Mesajı Okuyun
Old 29-05-2012, 10:35   #2
Av.Özlem PEKSÜSLÜ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Oğuzhan Dayar
İyi akşamlar değerli meslektaşlarım

Müvekkil yıllar önce ortağıyla beraber bir fırın satın alıyor ve ikisi birlikte bir şirket kurarak orada fırıncılık faaliyetine başlıyorlar.

Aradan zaman geçtikten sonra ortağı fırını müvekkilime satmak istiyor. Önce aralarında 2 tanık eşliğinde adi yazılı sözleşme yapılıyor, hem işletmenin(şirket hisseleri de dâhil olmak üzere) hem de fırın mülkiyetinin satışı için. Bedelin nasıl ödeneceği de sözleşmeye geçiriliyor. Bedel bir hayli yüksek; yani mülkiyetin de geçtiği, o bedelin sadece işletmeye ait olamayacağı aşikâr… Sözleşme uyarınca çeklerin ortakça tahsil edildiğine dair belgelerimiz de var.

Bugüne gelirsek, hisseyi ve mülkiyeti satan ortak; satışı yaptığı 4 yıl öncesinden bugüne dek kira talep ediyor. Kısaca ben işletmeyi sattım, mülkü satmadım, mülkün yarısı benim, aramızda şifahen bir kira sözleşmesi vardır diyerek kira tespiti davası açmış…

Kira tespiti davası açabilmek ve esasa girebilmek için bir kira sözleşmesinin varlığı önşarttır diye biliyorum... Ve ayrıca savunmamı BİR KİRA İLİŞKİSİNİN HİÇ OLMADIĞI hususunda toplayacağımı da biliyorum…

Peki bunlarla ilgili ya da bunlardan başka davaya cevabımda başka ne şekilde hareket etmemi önerirsiniz?

Saygılarımla

Tapulu taşınmazların resmi şekilde yapılmayan harici satış işlemleri kural olarak gerçersizdir.Harici satış sözleşmesine dayanarak alıcının tapuda adına tescil istemeleri de mümkün değildir.

Bu durumda sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince herkesin aldığını iadesi gerekir.Bu nedenle de kullanım bedeli istenemez diye düşünüyorum.