Mesajı Okuyun
Old 02-05-2012, 15:48   #2
yılmazkan

 
Varsayılan

İtirazınızı öncelikle kararı veren mahkemeye yapacaksınız (İİK 265). Mahkeme kararını değiştirebilir. İtiraz üzerine verilen kararı temyiz edebilirsiniz. Sadece faturaya dayalı olarak da ihtiyati haciz kararı verilmesini engelleyen bir yasal düzenleme yok. İİK 257'teki şartlar gerçekleşmiş ise ihtiyati haciz kararı verilmelidir. Ben, kefil sıfatıyla ödeme yapan müvekkilim için banka dekontları ile muhtelif defalar ihtiyati haciz kararları almıştım. Aşağıdaki karar işinize yarayacaktır:
T. C.
YARGITAY 19. H.D.
Esas :2010/12890
Karar:2011/3318
Tarih:16.03.2011

-YARGITAY İLAMI-

Taraflar arasındaki ihtiyati haciz talebinin incelenmesi sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı talebin reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde ihtiyati haciz isteyen vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- KARAR -

İhtiyati haciz talebinde bulunan vekili, davalı şirketin uçuş ekiplerinin müvekkiline ait otelde konakladıklarını, faturaların karşı tarafa tebliğ edildiğini, borç ödenmeyince ihtarname gönderildiğini, ancak yine de borcun ödenmediğini belirterek 25.910 TL alacak için ihtiyati haciz İSTEMİNDE BULUNMUŞTUR.

Mahkemece, faturaya konu hizmetin verildiği, alacağın varlığı ve miktarı, muaccel olup olmadığı hususlarının tespitinin yargılamayı gerektirdiği belirtilerek ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiş, hüküm ihtiyati haciz isteyen vekili tarafından TEMYİZ EDİLMİŞTİR.

İcra ve İflas Kanunu’nun 258/I hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin “alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin “alacağın varlığına kanaat getirmesinden” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat EDİLMESİ DEĞİLDİR. Bununla birlikte, özellikle hukuki bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması tercih edilmesi gereken bir seçenektir (HUMK m. 288 vd.). Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin bir yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona ERDİRMEK DEĞİLDİR. İhtiyati hacizde amaç, ihtiyati tedbire benzer şekilde, Anayasanın 2’nci maddesinde yer alan “hukuk devleti” ilkesinin bir gereği olarak, bireylere etkin hukuki HİMAYE SAĞLAMAKTIR. İhtiyati haciz yargılamasında, etkin hukuki himaye sağlamak, bunu sağlarken mümkün olduğunca çabuk ve seri hareket etme gerekliliği, usul kurallarına göre maddi hukuka dayanan hakkın araştırılmasından önce gelir. Maddi hukuka göre kimin haklı kimin haksız olduğu, İcra ve İflas Kanunu'nun 264’üncü maddesi çerçevesinde itirazın kaldırılması veya itirazın iptali davası çerçevesinde ya da açılacak bir menfi tespit veya istirdat davası sırasında İNCELENEREK SONUÇLANDIRILACAKTIR. Ayrıca, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için “alacağın yargılamayı gerektirmemesi” şeklinde bir koşul KANUNDA ÖNGÖRÜLMEMİŞTİR. Aksine, ihtiyati hacze konu her alacağın, kural olarak İİK’nun 264’üncü maddesi kapsamında “yargılamayı gerektirmesi” olasılığı, kanunda açıkça KABUL EDİLMEKTEDİR.

İcra ve İflas Kanunu'nun 257’nci maddesine göre “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı …” ihtiyati haciz isteyebilir. İhtiyati haciz isteyen, muhtelif miktar ve tarihli faturalar, borçlunun rezervasyon istemine ilişkin yazıları, rezervasyon listesiyle borçluya tebliğ edilen ihtarname gibi delilleri sunarak TALEPTE BULUNMUŞTUR. Mahkemece, İİK’nun 258’inci maddesi uyarınca alacağın varlığı konusunda kanaat edinilmesi halinde ihtiyati haciz kararı verilmesi, aksi halde istemin reddedilmesi gerekirken, kanuna uygun düşmeyen gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve YASAYA AYKIRIDIR.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle ihtiyati haciz isteyen vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.03.2011 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.

Kaynak : Corpus