Mesajı Okuyun
Old 29-05-2012, 20:25   #4
özfn_34

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Günar
a,b ve c terekeye iştirak hlinde maliktirler.85 yılında "muristen kalan x taşınmazını a'ya veriyoruz bunun karşılığında a, muristen kalan diğer y ve z taşınmazlarından pay almayacaktır" şeklinde bir sözleşme düzenleniyor ve bu sözleşmeyi sadece a imzalıyor.Başka kimsenin imzası yok.

Sorum şu; bu sözleşme mirasın taksimi sözleşmesi ise geçerli midir?

Merhaba,
a, b ve c arasında mirasın taksimi sözleşmesi imzalanmamıştır, zira bu sözleşmeden bahsedebilmek için tüm mirasçılarının kime, ne verileceği hususunda açık ve net olarak iradelerinin ortaya konulmuş olması ve sözleşmenin tüm mirasçılar tarafından imzalanması gerekmektedir.

Yargıtay 1.HD.'nin 31.03.2008 tarihli ve E.2008/1306, K.2008/4121 sayılı kararına göre:

"Öncelikle, şu ifade edilmelidir ki, taksim sözleşmesinin geçerli olabilmesi için miras bırakanın ölümünden sonra bütün mirasçıların veya temsilcilerinin iradelerinin BİRLEŞMESİ ASILDIR. Bir başka ifadeyle, tüm mirasçıların veya temsilcilerinin bir araya gelerek taşınmazları paylaşıp her birinin kendi payına düşeni aldığı ve diğer mirasçıların paylarına düşenler bakımından da karşılıklı olarak vazgeçtikleri açık ve kesin şekilde belirmedikçe taksimin sabit olduğu kabul edilemez. İşte bunun içindir ki, gerek Türk Medeni Kanununun 676/2 nci maddesi hükmünde ve gerekse 10.12.1952 tarih ve 2/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında taksim sözleşmesinin tüm mirasçıların katılımı ve yazılı olması taksimin geçerliliği için yeterli KABUL EDİLMİŞTİR. Bilindiği üzere, tapulu taşınmazlarda resmi olarak yapılmayan mülkiyet nakillerinin, diğer bir deyişle Türk Medeni Kanununun 706, 2644 sayılı Tapu Kanununun 26. ve Borçlar Kanununun 213 üncü maddesi hükmü gereğince resmi olarak yapılmayan temliklerinin geçerli olmayacağı, işleme hukuki bir sonuç BAĞLANMAYACAĞI TARTIŞMASIZDIR. O halde, somut olayda olduğu gibi harici ve yazılı taksim sözleşmesi yerine tapu memuru önünde düzenlenen tüm mirasçıların gerek vekaleten ve gerekse asaleten iştirak ettikleri akitle ve resmi olarak yapılan taksimin yasal olmadığı söylenemez."

Alıntı:
Bu sözleşmeyle aynı tarihte b ve c , x taşınmazının satışı ve bedelinin alınması konusunda a'ya noterden vekalet veriyorlar.Ve a bu vekaletle x taşınmazını satıyor.b ve c de y ve z taşınmazını fiilen kullanmaya başlıyorlar.
Sorum şu; bu sözleşme mirasın taksimi sözleşmesi ise geçerli midir? a ya karşı b ve c bu sözleşmeye dayanarak tapu iptali ve tescil davası açmıştır savunmalarımız neler olabilir?

b ve c'nin bu sözleşmeyle aynı tarihi taşıyan vekaletname ile a'ya taşınmazın satılması hususunda yetki vermesi hususunun tartışılması gerekir. a, b ve c dışında mirasçılar varsa eğer, verilen vekaletname ile satış yapılması hukuken mümkün müdür?(Bu konuda -başka mirasçı olup olmadığı- bilgi vermemişsiniz.)

Eğer başka mirasçı yoksa b ve c'nin verdiği vekaletnamede bir sorun bulunmayıp, vekalet gereği a'nın taşınmazı satmasında hukuka aykırılık yoktur. Zira, b ve c vermiş oldukları vekaletnameye rağmen mesela vekaletin kötüye kullanıldığını iddia ediyorlarsa bu iddianın dinlenmeyeceğini düşünüyorum, aksi hal MK'nın 2. maddesini ihlal eder.

Bence özellikle MK. md.2 üzerine kurmalısınız savunmanızı, zira söz konusu metinde imzaları bulunmamasına rağmen b ve c bu metine uygun olarak hareket etmiş ve hem a'ya devrettiklerini söyledikleri taşınmazı satması için vekaletname vermişler hem de kendileri y ve z taşınmazlarını fiilen kullanmışlardır. Yaklaşık 30 yıl bu metne uygun davrandıktan sonra, sözleşmenin geçersiz olduğunu öne sürerek hak talep etmenin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğuna dair birçok Yargıtay kararı var. Davanın reddedileceğini düşünüyorum.

Saygılarımla