Konu: İstİhkak
Mesajı Okuyun
Old 30-03-2012, 14:05   #15
üye7160

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
17.Hukuk Dairesi
Esas: 2009/9413
Karar: 2010/493
Karar Tarihi: 26.01.2010
 
İSTİHKAK DAVASI - HACİZ BORÇLU ŞİRKETE AİT BİRÇOK BELGENİN BULUNDUĞU ADRESTE YAPILDIĞI - HACİZLİ MALLARIN BORÇLU VE ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN BİRLİKTE ELİNDE BULUNDURDUKLARININ KABULÜ GEREĞİ - ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN İBRAZ ETTİĞİ FATURALARIN İSPATA ELVERİŞLİ OLMADIĞI
ÖZET: Dava konusu haciz borçlu şirkete ait birçok belgenin bulunduğu adreste yapılmıştır. Haciz adresi her ne kadar davalı üçüncü kişinin ticaret sicil adresi ise de, haciz tutanağı içeriğine göre, hacizli malları borçlu ve aynı kişilerce kurulmuş üçüncü kişi şirketin birlikte elinde bulundurduklarının kabulü gerekir. Bu durumda dahi, mal borçlu elinde addolunur ve ispat külfeti üçüncü kişiye aittir. İcra müdürünün hatalı işlemi sonucu alacaklının dava açmak zorunda bırakılması, ispat külfetinin yer değiştirmesine neden olmaz. Üçüncü kişinin ibraz ettiği fatura, borcun doğumundan sonra, borçlu tarafından davalı üçüncü kişi şirket adına düzenlenmiş olduğundan karinenin aksini ispata elverişli görülmemiştir.
(2004 S. K. m. 97, 99)
Dava: Taraflar aras
ındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı alacaklı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Karar: Davacı alacaklı vekili, Ankara 23. İcra Müdürlüğünün 2003/10049 Esas sayılı dosyasından, 01.02.2007 tarihinde yapılan haciz sırasında davalı 3. kişinin istihkak iddiasında bulunduğunu belirterek, İİK'nun 99. maddesine dayalı olarak 3. kişinin istihkak iddiasının reddine ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı 3. kişi vekili, hacizli makinenin 3. kişi şirkete ait olduğunu ve haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı borçlu vekili, hacizli malların 3. kişiye ait olduğunu ileri sürmüştür.
Mahkemece, dosya içeriğine ve toplanan delil durumuna göre haciz adresinin 3. kişiye ait olduğu, ispat külfetinin alacaklıda bulunmasına rağmen davacı alacaklının dava konusu malların borçluya ait olduğunu ispatlayamadığından, bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, alacaklının İİK'nun 99. maddesine dayalı olarak açtığı 3. kişinin istihkak iddiasının reddine ilişkindir.
Dava konusu haciz 01.02.2007 tarihinde, borçlu şirkete ait birçok belgenin bulunduğu adreste haczedilmiştir. Haciz adresi her ne kadar davalı 3. kişinin ticaret sicil adresi ise de, haciz tutanağı içeriğine göre hacizli malları borçlu ve aynı kişilerce kurulmuş 3. kişi şirketin birlikte elinde bulundurduklarının kabulü gerekir. İİK'nun 97/a birinci fıkra ikinci cümle gereğince, borçlu ve 3. kişinin malı birlikte ellerinde bulundurma hallinde dahi mal borçlu elinde addolunur ve ispat külfeti 3. kişiye aittir. İcra müdürünün hatalı işlemi sonucu alacaklının dava açmak zorunda bırakılması, ispat külfetinin yer değiştirmesine neden olmaz.
Davalı 3. kişi hacizli taşınır malların kendilerine ait olduğuna dair bir kısım faturalar ibraz etmiştir. Bunlardan 01.12.2004 tarihli fotokopi makinesine ilişkin olan fatura, borcun doğumundan sonra borçlu tarafından davalı 3. kişi şirket adına düzenlenmiş olduğundan ve bir kısım faturalar ise yine borcun doğumundan sonraki tarihi taşıdığından karine aksine ispata elverişli görülmemiştir.
O halde, borcun doğumundan sonra düzenlendiği anlaşılan 01.12.2004 tarihli fatura dışında kalan diğer faturaların, hacizli mallara uygun olup olmadığı konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile gerekirse mahallinde keşif yapılmak sureti ile tesbit edilmeli, hacizli mallara uygun olduğu tesbit edilen faturaların davalı 3. kişinin ticari defterinde, malların ise envanterde kaydının bulunup bulunmadığı yine bilirkişi marifetiyle araştırılarak oluşacak sonuca göre karar vermek gerekirken mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan, eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetli değildir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı alacaklıya geri verilmesine, 26.01.2010 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)