Mesajı Okuyun
Old 04-06-2012, 14:40   #2
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Tevrat DURAN
Meslek hastalığına dayalı iş güç kaybı davası devam ederken; karar aşamasında davacı işçi meslek hastalığından vefat etti. Mirasçılar vekili olarak destekten yoksun kalma tazminat davası olarak davayı devam ettirmek istiyoruz. Bu noktada davada izlememiz gereken yol nedir ?

Dostum Tevrat,

MK'nun 599 ncu maddesi hükmü uyarınca yasada açıkça yazılı ayrık durumlar dışında kalan ve ölen kişiye ait alacaklar, haklar, mallar ile borçlar mirasçılara geçer. Bu nedenle, tazminat davası sırasında vefat eden tarafın mirasçıları, tazminat davasına mirasçılık belgesi sunarak kaldığı yerden devam edebilirler ( HUMK. md. 41, HMK. md. 55 )


T.C.

YARGITAY

21. HUKUK DAİRESİ

E. 2001/4775

K. 2001/5062

T. 25.6.2001

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davalı (Alacaklı) vekili tarafından istenmiş, merciice ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

KARAR : Davacılar borçlunun borcu nedeniyle işyerinde haczedilen malların kendilerine ait olup borçlu ile ilgisinin, bulunmadığını ileri sürerek açtıkları İİKnun 96 ve onu izleyen maddelerine dayalı istihkak davasına borçlu ve alacaklı karşı koymuşlardır. Yargılama sırasında 17.10.2000 tarihinde borçlunun ölümü üzerine 31.1.2001 tarihli ara kararla borçlunun mirasçılarının davaya katılması için davacı vekiline önel verilmiş olmasına karşın, mercice bu ara karar gereği yerine getirilmeden davacı vekilinin borçlu hakkındaki davasını atiye terkettiği ve ayrıca davanın davacı ile alacaklıyı ilgilendirdiği de gerekçe yapılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Davada davalı olarak bulunan borçlunun ölümü ile taraf ehliyeti sona erdiğinden ölenin hak ve borçları mirasçılarına geçer. Bu nedenle dosyada bulunan aile nüfus kayıt tablosuna göre, borçlunun mirasçıları olan kişilere yöntemine uygun şekilde açıklamalı duruşma davetiyesi tebliğ edilmek suretiyle taraf teşkili tamamlandıktan sonra oluşacak duruma göre karar verilmesi gerekirken H.U.M.Knun 185/1.maddesinde öngörülen davacının davalının izni olmadan davadan vazgeçemeyeceği (davasını atiye terkedemeyeceği) ilkesi ile borçlunun hacizli mallarda hak iddia etmesi nedeniyle davada zorunlu davalı olduğu gözardı edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

O halde, davalı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.6.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.