Mesajı Okuyun
Old 30-05-2012, 09:05   #6
av_yaseminceylan

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ

E. 1993/13437

K. 1993/17935

T. 16.11.1993

• MESKENİYET İDDİASI ( Taşınmazda Bizzat Oturmanın Şart Olmaması )

• İŞYERİ OLARAK KULLANILAN TAŞINMAZIN HACZİ ( Meskeniyet İddiası )

• MESKENİYET ŞİKAYETİ ( Yapılacak İşlemler )

• BİZZAT OTURULMAYAN GAYRİMENKULÜN HACZİ ( Meskeniyet İddiası )

• GAYRİMENKULÜN SIFATLARI ( Kıymet Takdir Raporunda Yanlış Yazılması )

2004/m.82

ÖZET : Borçlunun meskeniyet iddiasında bulunabilmesi için taşınmazda bizzat oturması gerekmediği gibi, orayı işyeri olarak kullanması da önemli değildir.
DAVA: Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 26.10.1993 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR: Borçluya ait taşınmazın kaydı üzerine 10.3.1993 tarihinde ihtiyati haciz konulmuştur. Borçlu şikayet dilekçesinde hacze kıymet takdir raporunu tebliğ ile muttali olduğunu bildirmiş alacaklı vekili ise cevap dilekçesinde borçlunun hacze 2 ay önce muttali olduğunu, savcılığa şikayette bulunduğunu beyanında evinin de haczedildiğini bildirdiğini şikayet süresinin geçtiğini ileri sürmüştür. Mercice bu iddia üzerinde durulmamıştır. Dosya içerisindeki icra dosyası fotokopileri arasında kıymet taktir raporunu tebliğine ilişkin belge veya borçlunun hacze muttali olduğunu gösterir bir belge ve bilgiye rastlanılmamıştır. İcra dosyası ve cevap dilekçesinde bahsi geçen Mersin Cumhuriyet Savcılığı`nın hazırlık sayılı dosyasının getirtilerek incelenmesi ve şikayetin süresinde olup olmadığının saptanması gerekir. Şikayet süresinde ise taşınmaz tapuda ahşap ev ve bahçe olarak kayıtlıdır. Kıymet takdir raporunda ise betonarme tek katlı 3 oda bir mutfaktan müteşekkil mesken olduğu belirtilmiştir. Bu taşınmazın işyeri olarak kullanılması mesken niteliğine etkili değildir. Meskeniyet şikayeti için borçlunun taşınmazda ikamet etmek zorunluluğu da yoktur. Uzman bilirkişiler aracılığı ile keşif yapılarak taşınmazın kıymetinin saptanması borçlunun sosyal ve ailevi durumu gözönünde bulundurularak haline münasip meskeni ne miktar para ile edinebileceğinin belirlenmesi, taşınmazın takdir edilen kıymeti borçlunun haline münasip evi edinebileceği miktardan düşük olması halinde şikayetin kabulü, aksi halde taşınmazın satılarak satış bedelinden haline münasip evi edinebileceği paranın ayrılarak kendisine verilmesi, fazlasının alacaklıya ödenmesine karar verilmek gerekirken noksan inceleme ile karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK`nun 366. ve HUMK`nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 16.11.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.