Mesajı Okuyun
Old 26-03-2012, 09:46   #4
hatice_bck

 
Varsayılan

Esas :2010/5708
Karar:2011/3127
Tarih:05.04.2011
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-KARAR-
Davacı alacaklı vekili, borçlu hakkında Bakırköy 10. İcra Müdürlüğünün 2008/14323 sayılı takip dosyasından takip başlattıklarını, borçlu adına kayıtlı Yıldırım 1. bölge 4262 ada, 9 nolu parseldeki taşınmazın takipleri sonuçsuz bırakmak için 31.10.2008 tarihinde davalı Hanife Seymen’e satıldığını belirterek borçlu ve 3. kişi arasındaki tasarrufun iptalini talep etmiştir. Yargılama sırasında, dördüncü kişi Şirin Toz da davaya dahil edilerek dava konusu taşınmazın 3. kişi tarafından 23.12.2008 tarihinde anılan şahsa satıldığından bu satışın da iptalini istemiştir.
Davalı Hanife Seymen, davayı kabul etmediğini taşınmazı 60.000 TL.sına aldığını, 45.000 TL sının alacağına karşılık olduğunu, 15.000 TL sını ödediğini ve 62.000 TL sına da davalı Şirin Toz’a sattığını belirterek haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı Şirin Toz, taşınmazı emekli ikramiyesi ve birikimi ile aldığını, davanın reddi gerektiğini belirtmiştir.
Davalı borçlu vekili, satış tarihinde takibin başlamadığını, taşınmazın borçları ödeyebilmek için satıldığını ve davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın satış işleminin 31.10.2008 tarihinde yapıldığı, alacağa ilişkin takibin ise bu tarihten sonra 19.11.2008 tarihinde başladığı, tasarruf tarihinde davacının kesinleşmiş alacağı bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; karar, davacı alacaklı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK.nun 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Tasarrufun iptali davasının görülebilmesi için genel dava koşullarının yanında, tasarrufun borcun doğumundan sonra yapılması ve kesinleşmiş bir icra takibine konu alacağın bulunması gerekmektedir.
Somut olayda borç kaynağı olan takip konusu çek ve bonolardan ilki 30.11.2008 keşide tarihli olmakla birlikte çekler, ticari hayatta vadeli olarak da düzenlenmektedir. Diğer yönden icra takibi borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği 5.12.2008 tarihinden sonra süresi içerisinde itiraz edilmeyerek kesinleşmiştir.
Bu nedenler tasarrufun borcun doğumundan sonra 31.10.2008 tarihinde yapıldığının kabulü gerekir.
Açıklanan bu maddi ve hukuksal nedenlerle, davanın görülebilmesi için gerekli koşullar mevcut olduğundan tasarruf tarihinde kesinleşmiş alacağın bulunmaması nedeniyle davanın reddi isabetsiz olup esasen taraf delilleri toplanmak, dosya arasında bulunan bilirkişi raporları ve davalı 3. kişi ve borçlunun davaya karşı cevapları da nazara alındığında 31.10.2008 tarihli satış, borcun doğumundan sonra gerçekleşmiş ve taşınmazın gerçek değeri ile satış bedeli arasında fahiş fark olduğu, aynı zamanda alacağa karşılık olarak verildiği şeklindeki savunma mutad ödeme vasıtaları ile yapılmamış olduğundan İİK.nun 278-279-280. Maddeleri uyarınca borçlu ve 3. kişi arasındaki tasarrufun alacak ve ferileri ile sınırlı olarak iptali gerekeceğinin ve davalı Şirin Toz'un doğrudan borçlu ile hukuki muamelede bulunan kişi olmayıp dava konusu taşınmazı üçüncü kişi davalı Hanife Seymen’den satın alan dördüncü kişi olduğu, bu davalı hakkındaki davanın kabul edilebilmesi dolayısıyla onun yaptığı tasarrufun iptalinin ancak kötü niyetli olduğunun kanıtlanması durumunda mümkün bulunduğu, dördüncü kişi yönünden bedel farkı ve yakın tarihlerdeki satış başka delillerle desteklenmediği takdirde tek başına iptal nedeni sayılmayacağı, zira üçüncü kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin iyi niyetli olması halinde İİK.nun 283/2 maddesi uyarınca üçüncü kişinin malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekeceği hususları da dikkate alınıp toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı alacaklıya geri verilmesine 05.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.