Mesajı Okuyun
Old 18-04-2012, 14:47   #3
yılmazkan

 
Varsayılan

3083 sayılı kısaca sulama kanunu diyeceğim, kanunun 13.maddesinde bu taşınmazların devir ve temliklerinin kısıtlanacağı, ancak bu sürenin 5 yılı aşamayacağı, sürenin en çok 5 yıl daha uzatılacağı, son fıkrada ise kısıtlama süresi içerisinde mahkemeler ve icra müdürlüklerince devir ve temliki gerektiren karar verilemeyeceği düzenlenmiştir.
Bu düzenlemeye göre kısıtlama süresi dolmuş ise satış istemeye engel bir durum yoktur. Aşağıdaki karar birebir olayınıza uymasa da kısıtlama süresi dolmuş ise devir ve temlike konu edilebileceğine işaret etmektedir.
T.C. YARGITAY
14. HUKUK DAİRESİ

Esas :2003/3696
Karar:2003/4446
Tarih:30.05.2003

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.9.1997 gününde verilen dilekçeyle satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 13.6.2002 günlü hükmün YARGITAYca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı, davalıların Altınkum köyü 454 ve 441 parsel numaralı taşınmazlardaki paylarını 11.10.1996 tarihinde noterde düzenlenen satış vaadi sözleşmesiyle satın aldığını, bedelini ödediğini ve taşınmazların halen kullanımında olduğunu belirterek bu payların adına tescili İSTEĞİNDE BULUNMUŞTUR.

Davalılardan Fatma, Mahmut ve M.Mehmet davanın kabulünü istemişler, davalı Gülhan sözleşmenin geçersiz olduğunu ve ifa olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın REDDİNİ İSTEMİŞTİR.

Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından TEMYİZ EDİLMİŞTİR.

Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil İSTEĞİNE İLİŞKİNDİR.

3083 sayılı Yasanın 13 üncü maddesi "Uygulama alanlarında Bakanlar Kurulu Kararının Resmi Gazetede yayımı tarihinden itibaren, kamulaştırma, toplulaştırma, arazi değiştirilmesi ve dağıtım işlemlerinin tamamlanması veya tapuya tescili sonuçlandırılıncaya kadar, gerçek kişilerle özel hukuk tüzel kişilerine ait arazinin mülkiyet ve zilyetliği devir ve temlik edilemez. Bu araziler ipotek edilemez ve satış vaadine konu olamaz. Ancak, bu kısıtlama süresi beş yılı aşamaz.......

Birinci fıkrada belirtilen süreler içinde mahkemeler veya İcra İflas Daireleri tarafından bu arazi hakkında devir ve temlik gerektiren bir karar verilemez....." HÜKMÜNÜ İÇERMEKTEDİR.

Davaya konu 454 ve 441 parsel numaralı taşınmazların bulunduğu Altınkum Köyü 27.12.1992 tarih ve 21448 Sayılı Bakanlar kurulu kararıyla 3083 Sayılı Yasa uyarınca uygulama alanı OLARAK BELİRLENMİŞTİR.

Mahkemece, dava konusu taşınmazların bulunduğu Altınkum Köyünün 27.12.1992 tarihinde 3083 Sayılı Sulama Alanlarında Tarım Reformu Kanunu kapsamına alındığı, anılan yasanın 13 üncü maddesi gereğince bu yasa kapsamındaki taşınmazların 5 yıl süreyle satış vaadi sözleşmesine konu edilemeyeceğinden davacının tescil isteğinin dayanağı olan satış vaadi sözleşmesinin yok hükmünde olduğu gerekçesiyle davanın reddine KARAR VERİLMİŞTİR.

Ancak; kaynağını Borçlar Kanununun 22 nci maddesinden alan satış vaadi sözleşmeleri kişisel hak DOĞURAN SÖZLEŞMELERDİR. Bir başka deyişle yapılan sözleşmeyle satış vaadine konu taşınmazın mülkiyet durumunda bir değişiklik olmamakta ancak sözleşmeyle taşınmazı satın almayı vaad eden kişiye, sözleşmeden doğan bu hakkını satmayı vaad eden ve onun külli haleflerine karşı ileri sürebilme HAKKINI VERMEKTEDİR.

Belirtilen nedenle, satış vaadinde bulunan kimsenin o şey üzerinde tasarruf yetkisinin sınırlandırılmış olması borç doğuran bir sözleşmenin yapılamayacağı veya yapılmış bir sözleşmenin geçersizliğini gerektirmez.

3083 Sayılı Yasanın 13 üncü maddesinin getirdiği devir ve temlik yasağı ve bu maddenin son fıkrası hükmü birlikte değerlendirildiğinde yasaklanan şahsi borç doğuran satış vaadi sözleşmesi değil TEMLİKİ TASARRUFTUR. Yapılan satış vaadi sözleşmesi bu nedenle geçerli BİR SÖZLEŞMEDİR. Ancak, anılan yasa hükmü gereğince sözleşmenin yasaklılık süresi içerisinde ifa olanağından söz edilemez.

Belirtilen nedenle, eldeki davaya konu satış vaadi sözleşmesi hernekadar yasaklılık süresi içerisinde yapılmış ise de yukarıda açıklanan nedenlerle, geçerli olup yasayla getirilen 5 yıllık süre yargılama aşamasında dolmuş olduğundan sözleşmenin ifa olanağının bulunduğunun kabulüyle tescil isteğinin değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, hüküm BOZMAYI GEREKTİRMİŞTİR.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının yatırana geri verilmesine, 30.5.2003 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.