Mesajı Okuyun
Old 01-06-2012, 11:54   #2
serhattugral

 
Varsayılan

Meseleyi ikiye ayırarak incelemek gerekiyor. Birinci kısımda, Alman Mahkemelerinin vermiş olduğu iflas kararları Türkiye'de tenfize konu edilebilir mi? sorusuna cevap aranmalı, ikinci kısımda ise bunun şartları tartışılmalıdır.

İflasın Ülkeselliği prensibi gereğince, verilmiş bulunan bu kararın Türkiye'de hüküm ifade etmesi için herşeyden önce Türk mahkemeleri tarafından tenfizine karar verilmesi şarttır. Bu boyutuyla normal bir tenfiz davasından hiçbir farkı yoktur. Yargıtay, iflas kararlarının tenfiz davasına konu olabileceğini kabul etmektedir. (Örneğin bkz. Yargıtay 11. HD 2001/7981 E.)

Gelelim ikinci kısma. Eğer Almanya'da kişisel iflas yoluna başvuran kişi Türkiye'de de "iflasa tabi" kişilerden birisi ise tenfiz davasında bir problem yaşamayacaktır. Ancak sorunun soruş şeklinden anlaşıldığı kadarıyla "kişisel iflasına" karar verilen kişi TTK hükümleri uyarınca tacir sayılmayan ve dolayısıyla da iflasına karar verilmesi mümkün bulunmayan bir kişidir. Dolayısıyla davası dava şartı yokluğundan reddolunacaktır.

Meseleyi şöyle özetleyelim. Boşanma davası açmanın ön koşulu evli olmaktır. Türkiyede iflas davası açmanın ön koşulu da "iflasa tabi şahıs" olmaktır. Dolayısıyla meseleye tenfize konu olur yada olmaz açısından değil, dava şartının varlığı ya da yokluğu açısından bakmak lazımdır.

Bana kalırsa asıl sorulması gereken ise, Alman iflas idaresinin masaya dahil saydığı bu aktifleri nasıl tasfiye etmeyi düşündüğü olmalıdır ki cevabı burada değil oradadır diye düşünüyorum.