Mesajı Okuyun
Old 16-05-2012, 08:27   #3
özfn_34

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Kemal Kıyak
sadece ortada bir çekin olmasının o çekin lehdarının yada hamilin alacaklı olduğu anlamına gelmediğini gösterir düşünce yada yargıtay kararı istemekteyim. Bu konuda yardımcı olabilecek meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ederim

Esas :2001/15-520
Karar:2001/553
Tarih:27.06.2001
Taraflar arasındaki "menfi tesbit" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Zonguldak Asliye 2.Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 14/12/1999 gün ve 1997/651-1999/588 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, YARGITAY 15.Hukuk Dairesinin 25/4/2000 gün ve 2000/1711-2030 sayılı ilamı ile; (...TTK.nun 692 nci maddesi hükmünce çek, kayıtsız şartsız belli bir miktarın ödenmesini öngören BİR HAVALEDİR. Başka bir deyişle, çek bir ÖDEME VASITASIDIR. Bundan dolayı, çekin ödemeden başka bir amaçla verildiği iddiasının keşideci (somut olayda davacı) tarafından KANITLANMASI GEREKİR. Olayda, davalı çekin ödemeye karşılık keşide edildiğini savunarak eser sözleşmesi ilişkisini reddettiğinden bu ilişkinin varlığı ve ardından çelik kapıların teslim edilmediği dolayısıyla çekin bedelsiz kaldığı iddiası HUMK.nun 288 inci maddesi uyarınca davacı tarafından yazılı ŞEKİLDE KANITLANMALIDIR. Davacı, bu konuda bir delil getirememiş ise de dava dilekçesinde ve sair deliller demek suretiyle yemin deliline de dayandığından davacıya bu hakkı hatırlatılarak sonucu dairesinde bir hükme varılması yerine ispat külfenin tayininde yanılgıya düşülüp davanın yazılı şekilde kabulü bozmayı gerektirir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki KARARDA DİRENİLMİŞTİR.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği düşünüldü:
Dava, icra takibine konu çek nedeniyle borçlu olmadığının tesbitiyle inkar tazminatı İSTEMİNE İLİŞKİNDİR.
Davacı; 13 adet çelik kapı yapımı karşılığında davalıya, 27/12/1997 günlü 500.000.000 TL. tutarlı hamiline çekin verilmesine karşın halen kapıların teslim edilmediğini, ödeme gününün geldiğini belirterek 27/12/1997 günlü çek nedeniyle borçlu olmadığının tesbiti ile %40 inkar tazminatına karar VERİLMESİNİ İSTEMİŞTİR.
Davalı; çekin bir havale ve ödeme vasıtası olduğunu, çek karşılığı mal verilmediğinin iddia edilemeyeceğini ileri sürerek, borcun inkara yönelik olması nedeniyle %40 inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiş, davanın REDDİNİ SAVUNMUŞTUR.
Mahkemece; Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin BK.nun 355 inci maddesi anlamında eser sözleşmesi olduğu, davacı tanıklarının çelik kapı teslim edilmediğini doğruladığı belirtilerek; Davacının takip konusu çek nedeniyle borçlu olmadığının tesbitine, %40 oranında inkar tazminatının davalıdan ödetilmesine KARAR VERİLMİŞTİR.
Özel Daire yukarıda açıklanan nedenlerle HÜKMÜ BOZMUŞTUR.
Yerel mahkeme, önceki KARARDA DİRENMİŞTİR. Hüküm davalı tarafça TEMYİZ EDİLMİŞTİR.
Bu durumda, uyuşmazlık; Alacağın kambiyo senedine bağlanması karşısında, temel ilişkiye girilip girilemeyeceği, buna bağlı olarak davacının borçlu olup olmadığı NOKTASINDA TOPLANMAKTADIR.
Öncelikle, belirtmek gerekir ki, TTK.nun 692 nci maddesi hükmünce, çek, kayıtsız ve koşulsuz belli bir bedelin ödenmesi için yapılan havaledir ve bir ödeme aracıdır. Bu noktadan hareketle, çekin ödeme - tediye dışında başka bir amaçla, iddia edildiği gibi mal karşılığında verilmediğinin keşideci (davacı) tarafından KANITLANMASI GEREKİR.
Kambiyo senedi düzenlendiğine göre artık kural olarak temel ilişkiye girilmez. Ancak, çek illetten mücerret olmakla birlikte, yanlar çekin düzenlenmesine neden olan ilişkiyi yargılama sırasında açıkladıklarından, uyuşmazlık bu ÇERÇEVEDE ÇÖZÜLMELİDİR.
Somut olayda; çek, hamiline yazılı olmakla beraber, taraflar 2/3/1998 günlü oturumda 13 kapının teslimi konusunda anlaştıklarını belirterek çekin bu temel ilişkiden KAYNAKLANDIĞINI AÇIKLAMIŞLARDIR.
Mahkemece; davalının 2/3/1999 günlü oturumda belirtilen hukuki ilişkiyi kabul etmesi gözönünde tutularak davacının bu ilişkiye göre borçlu olup olmadığı araştırılmalı; taraf delilleri toplanmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir..
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında ve yukarıda açıklanan nedenlerle, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve YASAYA AYKIRIDIR. Bu nedenle direnme KARARI BOZULMALIDIR.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429 uncu maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 27/6/2001 tarihinde yapılan ikinci görüşmede OYÇOKLUĞUYLA KARAR VERİLDİ.

...
Karşılıksız çekin söz konusu olması halinde:

Esas :2002/172
Karar:2002/791
Tarih:24.01.2002
Dava dilekçesinde 470.168.000 liralık takibe yönelik itirazın iptali ve %40 inkar tazminatının faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan TAHSİLİ İSTENİLMİŞTİR. Mahkemece, davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından TEMYİZ EDİLMİŞTİR.
YARGITAY KARARI
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı davada, davalının aralarındaki ticari ilişki nedeniyle kendisine borçlandığını ve karşılığında da davalının kendisine toplam 260.000.000 lira tutarında iki adet çek verdiğini, bu çeklerin karşılığını tahsil edemeyince alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi yaptığını, davalının da bu takibe itirazda bulunduğunu beyan ederek, itirazın iptaline ve %40 icra-inkar tazminatına karar verilmesini talep ve DAVA ETMİŞTİR.
Davalı, savunmasında davanın reddine karar verilmesini İFADE ETMİŞTİR.
Mahkemece; davanın kabulüne KARAR VERİLMİŞTİR.
Davada davacı dava ve takip konusu çeklerin karşılıklarının bulunmadığını belirterek bedelinin faiz ve inkar tazminatıyla birlikte tahsilini istemekle temel borç ilişkisine DAYANDIĞI ANLAŞILMAKTADIR.
Karşılığı bulunmayan hamile yazılı çek alacağın varlığını tek başına ispata yeterli olmaz. Bu nedenle yazılı delil başlangıcı olarak kabulüyle taraflar arasındaki mücerret borç ilişkisinin davacı tarafından İSPATI GEREKİR.
O halde davacıya tanık dahil tüm delilleri sorularak, gerektiğinde yemin teklif etme hakkının bulunduğu da hatırlatılarak yapılacak yargılamanın sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırmayla davanın kabulüne karar verilmesi BOZMAYI GEREKTİRMİŞTİR.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün HUMK.nun 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.01.2002 gününden OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.