|
|
|
|
|
|
ben burada ifade özgürlüğü göremiyorum,bana göre verilen karar haklı,yukarıda da gerekçemi bildirmiş idim.
|
|
 |
|
 |
|
Eğer sokakta yürüyen vatandaş A, sokakta yürüyen vatandaş B'ye "siz adamı terörist edersiniz!" derse burada ifade özgürlüğü sınırının aşılıp aşılmadığınını belirlemek biraz daha güç olabilir, bu konudaki çekincenize katılıyorum. Bence bu durumda dahi söz hakaret teşkil etmiyor, ancak çizgiyi çekmek biraz daha güç o kesin.
Ancak Vatandaş A, onun ödediği vergilerle ona hizmet veren bir devlet memuruna
iyi hizmet alamadığını düşündüğü için "siz adamı terörist edersiniz!" diyorsa, bence bundan daha korunası bir ifade özgürlüğü bulmak güç.
Vatandaş siteminde haklı olmayabilir, Sayın Balku'nun yukarıda belirttiği üzere o devlet memurunun o hizmeti vermek görevi olmayabilir ancak sitem eden bir vatandaşın o memurun/devletin/sistemin görevini iyi yapmadığını ifade etmesini ceza yasasıyla baskılamak bence ifade özgürlüğüne doğrudan müdahaledir.
Yukarıda alıntısı yaptığım AİHS sözleşmesine ilişkin makalede de bu durum oldukça açık diye düşünüyorum. Sokakta yürüyen A, sokakta yürüyen B'ye "yeşil kıyafetli canavar!" dese mutlaka ki yasal bir yaptırım düşünebiliriz. Ancak makalede atfedilen kararda da belirtildiği üzere aynı ifadeyi devletin kolluk gücünü eleştirmek için polise karşı kullandığınızda AİHM bunu ifade özgürlüğü kapsamında kabul ediyor.
Bu olayı değerlendirirken hakaret kastı konusu bir yana (ki bence olayda o da yok!) olayın bu boyutunu da göz ardı etmemeliyiz diye düşünüyorum.