sürenin kısalığı göz önüne alınarak herhangi bir gecikmeye meydan verilmemesi amacıyla davalıya tebligatın APS aracılığı ile tebliğ edilmesini istemiştir.

Buna karşın mahkemece, davalının itiraz ettiği adrese dava dilekçesi tebliğe çıkartılıp Tebligat Yasası'nın 21. maddesine göre tebligat işleminin sağlandığı düşüncesiyle işin esasına girilmiştir. Daha sonraki tebligatlarda da hep aynı yöntemler uygulanmış ve karar da davalının itiraz ettiği adrese tebliğ edilmiştir. Oysa davacı, davalının yurtdışında ikamet ettiğini bildiği gibi davalı da yurtdışı adresini bildirmiştir. Buna göre Tebligat Yasası'nın 21. maddesi uyarınca yapılan tebligatlar geçersiz olduğundan temyiz süresi işlemez. Kararın kesinleştiğinden söz edilemez. O halde, davalının temyiz dilekçesinin süre yönünden reddi doğru olmadığından yerel mahkemenin 25.12.2003 gün ve 2002/598 Esas-2003/111 Karar sayılı kararının kaldırılmasına karar verilip işin esasının incelenmesine devam olundu:

Davalıya yapılan geçersiz tebligat ile taraf teşkilinin sağlandığı benimsenerek, dava dilekçesinin davalıya yöntemine uygun olarak tebliğ edilmemiş olması onun savunma hakkını kısıtlamıştır. Davalının savunma hakkı kısıtlanarak, savunması ve delilleri sorulmadan verilen karar usul ve yasaya aykırıdır. Karar bu nedenle bozulmalıdır.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harçların istek halinde geri verilmesine 24/06/2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.