Mesajı Okuyun
Old 10-04-2012, 11:24   #3
GÜLSÜM ÖNAL

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
18. HUKUK DAİRESİ
E. 2009/7174
K. 2009/7480
T. 28.9.2009
• ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ ( Taşınmaz Üzerinde Bina Gibi Bir Muhdesat Varsa Taşınmaz Üzerindeki Yapının ve Zemin Değerinin Belirlenip Yüzde İtibariyle Ne Kadarının Arsaya Ne Kadarının Muhdesata İsabet Ettiği Saptandıktan Sonra Satışın Gerçekleştirilmesi Gerektiği )
• SATIŞ YOLUYLA ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ ( Taşınmaz Üzerinde Bina Gibi Bir Muhdesat Varsa Taşınmaz Üzerindeki Yapının ve Zemin Değerinin Belirlenip Yüzde İtibariyle Ne Kadarının Arsaya Ne Kadarının Muhdesata İsabet Ettiği Saptandıktan Sonra Satışın Gerçekleştirileceği )
• TAŞINMAZ ÜZERİNDE BİNA GİBİ BİR MUHDESAT OLMASI ( Taşınmaz Üzerindeki Yapının ve Zemin Değerinin Belirlenip Yüzde İtibariyle Ne Kadarının Arsaya Ne Kadarının Muhdesata İsabet Ettiği Saptandıktan Sonra Satışın Gerçekleştirilmesi Gerektiği )
• ARSA ÜZERİNDE YAPI BULUNMASI ( Ortaklığın Giderilmesi - Taşınmaz Üzerindeki Yapının ve Zemin Değerinin Belirlenip Yüzde İtibariyle Ne Kadarının Arsaya Ne Kadarının Muhdesata İsabet Ettiği Saptandıktan Sonra Satışın Gerçekleştirilmesi Gerektiği )
4721/m.684
ÖZET : Dava dilekçesinde ortaklığın giderilmesi istenilmiştir. Satış yoluyla ortaklığın giderilmesi istenen taşınmaz üzerinde bina gibi bir muhdesat varsa; taşınmaz üzerindeki yapının ve zemin değerinin belirlenip yüzde itibariyle ne kadarının arsaya, ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzde oranlarına göre saptandıktan sonra satış gerçekleştirilmelidir.

DAVA : Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili dilekçesinde, dava konusu 876 Ada 239 Parselde paydaş olduklarını, taşınmazın üzerinde bulunan daireleri anlaşarak taksim edemediklerini, bu nedenle taşınmazın satılarak ortaklığın giderilmesini istemiş, davalı vekili 03.09.1986 günlü davacılar murisi ile davalı arasında imzalanan sözleşme gereği dairelerin kullanıldığını belirterek bu fiili taksim göz önünde bulundurularak kat mülkiyeti kurularak ortaklığın giderilmesi gerektiğini belirtmiştir.

Mahkemece dava konusu taşınmaz üzerindeki binaların taksiminin mümkün olmaması gerekçesi ile ortaklığın satış suretiyle giderilmesine, satış bedelinin tapu kaydındaki ve veraset ilamındaki hisseleri oranında taraflara ödenmesine karar verilmiştir.

Dosyadaki yazılara, kararın delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.

Ancak;

Satış yolu ortaklığın giderilmesi istenilen taşınmaz üzerinde bina v.s gibi muhdesat varsa bunlar 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 684. maddesi uyarınca arzın nütemmim cüzü ( bütünleyici parçası ) sayıldığından arzla birlikte satışına karar verilmelidir. Bunların bir kısım paydaşa aidiyetine ilişkin tapuda şerh varsa veya bu konuda tüm paydaşlar ittifak ediyorsa o taktirde değerlere göre oran kurulması ve satış parasının bu oran esas alınarak dağıtılması gerekir. Oran kurulurken muhdesatların ve arzın dava tarihi itibarıyla ayrı ayır değerleri tesbit edilerek ve bu değerler toplanıp taşınmazın tüm değeri saptandıktan sonra bulunan değer, muhdesat ve arzın değerine ayrı ayrı oranlanarak yüzde itibarıyla ne kadarının muhdesata, ne kadarının da arza isabet ettiği belirlenmelidir. Satış bedelinin dağıtımında, bulunan bu yüzde oranlar göz önünde tutularak muhdesata isabet eden kısmın sadece muhdesat sahibine veya payları oranında sahiplerine, arza düşen kısım da yine payları oranında tüm paydaşlara verilmelidir.

Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; 03.09.1986 günlü Ali ve Mahmut tarafından düzenlenen “müşterek yapım anlaşması”nda zemin kat ( 45/375 pay ) Mahmut’a 1. Kat ve 2. Kat ( 230/375 pay ) Ali adına kat irtifakı ve iskandan sonra kat mülkiyeti kurulmasının kararlaştırıldığı, yerinde yapılan keşif sonrası düzenlenen bilirkişi raporunda ise bodrum kattaki 1 no’lu bağımsız bölümün davacılar tarafından zemin kattaki ve 1. normal kattaki dairelerin ise davalı tarafından kullanıldığı anlaşılmaktadır.

Mahkemece müşterek yapım anlaşması göz önünde tutularak bağımsız bölümlerin ne zaman ne şekilde yapıldığı, gerekirse tanık da dinlemek suretiyle belirlendikten sonra bağımsız bölümlerin ve zeminin değeri tek tek belirlenip ayrı ayrı oranlanarak yüzde itibariyle ne kadarının arza ne kadarının muhtesata isabet ettiği saptanarak satış bedelinin dağıtımında bulunan bu yüzde oranlar göz önünde tutularak muhtesata isabet eden kısım sadece muhtesat sahibine veya payları oranında sahiplerine, arza isabet eden kısım da yine payları oranında tüm paydaşlara veren ek rapor alınmadan eksik incelemeyle hüküm tesisi doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.09.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.