Mesajı Okuyun
Old 10-05-2012, 10:18   #4
özfn_34

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan egemen48
evet buna benzer(hukuka aykırı delil olduğu yönünde) yar kararı olan var mı acaba?

İlk mesajınızda belirtmiş olduğunuz Yargıtay kararının devamında aşağıda koyu harflerle ve altı çizili şekilde belirtmiş olduğum ifadeler de yer almaktadır. Bahsettiğiniz fiilin hukuka aykırı delil oluşturacağı yönünde bir karar bulamamakla birlikte, ayrı yaşamanın bu durumu hukuka aykırı hale getireceğini düşünmüyorum. Başka bir deyişle, birlikte yaşayan eşlerden sadakatsiz olduğuna ilişkin şüphesini kanıtlamak için ses kaydını delil olarak gösteren eşin delilinin hukuka uygun olduğunu düşünen Yargıtay'ın sırf ayrı yaşamadan dolayı bu delili hukuka aykırı kabul edeceğini düşünmüyorum.

Söz konusu karara göre:

"Bir delilin elde edilişi, kişilerin Anayasayla tanınmış hakların ihlali suretiyle gerçekleşmiş ise, onun hukuka aykırı olarak elde edildiğinin kabulü gerekeceğinde DURAKSAMA BULUNMAMAKTADIR. Delilin elde edilişinde hukuka uygunluk nedenleri varsa, o zaman kanuna aykırılık ortadan kalkar. Kuşkusuz Anayasaya göre; herkes özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme HAKKINA SAHİPTİR. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz. (Anayasa m. 20/1) Ancak, evlilik birliğinde eşlerin, evliliğin devamı süresince birbirlerine sadık kalmaları da yasal BİR ZORUNLULUKTUR. (TMK. m.185/3) Eşlerden birinin, bu alana ilişkin özel yaşamı, evlilikle biraraya geldiği ve birlikte yaşadığı hayat arkadaşı olan diğer eşi de en az kendisininki kadar yakından ilgilendirir. O nedenle, evlilikte, evlilik birliğine ilişkin yasal yükümlülükler alanı, eşlerin her birinin özel yaşam alanı olmayıp, aile YAŞAMI ALANIDIR. Bu alanla ilgili de eşlerin tek tek özel yaşamlarının değil bütün olarak aile yaşamının gizliliği ve dokunulmazlığı önem ve öncelik taşır. Bu bakımdan evliliğin yasal yükümlülükler alanı, diğer eş için DOKUNULMAZ DEĞİLDİR. Bu nedenle, eşinin sadakatinden kuşkulanan davacı-davalının, birlikte yaşadıkları her ikisinin de ortak mekanı olan konutta, eşinin bilgisi dışında ses kayıt cihazı yerleştirerek, eşinin aleni olmayan konuşmalarını kaydetmesinde bu suretle sadakat yükümlülüğüyle bağdaşmayan davranışlarını tesbit etmesinde özel hayatın gizliliğinin ihlalinden söz edilemez ve hukuka aykırılık bulunduğu kabul olunamaz. Aksine, aile birliğine ilişkin ortak yaşanılan mekana davalının, meşru olmayan bir amaç için arkadaşlarını kabul etmesinde, aile hayatının gizliliğini ihlal SÖZ KONUSUDUR. Bu bakımdan sözü edilen delilin elde edilişinde hukuka aykırılık bulunduğundan söz edilemez. O halde yapılan soruşturma ve toplanan delillerle; davalı-davacının; meşru olmayan bir amaç için karşı cins de dahil olmak üzere arkadaşlarını müşterek konuta aldığı ve sadakat yükümlülüğüne aykırı DAVRANDIĞI GERÇEKLEŞMİŞTİR. Bu halde, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut VE SABİTTİR. Gerçekleşen olaylar karşısında davacı dava AÇMAKTA HAKLIDIR. Bu koşullar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davacı-davalı koca tarafından açılan boşanma davasının da kabulüne karar verilmesi gerekirken isteğin reddi DOĞRU BULUNMAMIŞTIR."

Saygılarımla